\n
\nEn etkili kalça hareketleri arasında wood chop squat da yer almaktadır. Ayaklarınız omuz genişliğinden biraz daha açık olacak şekilde ayakta durun. Dizleri dışarı doğru itin, çömelme pozisyonuna indirin, dizleri ayaklarınızın arkasında tutun. Kalça kaslarınızı sıkın ve ayağa kalkmak için topuklarınızı itin, kollarınızı sağa doğru kaldırın. (Ek bir meydan okuma için dambıl veya ağır bir kitap gibi ağırlıklar ekleyin.) Gövdenizi hafifçe bükün, ancak bacaklarınızı ve ayaklarınızı sabit tutun. 10 ila 12 tekrar için tekrarlayın, ardından sola çevirin.
\nCalf raise squt antrenmanınıza ekleyebileceğiniz kalça hareketleri arasında yer almaktadır. Kalça genişliğinden biraz daha geniş şekilde ayakta durun, ağırlıklar isteğe bağlıdır. Omurgayı düz ve karnı gergin tutarak çömelme pozisyonuna inin, uyluklarınızı mümkün olduğunca yere paralel hale getirin. Ardından kalça kaslarınızı sıkın ve topuklarınızı iterek ayağa kalkın, ayak parmaklarınızın üzerinde yükselin. Çömelme pozisyonuna geri dönün ve 10 ila 12 tekrar için tekrarlayın.
\nEn popüler kalça hareketleri arasında yürüyerek lunge da yer almaktadır. Sağ bacağınızı öne doğru atın ve sağ diziniz doğrudan sağ ayak bileğinizin üzerinde olacak ve sol kalçanız doğrudan sol dizinizin üzerinde olacak şekilde vücudunuzu alçaltın. Kalça kaslarınızı sıkın ve sağ bacağınızın üzerinde durmak için yukarı itin, sol dizinizi göğsünüze doğru kaldırın. Sol bacağınızı önünüzdeki yere koyun ve egzersizi karşı tarafta tekrarlayın. Ek bir meydan okuma için ağırlık ekleyin. Her bacakta 10 ila 12 tekrar için tekrarlamaya devam edin.
\nAğırlıklarla birlikte yan lunge oldukça etkili kalça hareketleri arasındadır. Ayaklarınızı birleştirin ve sağ bacağınızı sağa doğru uzatarak büyük bir adım atın. Sırtınızı düz tutun, omuzlarınızı kaldırın ve sol bacağınızı uzatın, sağ dizinizi bükün ve kalçanızı yere doğru indirin. (Sağ dizinizin sağ ayak bileğinizi geçmesine izin vermeyin.) Kalça kaslarınızı kullanarak, başlangıç pozisyonuna geri dönmek için topuğunuzu itin. Sol bacağınızla tekrarlayın. Her iki tarafta 10 ila 12 tekrar arasında dönüşümlü olarak devam edin.
\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1639385455220.png","__v":0},{"_id":"61b31627cdb911ba2f91c155","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1639144011357.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"saglikli-yasam","title":"Sağlıklı Yaşam Nedir?","description":"Sağlıklı Yaşam Nasıl Olur? Sağlıklı Yaşam Neden Önemlidir?","date":"2021-12-10T13:47:12.000Z","body":"Hepimiz sağlıklı yaşam sürmek, sağlıklı bir hayat isteriz. Öyle değil mi?
\nSağlıklı denemeyecek bir yaşam şeklinde, çoğu zaman yorgunluk, stres, hastalıklarla baş etmek durumunda kalırız. Genellikle de sağlığımızı etkileyen durumlar ortaya çıktığında ise sağlıklı yaşam ile ilgili kararlar alır ve çoğunlukla bunu erteleriz.
\nPeki sağlıklı yaşam gerçekte nedir? Sağlıklı yaşam için neler yapmak gerekir bu yazımızda bunlardan bahsedeceğiz.
\n\nSağlıklı yaşam, bedenen ve ruhen sağlıklı, iyi, mutlu hissettiren bir yaşam şeklidir. Birçok insan için sağlıklı yaşam tanımı farklı olsa da genel anlamda bedenimize ve ruhumuza iyi gelen, fayda sağlayan alışkanlıklara sahip olma durumu olarak tanımlanabilir.
\n\nSağlıklı yaşam neden önemlidir?
\n1.\tHastalıklara karşı korur
\n2.\tYaşam süresini uzatmaya katkı sağlar
\n3.\tDoğa dostu bir yaşam sunar
\nSağlıklı yaşamın hem vücudumuza, hem ruhumuza hem de dünyamıza birçok faydasından bahsetmek mümkün.
\n\n\n1.\tSağlıklı beslenmek
\nSağlıklı beslenmek sağlıklı yaşam için en önemli faktörlerin başında gelir. Yeteri kadar sebze-meyve tüketmek, mevsiminde ve temiz beslenmek, işlenmiş gıda tüketimini minimuma indirmek, sigara-alkol tüketimini azaltmak mümkünse sonlandırmak, basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidrat tercih etmek gibi birçok sağlıklı beslenme önerisi sunulabilir.
\n2.\tDaha aktif olmak
\nHareket hayatın her alanında son derece önemlidir. Daha iyi bir kalp sağlığı, kilo yönetimi ve ruh sağlığı dahil birçok faktör hareket ve hareketsizlikten etkilenir.
\nEgzersiz söz konusu olduğunda illa saatler harcamak gerekmez, günlük 30 dakika kadar aktif olmak, belki yürüyüş belki bahçe işleri veya dans gibi sevdiğiniz bir aktiviteyi yapıyor olmak da aktif olmak için yeterlidir.
\n3.\tStresi kontrol altına almak
\nStres yönetimi, sağlıklı yaşam için son derece elzemdir. Bağışıklık sistemini zayıflatması, sindirim problemleri, depresyon, anksiyete, kalp rahatsızlıkları gibi bir çok durum için stres önemli bir risk faktörüdür.
\nHayatımızda stresin olmaması mümkün değildir, ancak önemli olan stresi nasıl karşıladığımız ve nasıl yönettiğimizdir. Stres seviyesini minimumda tutmak, sağlığımızı etkileyecek boyutlara gelmeden stres kaynağı ile ilgili bir çözüm bulmak veya meditasyon, yoga, nefes egzersizleri gibi stres yönetimine destek uygulamalardan faydalanmak son derece önemlidir.
\n4.\tSağlıklı ilişkiler kurmak
\nSağlıklı yaşamın içerisinde ruh sağlığı da en az beden sağlığı kadar önemlidir. İnsan sosyal bir canlıdır ve eğer sağlıklı bir çevrede sağlıklı ilişkiler kuramazsa birtakım stres veya farklı problemler ortaya çıkabilir.
\n📝Yapılan bilimsel araştırmalar, daha iyi sağlam ilişkileri olan kişilerin depresyona yakalanmak oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir.
\n\n\nSağlıklı yaşam bir bütündür. Bedenen, ruhen, fizyolojik olarak iyi olmayı ifade eder. Bu sebeple bedenimize iyi gelecek besinler tercih edip, hareketi hayatımıza katmak, sosyal varlığımızı kabullenip sağlıklı ilişkiler inşa etmek ve en önemlisi hayatımızda mutlaka olan stres ile doğru bir şekilde mücadele etmeyi öğrenmek sağlıklı yaşam için atılacak en önemli adımlardandır.
\n\n\nSağlıklı yaşam ve sağlıklı yaşam yolculuğunda sizi zorlayan, engelleyen faktörleri tespit edip uzmanlarımızın hazırladığı çözüm programlarına katılmak için hemen Bewell’i indirin!
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61b315d3cdb911ba2f91c153","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1639142158281.jpg","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"egzersiz","title":"Egzersiz Nedir?","description":"Egzersiz Nasıl Yapılır? Egzersiz Türleri Nelerdir?","date":"2021-12-10T13:15:39.000Z","body":"Egzersiz, fiziksel olarak aktif olup kalp atışının dinlenme halinden yüksek seviyelere çıkması halidir. Fiziksel ve zihinsel sağlık için egzersiz son derece önemlidir.
\nEv içerisinde temizlik yapmak, yürüyüşe çıkmak, bahçeyi ekip biçmek veya bir spor salonunda antrenman yapmak dahil birçok egzersiz çeşidi vardır.
\nDüzenli egzersiz daha aktif ve sağlıklı bir beden ile daha iyi bir ruh hali için elzemdir. Her gün herhangi bir yoğunlukta egzersiz yapmak, genel sağlığın iyileştirilmesine katkıda bulunur.
\nEgzersiz kabaca 3 ana türe ayrılır:
\n•\tAerobik
\n•\tAnaerobik
\n•\tÇeviklik egzersizleri
\n\nAerobik Egzersiz Nedir?
\nAerobik egzersiz genel olarak vücudun oksijeni daha iyi kullanmasını amaçlar. Uzun sürer ve genellikle orta şiddette uygulanır.
\nAerobik egzersizde en az 20 dakika aktif olmak hedeflenir.
\n\nAerobik Egzersiz Faydaları:
\nAnaerobik Egzersiz Nedir?
\nAnaerobik egzersiz genel olarak enerji için oksijen kullanmaz. Bu egzersizler, güç kuvvet ve kas kütlesi oluşturmak için tercih edilir.
\nAğırlık kaldırma, kısa mesafe koşuları (sprint), interval antrenmanlar gibi anaerobik egzersizler yüksek yoğunluklu hareketler olup genellikle 1-2 dk süreyle uygulanırlar.
\nGenel olarak egzersiz yapmak kalp sağlığına çok faydalı olsa da anaerobik egzersizlerin sağlık etkileri oldukça yüksektir.
\n\nAnaerobik Egzersiz Faydaları
\nÇeviklik Egzersizleri Nedir?
\nÇeviklik egzersizleri, sporcuların hız, atiklik ve kontrol yeteneklerini geliştirmek üzerine kurgulanan egzersizlerdir.
\nÖrneğin teniste, bir oyuncunun her atıştan sonra iyi bir toparlanma yoluyla kort pozisyonu üzerindeki kontrolünü sürdürmesine yardımcı olur.
\nElit sporcular için çeviklik egzersizleri spor dallarında daha başarılı olmalarına destek olur.
\n\nHareketsiz bir yaşam, öncelikle kardiyovasküler hastalıklar olmak üzere, diyabet, osteoporoz gibi birçok sağlık problemine sebebiyet verebilir.
\nAynı zamanda egzersiz yapmamak yani düşük fiziksel aktivite obezite ve fazla kilolu olma durumu için de bir risk faktörüdür.
\nOtoriteler, günlük 30 dakika, haftada en az 150 dakika kadar aktif olmayı önerir.
\nEgzersiz alışkanlığı kazanmana yardımcı olacak ve doğru egzersiz tekniklerini öğreneceğin programlar ile hareketi hayatına katmak için hemen Bewell’i indir!
\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61ae01cdcdb911ba2f915308","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1638794346169.png","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"motive","title":"Kilo Vermek İçin Motive Olma Yolları","description":"Diyette kendini motive etme Kilo vermek için nasıl motive olunur Kilo vermeye motive olmanın ipuçları","date":"2021-12-07T06:45:16.000Z","body":"Pek çok kişi, motive olabilmenin bazılarının sahip olduğu ve bazılarının sahip olamadığı sihirli bir nitelik olduğuna inanır. Ancak kilo vermek, formda kalmak veya sağlıklı olmak için herkesin motive kaynağını nasıl bulunacağını öğrenebileceği kolay teknikler var.
\nMotive olmanın nasıl çalıştığını anlayarak kilo verme başarısı elde etmek için ihtiyaç duyduğunuz yapı taşlarını bir araya getirebilirsiniz. Kilo vermek için motive olmanın en iyi yolu, nereye bakacağınızı öğrenmektir. Çok basit: içinize ve dışınıza bakın.
\nBasitçe söylemek gerekirse, iki tür motive olma yolu vardır: dışsal ve içsel. Dışsal motive, sizin dışınızdaki bir kaynaktan gelen ilhamdır. Örneğin, doktorunuz size kilo vermeniz gerektiğini söylerse, sağlığınızın bozulacağı korkusuyla diyet yapmak için dışarıdan motive olabilirsiniz. Birçok ödül dışsal kaynaklardır. Daha küçük bir elbise bedenine sığdırmak için diyet yapıyorsanız, dışsal bir şekilde motive oldunuz demektir.
\nÖte yandan, içsel motive içeriden gelir. Antrenmanın sonunda elde ettiğiniz başarı duygusu nedeniyle egzersiz yapıyorsanız, motive kaynağınız içseldir. Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağladığı için sağlıklı bir atıştırmalık seçerseniz içsel olarak motive olursunuz.
\nKilo verme deneyiminiz sırasında dışsal ve içsel motive kaynakları farklı zamanlarda devreye girecek. Hem dışsal hem de içsel motive formlarını nasıl kullanacağınızı anlayarak, kendinizi kilo verme başarısı için ihtiyaç duyduğunuz araçlarla donatabilirsiniz.
\nİnsanlar genellikle dış motive kaynaklarından dolayı bir egzersiz veya kilo verme programına başlarlar: kıyafetleri uymuyor, doktorları onlara kilo vermeleri gerektiğini söylemiş, aileleri ve arkadaşları zayıflamaları için onlara baskı yapıyor. Bu dış faktörler, topun yuvarlanmasını sağlamak için harikadır.
\nKilo vermek için dışarıdan bir baskı hissettiğinizde, bunun sizi yapabilecekleriniz için bilgi toplamaya motive etmesine izin verin. Diyet yapmaya hazır olmayabilirsiniz ancak kilo verme planları ve egzersiz programları hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Tam kapsamlı bir kilo verme programına katılmadan önce sağlığınızı iyileştirmek için atabileceğiniz küçük adımlar olup olmadığını öğrenin. Diyetinizde veya yaşam tarzınızda küçük değişiklikler yapmanın sağlığınızı nasıl etkileyeceğini uzmanlara sorun.
\nKısa vadeli hedeflere ulaşmak için hafif bir dürtüye ihtiyacınız olduğunda dışsal motive kaynakları yardımcı olabilir. Örneğin, egzersizin sizin için iyi olduğunu biliyor olabilirsiniz, hatta bir antrenmanı tamamladıktan sonra daha iyi hissedeceğinizi bile biliyor olabilirsiniz ancak bazı günlerde antrenmana başlamakta motive olurken zorlanabilirsiniz. O günlerde kendinize sağlıklı bir ödül sözü verin. Örneğin bir köpük banyosu ödülüne ne dersiniz? Antrenmanı tamamlandıktan sonra kendinizi küvette geçirdiğiniz zamanla ödüllendirin.
\n\nDışsal motive, kısa vadeli zorlukların üstesinden gelmenize yardımcı olabilirken, kilo vermede başarılı olan insanlar genellikle içsel motive kaynakları tarafından motive edilir. İyi beslenmek yemek ve egzersiz yapmak onları iyi hissettirir, böylece uzun vadede sağlıklı alışkanlıklar uygulamaya devam ederler.
\nPeki içsel motiveyi nasıl yaratırsınız? İyi haber şu ki çoğu insan buna zaten sahip. Tek yapmanız gereken onu bulmak, tanımlamak ve kabul etmek.
\nİçsel motive kaynaklarını geliştirme sürecinde ilerledikçe kendi yeteneklerinize olan güveninizin artacağını göreceksiniz. Küçük başarıları kabul ettiğinizde daha büyük hedeflerin ulaşılabilir olduğuna inanmak daha kolay hale gelir. Kendinizi ve kilonuzu değiştirerek sağlığınızı değiştirebileceğinize inanmaya başlarsınız.
\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61a6243dcdb911ba2f90b410","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1638280045763.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"odem-atmak-icin","title":"Ödem Atmak İçin Öneriler","description":"Ödem Atmak İçin Beslenme Nasıl Olmalı? Ödem Atmak İçin Neler Yapmalı?","date":"2021-11-30T13:47:05.000Z","body":"Ödem, vücudumuzda su tutulması anlamına gelen, hayat kalitesini son derece etkileyen önemli bir durumdur.
\nDolaşım sisteminde ve dokularda meydana gelen ödem; eller, ayaklar, bacaklar ve ayaklarda şişmeye yol açabilir.
\nBunlara ek olarak, böbrek veya kalp hastalıkları gibi rahatsızlıklar ve kullanılan ilaçlar da ödem problemine yol açabilir.
\n\nEğer ödemin kaynağı bir sağlık problemi veya kullanılan ilaç ise, basit müdahaleler etkili olmayabilir. Ancak yaşam tarzı, hareketsiz, beslenme gibi sebeplerden kaynaklanan durumda ödem atmak için öneriler verilebilir.
\n\n1.\tTuz tüketimini azaltın. Ödemin çoğunlukla en yaygın sebebi olan fazla tuz tüketimini sınırlandırmak ödem atmak için önemli bir yöntemdir. Tuz, yapısındaki sodyum sebebi ile vücutta su tutulumuna sebep olur.
\n2.\tMagnezyum alımını arttırın. Ödem atmak için magnezyum alımını arttırmak faydalı bir yöntem olabilir. Magnezyum sodyumun etkisinin tam tersini yaparak vücutta su tutulumunu engellemeye yardımcı olur.
\n3.\tB6 vitamini alımını arttırın. Kadınlar özellikle adet dönemleri öncesinde fazlasıyla ödemli hissedip ödem atmak için birçok yönteme başvurabiliyorlar. Yapılan araştırmalar ödem atmak için B6 vitamini tüketiminin, adet öncesi semptomları azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir. B6 vitamini açısından zengin gıdalara: muz, patates, ceviz ve kırmızı et örnek verilebilir.
\n4.\tPotasyumdan zengin beslenin. Potasyum alımının optimum olması ödem atmak için son derece önemlidir. Potasyum vücuttan sodyumun atılmasını sağlayarak su tutulumunun önüne geçebilir. Muz, avokado ve patates potasyum açısından zengin besinlerdir. Ödem atmak için tercih edilebilir.
\n5.\tKarahindiba tüketmeyi deneyin. Karahindiba geleneksel tıpta sıklıkla idrar söktürücü olarak kullanılan bir besindir. Ödem atmak için denenecek birçok yöntem arasında karahindiba önemli yer tutar. Özellikle karahindiba yaprağı özünün tüketilmesi idrar üretimini arttırarak ödemi atmak için faydalı bir yöntem olarak etki eder.
\n6.\tBasit karbonhidratlardan uzak durun. Basit karbonhidratlar vücuttan fazla miktarda insülin salgılatmaya sebep olur. Fazla insülin ise sodyumun geri emilimini arttırarak su tutulumuna sebep olabilir. Ödem atmak için yapılacak şeylere ek olarak basit karbonhidrat tüketimini azaltarak; bulgur, kinoa, karabuğday gibi kompleks karbonhidratlara da yer vermek gerekir.
\n7.\tHareket edin. Hareket etmek kan dolaşımını hızlandırarak özellikle vücudun alt bölümlerinde su tutulumunun önüne geçebilir.
\n\nÖzetlemek gerekirse:
\nÖdem atmak için birçok yöntem olmakla birlikte bilimsel araştırmalarla etkinliği kanıtlanmış yöntemlerden bahsetmek istedik.
\nBazı basit yaşam değişiklikleri ödem atmak için yardımcı olabilir. Ancak ödem atmak için yaptığınız değişiklere rağmen ödem probleminiz devam ediyorsa veya hayatınızda birçok soruna neden oluyorsa, o zaman bir hekime görünmekte fayda var.
\nÖdem atmak için Diyetisyenimizin hazırladığı içerik ve yönlendirmelere göz atmak için hemen Bewell’i indirin!
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61a07891cdb911ba2f9052dc","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1637909738058.png","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"kaygi","title":"Kaygı Nedir ve Kaygı ile Nasıl Başa Çıkılır?","description":"Kaygı Nedir? Kaygı Belirtileri Nelerdir? Kaygı Türleri Kaygının Nedenleri Kaygı İle Başa Çıkma Yöntemleri","date":"2021-11-26T08:20:08.000Z","body":"Birçoğumuz için hayal bile edemeyeceğimiz birçok öngörülemeyen durumla birlikte zor bir yıl oldu. King's College London tarafından yapılan bir çalışmaya göre kaygı düzeyimizin tüm zamanların en yüksek seviyesinde olması şaşırtıcı değil. Bununla birlikte, endişeli hissetmek ve kaygı bozukluğu yaşamak arasında bir fark vardır ve biz ikincisini deneyimlemenin ne anlama geldiğini açıklamak için buradayız.
\nBu yazımızda size kaygının ne olduğunu, ana fiziksel ve zihinsel semptomlarını, farklı kaygı bozukluğu türlerini, ana nedenleri ve kaygıyla başa çıkmanın ve onu tedavi etmenin yollarını açıklayacağız. Yakınınızdaki birine yardım etmek veya kendi zihinsel sağlığınızı iyileştirmek istiyorsanız, bu yazımızın size rehberlik edebileceğini umuyoruz.
\nMuhtemelen birçok kez kaygı kelimesini duymuşsunuzdur ancak onu yaşamak aslında ne anlama geliyor? Kaygı, sürekli bir endişe halinde olmayı veya aşırı miktarda korku göstermeyi ifade eden yaygın bir zihinsel sağlık sorunudur. Herkes ara sıra bir şeyler hakkında endişelenir, ancak endişeden muzdarip olmak, endişenin günlük yaşamınızda zayıflatıcı bir etkisi olduğu anlamına gelir.
\nKaygı bozuklukları, dünyadaki en yaygın ruh sağlığı sorunudur ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünya çapında 13 kişiden 1'inin bir kaygı bozukluğundan muzdarip olduğunu öne sürmektedir. Yani herhangi biriyle uğraşıyorsanız, kesinlikle yalnız olmadığınızı bilin. Kaygı, kadınlarda ve gençlerde daha yaygındır ve bunun birkaç nedeni olabilir. Kadınlarda Kaygı teşhisi erkeklere göre iki kat daha olasıyken, 5-19 yaşındakilerin %7,2'si bir kaygı durumu yaşıyor.
\nKaygı belirtileri, türüne bağlı olarak değişecektir ancak çoğu kaygı durumu, aşağıda ayrıntıları verilen semptomların birkaçını veya çoğunu içerecektir. Aşağıdaki belirtiler, Yaygın Kaygı Bozukluğu'ndan muzdarip insanları tasvir etmede en doğru olacaktır.
\nFiziksel Semptomlar:
\nZihinsel Semptomlar:
\nPek çok farklı kaygı bozukluğu var ancak bu yazımızda dört ana türden bahsedeceğiz.
\nYaygın Kaygı Bozukluğu:
\nBu en yaygın kaygı bozukluğudur ve genellikle insanların kaygıları olduğunu söylediklerinde kastettikleri şeydir. YKB olan kişiler, stresli bir durumda olmanın bir sonucu olarak değil, çoğu zaman endişeli hissederler. Genellikle en kötü senaryoyu beklerler ve bu olumsuz duyguları kontrol etmekte zorlanırlar. Bu kaygı, normal yaşamları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olmak için yeterlidir çünkü kontrol edilemeyen endişelere neden olarak yapmak istedikleri şeye odaklanamazlar. Ayrıca ilişkilerde, uykuda, yemek yemede ve işte sorunlara neden olabilir. Endişeler genellikle tek bir konu ile ilgili değildir, bunun yerine bir kişinin hayatının birçok yönü ile ilgilidir.
\nSosyal Kaygı:
\nSosyal kaygı veya sosyal fobi, sosyal ortamlarda bulunma ve başkalarının önünde performans gösterme konusunda yoğun bir korkuya neden olan bir rahatsızlıktır. Normalde endişeye neden olmayan normal durumlarda bile, sosyal kaygısı olan biri başkaları tarafından alay edilmekten, küçük düşürülmekten, saldırıya uğramaktan veya yargılanmaktan korkabilir. Kalabalık insan gruplarından veya çok iyi tanımadıkları insanlarla birlikte olmaktan rahatsız olabilirler. Sosyal kaygının ortaya çıkabileceği en yaygın senaryolardan bazıları yeni insanlarla tanışmak, flört etmek, topluluk önünde konuşmak, sohbet başlatmak ve insanların önünde yemek yemektir. Bunlardan bazıları kulağa sinir bozucu gelebilir, bazıları olmayabilir, ancak sosyal kaygısı olan biri için hepsi travmatik hissedebilir.
\nPanik Bozukluk:
\nMuhtemelen panik atakları daha önce duymuşsunuzdur ancak panik bozukluğun tekrarlayan ve beklenmedik panik ataklar yaşadığınız bir zihinsel sağlık sorunu olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Bu, günlük yaşam için son derece yıkıcı olabilir ve her panik atak gerçekten korkutucu bir deneyimdir.
\nPanik atak genellikle aniden ortaya çıkar ve titreme, kalp çarpıntısı, hiperventilasyon ve baş dönmesi gibi semptomlara neden olur. Acı çekenler, kendilerini hareketsizleştiren bir korku hissederler ve bazen bayılacaklarından veya öleceklerinden endişe ederler. İyi haber panik ataktan ölemezsiniz. Sadece yüksek düzeyde kaygı, tehlikede olduğunuzu hissetmenize neden olabilir.
\nPanik atak geçirdikten sonra uzun süre tekrarlayabileceğinden endişelenmek, panik atağın aslında tıbbi bir sorunun (kalp hastalığı gibi) bir işareti olduğundan endişelenmek ve bazı davranışlardan kaçınmak panik bozukluğunuz olabileceğine dair bazı belirtilerdir.
\nFobiler:
\nİnsanlar genellikle bir şeyin fobisi olduğu konusunda şakalar yapabilir ancak fobiler aslında ciddiye alınması gereken oldukça yaygın bir kaygı bozukluğu türüdür. Bir şeye karşı fobiniz olduğunda, ondan tamamen korkarsınız ve zihninizde herhangi bir tehlikeyi mantıksız bir şekilde abartırsınız. Bazı insanların fobik uyaranın yakınında olmasına bile gerek yoktur ancak sadece bir ekranda düşüncesi veya görüntüsü aşırı miktarda kaygıya ve hatta panik atağa neden olabilir. Çoğu zaman, fobisi olan insanlar korkularının mantıksız olduğunu bilirler ancak bu kaygı duygularını engellemez.
\nEn yaygın fobilerden bazıları arasında yükseklik korkusu olan pteromerhanofobi, kapalı alan korkusu olan klostrofobi ve entomofobi yani böcek korkusu yer almaktadır.
\nKaygının belirgin bir nedeni yoktur. Aksine, genellikle kişiliğiniz, yetiştirilme tarzınız ve yaşam koşullarınızla ilgili farklı şeylerin bir karışımından kaynaklanır. Aşağıda, kaygı bozukluklarının olası nedenleri hakkında daha fazla ayrıntıya giriyoruz.
\nGenetik:
\nAraştırmalar, yakın bir akrabanızda kaygı bozukluğu varsa, sizin de muzdarip olma ihtimalinizin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu gerçek, doğanın ve beslenmenin bir karışımının sonucu olabilir ancak genetiğin bir rol oynayabileceğine dair bazı kanıtlar var. 2015 yılında ikizler ile yapılan bir araştırma, RBFOX1 genine sahip olmanın yaygın kaygı bozukluğu geliştirme şansını artırabileceğini göstermektedir.. 2016'dan ayrı bir çalışma, belirli genlerin varlığının yaygın kaygı bozukluğu, sosyal kaygı ve panik bozukluğu ile bağlantılı olabileceğini gösterdi.
\nKaygının biyolojik nedenleri konusunda beyin kimyamız da rol oynar ve genetiğimizle bağlantılıdır. Birçok bilim insanı kaygının kısmen beyindeki serotonin, dopamin, norepinefrin ve GABA gibi nörotransmitterlerin dengesizliğinden kaynaklandığına inanıyor.
\nAzaltılmış serotonin seviyeleri, ruh halini büyük ölçüde etkilediğinden, kaygı ve depresyon ile ilişkilendirilmiştir. Dopamin bir kişinin sahip olduğu enerji miktarını etkilediğinden, düşük miktarda dopamin kaygı üzerinde benzer bir etkiye sahip olabilir, ancak çok fazla dopamin de paranoya duyguları yaratabilir.
\nÇocukluk Deneyimleri ve Travmaları:
\nÇoğu psikolojik sorunda olduğu gibi, olumsuz çocukluk deneyimleri veya geçmiş travmalar kaygı bozukluklarına neden olabilir. Bazı durumlarda bu, sevilen birinin ölümü, bir saldırı veya travmatik bir şeye tanık olmak gibi tekil bir olay olabilir. Ayrıca, kaygı; fiziksel veya duygusal istismar veya zorbalık gibi tekrarlanan olumsuz deneyimlerden kaynaklanabilir.
\nBu durumlarda kaygı, genellikle beyninizin ve vücudunuzun geçmişteki travmatik olaylarla başa çıkmak için stratejiler oluşturmasının bir sonucudur. Özellikle olumsuz deneyimlerin bir kalıbı olduğunda, beyin kötü bir şey olacağını tahmin etmeye başlayabilir. Bu beklenti, kalıcı korku ve endişeye neden olabilir.
\nKaygı yaşamak için gerçekten kötü bir şey yaşamış olmanıza gerek olmadığını belirtmekte fayda var. Kaygısı olan pek çok insan geçmiş olaylara kadar inemez bu yüzden duygularınızı abartıyormuş gibi hissetmemelisiniz.
\nMevcut Yaşam Durumu:
\nKaygı günlük hayatın streslerinden de kaynaklanabilir. Bu faktörler stres tetikleyici gibi görünmeyebilir ancak zihinsel sağlığı kolayca etkileyebilir. Mevcut yaşam durumunuzda kaygıya neden olabilecek şeyler arasında para endişeleri, ilişki sorunları, iş stresi, sevilen birine bakmak veya işten çıkarılmak yer alır. Şu anda küresel bir salgın yaşanıyor ve COVID-19'un stresi, özellikle gençler arasında kaygıda büyük bir artışa neden oldu.
\nKaygı gibi zihinsel sağlık sorunlarının diğer bir yaygın nedeni fiziksel hastalık veya yaralanmadır. Fiziksel bir hastalıkla uğraşmanın stresi, özellikle acıyı, maddi sıkıntıyı ve günlük işleri yapmanın artan zorluklarını düşündüğünüzde, gerçekten çok zarar verebilir
\nUyuşturucu, Alkol ve İlaç Kullanımı:
\nBazen kaygı, belirli bir ilaç veya çok fazla alkol tarafından tetiklenebilir bu nedenle çoğu durumda bağımlılık veya alkolizm ile kaygı arasında bir bağlantı vardır. Ek olarak, fiziksel veya zihinsel hastalıklara yönelik bazı ilaçların kaygı gibi yan etkileri olabilir. Aşağıda bu ilaçlardan bazılarını listeledik:
\nAşağıda, kaygı belirtileriyle başa çıkmanıza yardımcı olmak için kullanabileceğiniz bazı taktikleri listeledik. Bu yöntemler profesyonel yardımın yerini alamaz ancak ihtiyacınız olduğunda size bir sakinlik hissi verebilir:
\nNefes ve farkındalık egzersizleri: Kendinizi sakinleştirmek için kullanabileceğiniz birçok nefes egzersizi mevcuttur.
\nArkadaşlarınız, aileniz veya hobilerinizle dikkatinizi dağıtmak: Bazen bizi seven insanların yanında olmamız ya da bizi olumsuz duygulardan uzaklaştıran hobilere zaman ayırmamız gerekir.
\nÖz bakım stratejilerini kullanma: Banyo yapmak, mum yakmak, sakinleştirici müzik dinlemek ve meditasyon yapmak kaygı düzeyini azaltabilir.
\nEgzersiz yapmak: Egzersiz yapmak endorfinleri serbest bırakır ve kaygıyı azaltır.
\nGünlük yazmak: Yazmak, duyguları serbest bırakmanıza, kaygınızı tartışmanıza ve korkularınızın mantıklı olup olmadığını kontrol etmenize izin verme gücüne sahiptir. Bazen düşüncelerinizi kağıda dökmek gerçekten yardımcı olabilir.
\nYatağa erken gitmek: Uyku, zihinsel sağlığın korunmasında son derece önemli bir faktördür.
\nSağlıklı, dengeli beslenmek: Yediğimiz yiyecekler, kelimenin tam anlamıyla vücudumuz için yakıt olduğu için duygusal sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
\nAlkol, uyuşturucu ve kafeinden uzak durmak: Bunların her birinin sağlığınız ve refahınız üzerinde olumsuz etkileri olabilir, bu nedenle onlardan vazgeçmeye değer olabilir. Özellikle kafein kötü görünmeyebilir, ancak kaygısı olan birinin çok gergin hissetmesine neden olabilir.
\nKaygı için birkaç harika tedavi seçeneği vardır ve birçok insan her gün bunun için tedavi görmektedir. Aynı şey herkes için işe yaramaz ve çoğu zaman insanlar semptomlarla etkili bir şekilde mücadele etmek için farklı tedavilerin bir karışımına ihtiyaç duyar. Kaygı tedavisinin ana iki türü terapi ve ilaç tedavisidir.
\nBilişsel davranışçı terapi (BDT): Bu, genellikle depresyon ve kaygıyı tedavi etmek için kullanılan bir tür konuşma terapisidir ve en başarılı tedavilerden biridir. Olumsuz düşünce kalıplarını belirleyerek ve bozarak düşünce ve davranışlarınızı değiştirmeyi amaçlar.
\nGevşeme Terapisi: Bu, kaygının fiziksel semptomlarıyla baş etmenin iyi bir yoludur ve özellikle panik bozukluğu için etkili olabilir. Potansiyel olarak paniğe neden olan durumları tanımlamayı ve vücudun sakinleşmesine yardımcı olmak için kas gevşetme tekniklerini kullanmayı öğrenmeyi içerir.
\nİlk olarak, ilaçların herkes için işe yaramadığını ve hatta bazı durumlarda kaygı bozukluklarını daha da kötüleştirebileceğini belirtmekte fayda var. Sadece diğer yöntemler işe yaramıyorsa kullanılmalıdır ve ilaç sizi daha kötü hissettiriyorsa, doktorunuzla konuşmalı ve almayı bırakmalısınız. Unutmayın, sadece deneyimli bir doktor veya psikiyatrist ilaca devam edip etmemeniz gerektiğini söyleyebilir.
\nUmarız bu yazımız kaygı bozukluklarını biraz daha iyi anlamanıza yardımcı olmuştur ve umarız kendinize veya zor zamanlar geçiren bir başkasına daha fazla yardımcı olabilirsiniz. Akıl sağlığınızı anlamak çok önemlidir ve kendinize bakabilmenin büyük bir parçasıdır.
\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"__v":0},{"_id":"619cbcaecdb911ba2f901e6e","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1637662667297.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"evde-spor","title":"Evde Spor İçin İpuçları","description":"Evde spor yapmak Evde spor programı Evde spora başlamak","date":"2021-11-26T06:57:33.000Z","body":"COVID-19 salgını sırasında, dünya çapında insanlar kendilerini ve başkalarını korumak için bilinen günlük rutinlerden uzaklaşmak zorunda kaldı. Fiziksel ve zihinsel sağlık için spor, tarihteki herhangi bir zamandan daha önemli bir hale geldi. Ayrıca spor salonları bir süreliğine kapanınca ve hijyen konusunda güvensizlikler artınca birçok kişinin spor rutinlerini sürdürmesi daha da zorlaştı. Bu durumda öne çıkan kavram ise evde spor oldu.
\nBirçok insanın hedeflerine ulaşması için pahalı ve büyük spor ekipmanları gerekli olmayabilir. Birkaç dambıl, bant ve ağırlıklı top hatta yalnızca vücut ağırlığı evde spor için yeterlidir.
\nEvde spor yapmak için bir alan yaratmayı düşündüğünüzde, “gym” terimi sizi bunaltmamalıdır. Harika bir antrenman yapmak için tam donanımlı bir spor salonu atmosferine sahip olmanıza gerek yok, hatta yakınınızda bile.
\nVücut ağırlığı antrenmanı harikalar yaratabilir, ancak geleneksel bir spor salonu antrenmanını evde spor ile değiştirmek istiyorsanız, fiziksel hedeflerinizi bir sonraki seviyeye taşımada çok yardımcı olabilecek birkaç ekipman vardır.
\nİmkanlar sonsuzdur. Evde spor salonu yaratma fikrinin ve maliyetinin sizi bunaltmasına izin vermeyin. Birçok kişi çeşitli parçaların kullanılması için yavaş yavaş ekipman ekliyor. Sıkı bir bütçeniz varsa veya geleneksel ekipmanlarla satın almaya hazır değilseniz evde spora yönelik sizin için de seçeneklerimiz var!
\nSpor öncelikle bilimsel olsa da evde spor yapmak da yaratıcılığı gerektirebilir. Halihazırda sahip olduğunuz (veya satın alması ucuz olan) ev eşyaları ile inanılmaz bir antrenman yapabilirsiniz. Bir galon suyun dokuz kilo olduğunu biliyor muydunuz? Ve dolu bir çamaşır deterjanı şişesi ortalama olarak 3 kg ağırlığındadır. Bir galonluk su şişeleri,ya da deterjan şişesi ağırlık kaldırmanın ve evde sporun çok uygun maliyetli ve yaratıcı bir yoludur.
\nYeni evde spor alanınızı donatmak, bir evde spor rutini benimsemenin en kolay kısmıdır. Evde spor yapmak, yolunuzu ve zihniyetinizi değiştirmek anlamına gelir, ancak bunu yapabilirsiniz! Evde spor faydalarını fark ettiğinizde, bunu seveceğinizi düşünüyoruz.
\nBir evde spor rutinine yerleşirken, birkaç bilinmeyende gezinmeniz gerekebilir. Nasıl motive kalacağım? Ya yalnız çalışmayı sevmiyorsam? Bunu yapmak için evde bile yerim var mı? Bunların hepsi, üzerinde çalışabileceğiniz ve zaman geçtikçe hayatınıza uyacak şekilde değiştirebileceğiniz çok geçerli sorulardır. Yeni evde spor rutininiz için bazı gerçekçi çözümlere bir göz atalım.
\nHerkesin farklı fitness hedefleri, alanı ve mevcut ekipmanı vardır. Evde spor yapmanın güzelliği, hedeflerinizi karşılayan bir rutin, alan ve ekipman bulabileceğiniz anlamına gelir.
\nArtık evde spor yapmanın mümkün olduğunu ve spor salonuna göre birçok faydası olduğunu bildiğinize göre, umarım başlamak için motive olursunuz! Bu değişen zamanlar hepimiz için zor olsa da, her yerden beslenmenizi dengeleyerek ve düzenli egzersizlere katılarak fiziksel dayanıklılığınızı, zihinsel sağlığınızı ve bağışıklık sisteminizi yüksek tutabileceğinizi bilmek cesaret verici.
\nŞimdi yapmanız gereken tek şey başlamak ve unutmayın, tutarlılık çok önemlidir. Evde spor yolculuğunuzda size başarılar dileriz!
\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61976a58cdb911ba2f8fbba6","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1637313358516.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"beslenme-programi","title":"Beslenme Programı Nedir?","description":"Beslenme Programı Nasıl Olmalı? Bewell'de Beslenme Programı Nasıl Hazırlanır? Sağlıklı Beslenme Programı Nasıl Olur?","date":"2021-11-19T09:15:31.000Z","body":"Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı beslenme en temel gereksinimlerimizden biridir. Paketli ve işlenmiş besinlerin bu derece yaygın hale geldiği dünyamızda sağlıklı beslenmek günden güne zorlaşmış olabilir.
\nBeslenme programı, kişinin yediği ve içtiği şeylerin bir listesi olmakla birlikte sağlıklı beslenmeyi öğretmesi amaçlanmaktadır. Bir beslenme programı hazırlanırken kişinin rahatsızlıkları, özel durumları, tercihleri, istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulur.
\n\nBeslenme programı, kişinin uyması gereken kurallar bütünü değildir. İyi bir program, kişilere doğru beslenmeyi öğretmeli ve alışkanlık kazandırmalıdır. Aksi halde istenen sonuç alınıp programı uygulamaya ara verildiğinde, hedeften tekrar uzaklaşır ve aldığımız sonuçları kaybederiz.
\nİyi bir beslenme programı hem ihtiyaçları karşılamalı hem de doğru beslenmeyi öğretmelidir. Siz de tamamen size özel bir beslenme programı ile sağlıklı alışkanlıklar kazanmak için hemen Bewell’i indirin! Uzmanlarımızın hazırladığı beslenme programı ve alışkanlık içerikleri ile hedefinize kalıcı olarak ulaşın.
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"6193a4accdb911ba2f8f5a47","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1637066547756.png","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"kilo-verme-psikolojisi","title":"Kilo Verme Psikolojisi ve Kilo Vermenin Önündeki 5 Psikolojik Bariyer","description":"Kilo verme psikolojisi nedir? Kilo vermeyi engelleyen psikolojik bariyerler nelerdir? Kilo vermeyi engelleyen psikolojik bariyerler ile nasıl baş edilir?","date":"2021-11-17T06:51:43.000Z","body":"Belirli dönemlerde ya da sürekli çeşitli diyet ve egzersiz planlarını deniyor ve kilo veremiyor olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda yolunuzda psikolojik bir engel olabileceğini hiç düşündünüz mü?
\nKilo verme psikolojisi süreçte karşımıza çıkan önemli bir kavramdır. Kilo kaybı herkes için zorlu bir mücadeledir ancak duygusal mücadelelerle uğraşanlar hedeflerine ulaşmakta daha çok zorlanabilirler.
\nKilo verme psikolojisi söz konusu olduğunda sağlıklı bir çözüme giden ilk adım sorunu belirlemektir. Ancak iyi haber şu ki, bu engeller aşılabilir.
\nDoğru beslenme ve egzersiz yapma konusunda çoğumuz iyi niyetliyiz ayrıca ne yememiz ve nelerden kaçınmamız gerektiğinin temellerini biliyoruz. Ancak çoğu zaman kendimizi yorgun, stresli, sıkılmış veya hüsrana uğramış hissettiğimizde genellikle ilerlememizi raydan çıkarıyoruz. Ve kabul edelim ki kilo verme psikolojisinde bu duygular sıklıkla ortaya çıkar.
\nHepimiz alışkanlıklara yatkınız. Rahatlığı rutinlerde buluruz. Bu nedenle kilo verme psikolojisinde rutininiz sağlıksız bir kiloya neden olan yiyecek ve aktivite kalıplarını içeriyorsa zor zamanlarda bu rahat alışkanlıkları aramanız normaldir. Bu alışkanlıklar rahatsızlığı giderir - en azından kısa vadede.
\nDaha da kötüsü kilo verme psikolojisinde sağlıksız alışkanlıkların devamını desteklemek için muhtemelen güçlü rasyonalizasyon becerileriniz var. Sonuçta, rahatlama sağlayan bir uygulamayı neden bırakasınız ki?
\nYemek söz konusu olduğunda alışkanlıklarımızı değiştirmek özellikle zordur. Vücudumuz yemek yemek için tasarlanmıştır ve hayatta kalmak için yiyeceğe ihtiyacımız var. Ayrıca kilo verme psikolojisi içinde yemek yerken kendimizi daha iyi hissettiğimiz bir gerçek.
\nAncak yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek istiyorsanız birçok faktörü göz önünde bulundurmalısınız. Kilo verme psikolojisi bazı yönlerden aleyhinize çalışır ancak başka yönlerden de işinize yarayabilir. Engelinizi aşmak için, öncelikle bu engelin ne olduğunu özel olarak bulmanız gerekir.
\nKilo verme psikolojisi içerisinde birçok bariyer vardır. Bunlar, insanlar zayıflamaya çalışırken ortaya çıkan en yaygın duygusal sorunlardır. Herhangi birinin tanıdık gelip gelmediğini görmek için listeyi tarayın.
\nYa Hep Ya Hiç Düşüncesi: Kilo verme psikolojisi içerisinde kendinizi yemek planınıza mükemmel bir şekilde bağlı kalmak veya vagondan tamamen düşmek arasında ince bir çizgide yürürken bulursanız ya hep ya hiç düşüncesi denilen bilişsel bir çarpıklık yaşıyor olabilirsiniz. Psikologlar, \"bilişsel çarpıtma\" terimini, gerçek dünyada gerçekte olup bitenlerle uyumlu olmayan sürekli abartılı düşüncelere atıfta bulunmak için kullanırlar.
\nKilo verme psikolojisi içerisinde ya hep ya hiç düşüncesini deneyimleyen insanlar, yemek seçimlerine bağlı olarak ya tam bir başarı ya da tam bir başarısızlık olduğuna inanırlar. Araştırmalar, ya hep ya hiç düşünme tarzının, yeme üzerinde algılanan kontrol eksikliği ve sağlıklı bir kiloyu koruyamama ile yakından bağlantılı olduğunu göstermektedir.
\nKilo verme psikolojisinde ya hep ya hiç düşüncesine kapıldığınızda küçük bir kaçamağın tadını çıkardıktan sonra muhtemelen sağlıklı beslenme düzenine dönmek yerine diyetinizin tamamen başarısız olduğu varsayımına dayanarak havlu atıp fazla yemek yemeniz muhtemeldir.
\nOlumsuz Beden Algısı: Vücut ölçünüzü ve vücut şeklinizi değiştirmeye çalışıyorsanız, mevcut durumundan memnun kalmamış olabilirsiniz. Tabii ki, sağlığınızı veya görünüşünüzü iyileştirmeyi istemekte yanlış bir şey yok. Ancak kilo verme psikolojisinde beden algınız çok olumsuzsa kilo verme sürecini engelleyebilir.
\nAraştırmalar, obezitesi olan bireylerde olumsuz beden algısının normal kilolu bireylere göre daha yaygın olduğunu göstermektedir. Bazı insanlar için olumsuz bir beden algısı, öz değere bağlıdır ve değerlerinin vücut, şekil, boyut veya yedikleri yiyecekler tarafından belirlendiğini düşünebilirler. Kilo verme psikolojisi içerisinde bu durum sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmeye çalışırken veya sağlıklı bir kiloya ulaşmaya ve bunu korumaya çalışırken başarının önüne geçebilir.
\nEk olarak, olumsuz bir beden algısı, sağlıksız beslenme kalıpları ve diğer problemlerle de bağlantılıdır. International Journal of Behavioral Nutrition and Physical Activity dergisinde yayınlanan bir araştırma, kilo verme psikolojisinde kilo ve şekil konusunda sıkıntı yaşayanların, toplum içinde mahcubiyet, aktiviteden kaçınma ve yemekten sonra aşırı şişmanlık hissi yaşayabileceğini öne sürmektedir.
\nOlumsuz bir beden algısının sağlıksız beslenmeye mi yoksa sağlıksız beslenmenin mi olumsuz bir beden algısına yol açtığı net değildir. Düşüncelerimizin duygularımızı ve davranışlarımızı etkilediğini biliyoruz. Açık olan şu ki, kilo verme psikolojisinde vücudunuzdan güçlü bir memnuniyetsizlik duymanız sağlıklı bir kiloya ulaşmanıza engel olabilir.
\nStres: Çoğu insan için yemek yemek iyi hissettirir. Stres zamanlarında, bazı insanlar duygularını sakinleştirmenin en iyi yolu olarak yiyecekleri kullanır. Bu ara sıra yapılan strateji kilo verme psikolojisinde stresle başa çıkmanın tek yolu ise sorun yaratabilir.
\nÇalışmalar, aşırı yemenin kilo verme psikolojisi içerisinde hayatın stres faktörlerini yönetmek için kronik bir başa çıkma mekanizması haline gelebileceğini göstermektedir. Strateji, zaten fazla kilolu olanlar arasında daha yaygın olabilir.
\nKilo verme psikolojisi söz konusu olduğunda sorunlu olabilecek sadece aşırı yemek yemek değildir. Kendinizi daha endişeli hissettiğinizde yiyecek seçimleriniz muhtemelen değişecektir. Physiology and Behavior'da yayınlanan bir araştırma, yalnızca stresli olduğumuzda daha fazla yemek yemediğimizi aynı zamanda tüketilen gıdaların normalde kilo verme veya sağlık nedenleriyle (genellikle daha yüksek kalorili ve ilave şekerli gıdalar) kaçınılan gıdalar olduğunu göstermektedir.
\nSon olarak, stresli olduğumuzda vücudumuz daha fazla kortizol üretir ve bu da kilo alımına neden olabilir. Kilo vermeye çalışan ancak stresli olan birçok birey, kilolarında daha çok vücudumuzun strese verdiği tepkiyle ilgili bir değişiklik görebilir. Kilo verme psikolojisinde stres, kilo vermeye veya daha sağlıklı olmaya çalışan kişiser için büyük bir engel olabilir.
\nDepresyon: Araştırmalar, kilo verme psikolojisinde depresyonun kilo alımına neden olup olmadığı veya kilo kaybını önlediği konusunda net değil, ancak birçok bilim insanı bir bağlantı olduğuna inanıyor. Bazı insanlarda depresyon, iştah artışı ve kilo alımına yol açabilir. Bunun yanında kilolu olma algısının psikolojik sıkıntıyı artırdığı ve depresyona yol açabileceği de bilinmektedir.
\nAyrıca uykusuzluk veya yorgunluk gibi depresyonla ilgili semptomlar kilo vermeyi daha zor hale getirebilir. Yaygın olarak reçete edilen bazı antidepresanlar da iştah artışına ve kilo alımına neden olabilmektedir.
\nKişisel veya Çocukluk Travmaları: Bazı araştırmalar, fiziksel istismara, cinsel istismara veya akran zorbalığına maruz kalan kişilerin obezite için daha yüksek risk altında olduğunu bulmuşlardır. Kilo verme psikolojisi içerisinde duygusal travma yaşayanlar, yeme alışkanlıklarını kilolarını etkileyecek noktaya getirebilirler. Bazı bilim insanları, kilo almanın istismardan kurtulanlar için duygusal olarak koruyucu bir \"çözüm\" olarak kullanılabileceğine inanmaktadır.
\nTabii ki, kişisel veya çocukluk travması yaşayan herkes sağlıklı bir kiloyu korumak için mücadele etmez. Ancak istismar, ihmal veya zorbalık yaşadıysanız kilo verme psikolojisi için bir bağlantı olabilir.
\nKilo verme psikolojisi içindeki yaygın engellerden birinin veya birkaçının size tanıdık geldiğini bulmuş olabilirsiniz. Sağlıklı bir kiloya giden yolculuğunuzda birden fazla engelle karşılaşmanız alışılmadık bir durum değildir. Ancak bu engellerin başarınızı engellemesi gerekmez.
\nAşağıdaki ipuçlarından her biri birden fazla engeli ele alabilir. Bu öneriler aynı zamanda kilo verme psikolojisi içerisinde yaşam boyu sağlıklı yaşam için işe yarar stratejilerdir. Bu çözümlerden birini veya birkaçını denemeyi düşünebilirsiniz.
\nBir Günlük Tutun
\nKilo verme psikolojisinde stresten kaçınmak her zaman mümkün değildir. Ancak stres tetikleyicilerini belirleyebilir ve başarınızı baltalayan belirli durumlardan veya insanlardan kaçınmak için elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz. Günlük tutmak bu süreçte yardımcı olabilir. Aslında araştırmalar, bir günlük tutmanın kilo verme sonuçlarınızı ikiye katlayabileceğini göstermiştir.
\nGünlük kullanmanın farklı yolları vardır. Örneğin, yiyecek alımınızı bir günlük ile kolayca kaydedebilirsiniz. Ancak, kilo verme psikolojisinde stres tetikleyicilerini belirlemeye çalışmak için düşüncelerinizi yazmak için de kullanabilirsiniz. Günlüğü, sizi tetikleyen herhangi bir durumu veya yiyecekleri takip etmek için kullanın.
\nBelirli ortamlarda veya belirli kişilerin yanındayken fazla yer veya sağlıksız yiyecekler mi yersiniz? Kendinizi kontrolden çıkmış ve teselliye muhtaç hissettiren belirli durumları belirleyebilir misiniz?
\nKüçük Değişiklikler Yapın
\nKilo verme psikolojisinde ya hep ya hiç düşüncesi diyetinize bağlı kalmanızı engelliyorsa küçük adımlar atmayı ve kısa vadeli hedefler belirlemeyi düşünün. İlk olarak, makul ve ulaşılabilir olan belirli bir sağlıklı değişikliği tanımlayın.
\nBelki her gün akşam yemeğinden sonra 15 dakika yürümeyi seçebilirsiniz. Bir günlük tutuyorsanız, her gün bu hedefi akılda tutmak için başarılı olmanın farklı yolları hakkında notlar alın. Ve kendinize kredi verin. Kilo verme psikolojinde küçük bir adım atmanın hiç adım atmamaktan daha iyi olduğunu unutmayın.
\nKilo verme psikolojisi içerisindeyken aynı anda çok fazla şey yaparsak çabuk bunalır ve motivasyonumuzu kaybederiz. Öte yandan, başarı ile küçük bir değişiklik yapabilirseniz, devam etmek için motivasyon sağlamanız daha mümkün olur.
\nKendinize mükemmelliğin hedef olmadığını, bunun yerine kendinizi doğru yöne doğru gitme girişiminin gurur duymanız gereken bir ilerleme olduğunu hatırlatın.
\nİç Sesinizi Dinleyin
\nGün boyunca kendinize gönderdiğiniz mesajlara dikkat ediyor musunuz? Bu yaygın düşünceler, kilo verme psikolojisi içinde bir engel oluşturuyor olabilir. Olumsuz bir beden algısına yatkın olanlar, gün boyunca kendilerini bedenleriyle ilgili olumsuz mesajları tekrarlarken bulabilirler. Kilo verme psikolojisi söz konusu olduğunda kafanızda söylenen \"çok şişmanım\" gibi sözler, fırsat karşınıza çıktığında sağlıklı bir adım atma yeteneğinizi baltalayabilir.
\nKendi kendine konuşma, kilo verme psikolojisinde ya hep ya hiç düşüncesinin devreye girmesinin başka bir yoludur. Örneğin, kendiniz için belirlediğiniz makul olmayan yüksek standartlara veya hedeflere ulaştığınız için kendinizi hırpaladığınızı fark edebilirsiniz.
\nİç diyaloğunuzu dinlemek için bir veya iki hafta ayırın. Olumsuz bir benlik algısını teşvik edebilecek bir veya iki mesajı belirleyin ve bunları yazın. Daha sonra onlara meydan okuyabilir veya bu mesajları güçlü bir mantra ile değiştirebilirsiniz. \"Vücudum güçlü\", \"Ben yeterliyim\" veya \"Uzun bir yol kat ettim\" gibi ifadeler, kilo verme psikolojisinde güveni artırmak için yaygın olarak kullanılan mantralardır.
\nGevşeme Tekniklerini Öğrenin
\nStrese neden olan insanlardan veya yerlerden kaçamıyorsanız, kilo verme psikolojisi içinde gevşeme teknikleri stresli zamanlarda duyguları yönetmek için sağlıklı bir alternatif olabilir.
\nBilim insanları, güdümlü imgeleme adı verilen belirli bir gevşeme tekniğinin kilo verme psikolojisinde yardımcı olabileceğini düşünmektedir. Güdümlü imgelemeyi öğrenmek için bir terapistle birlikte çalışabilirsiniz, ancak kendi başınıza öğrenmek mümkündür.
\nUstalaşmak biraz zaman alabilir ancak duygularınız stresli zamanlarda yemek yemenize neden oluyorsa kilo verme psikolojisinde rehberli görüntüler etkili teknik olabilir.
\nUykuya Öncelik Verin
\nAraştırmalar uyku alışkanlıkları ile stres, depresyon ve sağlıksız beslenme davranışları arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, kilo verme psikolojisinde engelleri aşmak için atabileceğiniz en kolay ve en rahatlatıcı adımlardan biri uykualışkanlıklarınızı iyileştirmektir.
\nYatak odanızı uyku için bir sığınak yapın. Elektronik cihazları (televizyon, bilgisayar, cep telefonu şarj cihazı) çıkarın ve gürültüyü azaltmak için elinizden geleni yapın. Her gece aynı saatte yatmaya ve her sabah aynı saatte kalkmaya çalışın.
\nYardım Arayın
\nKilo verme psikolojinde başarısının önünde duran sorunlarla başa çıkmak için özel olarak eğitilmiş birçok uzman var. Aşırı yeme ve kilo almanın altında yatan duygusal nedenleri tedavi etme konusunda yetenekli bir uzman bulabilirsiniz.
\nKilo vermekte başarısız oluyorsanız, kilo verme psikolojisinde bu zihinsel engellerden herhangi biri suçlu olabilir.
\nKilo vermenin garanti olduğunu düşünüyorsanız, kilo verme psikolojisini size karşı değil, sizin için kullanın. Bariyerlerin neden yerinde olduğunu düşünün ve ardından sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve korumak için ihtiyaç duyduğunuz yardımı almak için adımlar atın.
\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"__v":0},{"_id":"618e2384cdb911ba2f8eb4b1","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1636705744256.jpg","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"HIIT-antrenman","title":"HIIT Antrenmanı Nedir?","description":"HIIT Antrenmanı Faydalı mı? HIIT Antrenmanı Nasıl Yapılır?","date":"2021-11-12T08:28:39.000Z","body":"Yüksek yoğunluklu aralıklı antrenman anlamına gelen HIIT antrenman, kısa süren dinlenme aralıkları ile yoğun bir efor sağlanan antrenman türüdür.
\nHIIT antrenmanında yoğun ancak kısa bir çalışma artından uzun bir dinlenme süresi izlenir. Bu tipik olarak 20-30 saniyelik bir çalışma ve ardından 3-5 dakikalık bir dinlenme aralığı olacaktır.
\n\nNe yazık ki, birçok insan egzersiz yapmak için yeterli zamanları olmadığını düşünüyor ancak HIIT antrenmanı buna çözüm buluyor. Günlük olarak yapabileceğiniz 8 dakikalık bir HIIT antrenmanı istediğiniz etkiyi almanıza yardımcı olabilir.
\nHIIT, yalnızca çok daha kısa sürede daha uzun süreli egzersizin faydalarını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bazı benzersiz sağlık yararları da sağlayabilir.
\n\nEgzersiz rutininize HIIT antrenman eklemenin birçok yolu vardır, bu nedenle başlamak zor değildir.
\nBaşlamak için sadece aktivitenizi seçmeniz yeterlidir (koşmak, bisiklete binmek, zıplamak vb.).
\nArdından ne kadar süreyle yoğun egzersiz yaptığınızı ve ne kadar sürede dinleneceğinizi deneyebilirsiniz.
\nBu örnekler başlamanıza yardımcı olabilir, ancak kendi tercihlerinize göre kendi rutininizi değiştirmelisiniz.
\n\nHIIT antrenman, egzersiz yapmanın çok etkili bir yoludur ve diğer egzersiz türlerinden daha fazla kalori yakmanıza yardımcı olabilir.
\nYüksek yoğunluklu aralıklarla yakılan kalorilerin bir kısmı, egzersizden sonra saatler süren daha yüksek bir metabolizmadan gelir.
\nGenel olarak, HIIT, diğer egzersiz biçimleriyle aynı sağlık yararlarının çoğunu daha kısa sürede üretir.
\n\nSiz de Bewell'de HIIT antrenman yapabilirsiniz. Kendinize uygun üyelik şeklini bulmak için mutlaka üyelik tiplerimizi inceleyin, biz egzersiz alışkanlığı edinebilmeniz ve sürdürebilmeniz için minimum 6 aylık üyelik tipini öneriyoruz 😊 Hemen siz de uygulamamızı indirin, hareket etmeye başlayalım 💪🏻
\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"618a8b86f107229aeaddd29b","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1636469775646.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"tatli-krizi","title":"Tatlı Krizi Nasıl Çözülür?","description":"Tatlı Krizim Var Ne Yapmam Lazım? Tatlı Krizi İçin Öneriler ","date":"2021-11-09T14:57:08.000Z","body":"Tatlı krizi, diyette olsun olmasın birçok kişinin başına gelen bir problem. Bu yazımızda tatlı krizi nasıl olur, tatlı krizi neyden kaynaklanır ve tatlı krizinin çözümü için ne gerekir bundan bahsedeceğiz.
\nTatlı krizi, şiddetli bir şekilde tatlı yeme ihtiyacı hissetmenin tanımıdır. Günümüzde neredeyse tatlı olmayan ürünlerde bile şeker varken, vücudunun bu bileşen ile düzenli olarak karşılaşması daha fazla yeme isteğine sebep olabilir.
\n1.\tKoşullandırma
\nNe yediğiniz, ne zaman ve kiminle yediğinize bağlı olarak alışkanlıklarınızı etkileyebilir. Belli bir ortama girdiğinizde, belli bir olay olduğunda veya belli bir şey gördüğünüzde daha önce bu durumlarda eğer hep tatlı yediyseniz beyniniz bunu hatırlayabilir ve yine tatlı krizi ile karşılaşabilirsiniz.
\n2.\tBağımlılık
\nŞekerli yiyeceklerin bağımlılık yaptığı bilinen bir gerçek. Tatlı krizi olan danışanlarımıza baktığımızda genel olarak bu kişilerin hali hazırda yüksek bir şeker tüketimi olan kişiler olduğunu gözlemledik. Yani ne kadar fazla şekerli ürün varsa beyniniz hep daha fazlasını isteyecektir.
\n3.\tTatlandırıcılar
\nŞekerden daha da tatlı olan yapay tatlandırıcılar, aşırı tatlı bir tada alıştırıp diğer her şeyin tatsız gelmesine sebep olabilir. Böylelikle hep daha fazla tatlı olmasını isteyebilirsiniz bu da tatlı krizi yaşama riskinizi arttırır.
\n4.\tStres
\nVücudumuz strese açlık hormonlarını arttırarak tepki verir. Özellikle stres hormonu olarak bilinen kortizolün, tatlı yeme isteğini arttırdığını gösteren çalışmalar vardır.
\nUzun süren stresin ise daha fazla tatlı ve yağlı yiyecekler yenmesine yani tatlı krizlerine yol açtığı bilinmektedir.
\n5.\tUykusuzluk
\nYapılan araştırmalar, uykusuz kalan kişilerin tatlı yiyeceklere yönelmesinin daha kolay olduğunu göstermiştir.
\nUykusuz geçen bir gecenin devamında tatlı krizin oluyorsa bunu değerlendirebilirsin.
\n6.\tYetersiz beslenme
\nTatlı krizi olan danışanlarımıza baktığımızda, genellikle gün içinde yetersiz beslendiği, özellikle yeteri kadar protein almadığını gördük.
\nAynı zamanda tatlı krizi yaşayan üyelerimizin genellikle basit yani kan şekerinin dengesiz bir şekilde arttıran karbonhidrat (ekmek, kuru meyve, pirinç pilavı) tüketiminin yüksek olduğunu gözlemledik.
\n\n•\tKatı Kurallar Koyma. Yapılan bilimsel araştırmalar ve bizim şimdiye kadar ki tecrübelerimiz, kendini ciddi bir şekilde kısıtlayan, yeme konusunda yasaklar koyan kişilerin daha fazla tatlı krizi ve yeme krizi yaşadığı görülmüştür. Kendine katı kurallar koymadan ılımlı bir şekilde özel günlerinde ufak ufak tatlı yemen ne sağlığına ne de kilona olumsuz bir etki etmeyecektir.
\n•\tEtiket Oku. Bazen bazı yiyecekleri özellikle tatlı ve paketlenmiş yiyecekleri adeta aşeriyor olabilirsin. O yiyeceğin içeriğinde ne kadar şeker olduğunu, hatta ne kadar katkı maddesi ve kimyasal olduğunu görmek belki bu isteğinin azalmasına sebep olabilir.
\n•\tTatlı Krizin Varken Uyumaya Çalış. Çoğunlukla enerjin düşükken, yorgunken tatlı krizi yaşıyor olabilirsin. Ufak bir kestirmek enerjinin yerine gelmesine ve tatlı krizinin azalmasına yardımcı olabilir.
\n•\tDaha Sağlıklı Seçimler Yap. Tatlı bir tat istiyor olabilirsin, ancak bunu yoğun şeker yüklü bir Nutella kavanozu ile geçirmek yerine 1 porsiyon meyve, bitter çikolata veya içeriği temiz meyveli bir protein bar tüketerek de geçirebilirsin.
\n•\tHer Öğüne Protein Ekle. Protein, midendeki besinlerin kana daha hızlı karışmasının önüne geçer, mide boşalma süresini uzatır. Bu, şu anlama gelir: Proteinli bir öğünün sonunda kan şekerin çok hızlı yükselmeyecek ve devamında çok hızlı düşmeyecektir. Böylece tatlı krizlerini daha az yaşadığını göreceksin.
\n\nTatlı krizinin çözümü çok kapsamlı olmakla birlikte ilk olarak neden tatlı krizi yaşıyorsun sorusunun cevabını bulmak gerekir. Eğer yukarıda saydığımız sebepler sana uygun değilse, bir dahiliye uzmanına durumundan bahsedebilir, kan değerlerine baktırabilirsin.
\nTatlı krizinin sebebi bazen, insülin direnci, diyabet gibi özel durumlar olabilir. Detaylı bir muayene ile sebebini öğrenebilir ve öncelikle doğru beslenme ile bu krizleri yönetebilirsin.
\nSen de tatlı krizinin çözümü için bir adım atmak, doğru beslenmeyi öğrenmek istiyorsan hemen Bewell’i indir, birlikte çalışmaya başlayalım.
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"60f703d0b7670d7e1fd7d481","isActive":true,"author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"motivasyon","title":"Motivasyon Nedir ve 6 Adımda Nasıl Yükseltilir?","description":"Motivasyon Nedir? Motivasyon Nasıl Yükseltilir? Motivasyon nasıl arttırılır? Motivasyon nasıl sağlanır? Motivasyon sağlamak nedir?","date":"2021-11-04T12:40:40.000Z","body":"Bu yazımızda motivasyon nedir, motivasyon neden düşer, motivasyon nasıl arttırılır bunlara değineceğiz.
\nKilo vermek, kilo almak, daha sıkı ve fit bir görünüme sahip olmak, ya da yalnızca düzenli beslenmeyi ve egzersizi alışkanlık haline getirmek... Hedefler ve istekler birbirinden ne kadar farklı olursa olsun sizi hedeflerinize yaklaştıracak olan şey yalnızca vücudunuza bağlı değil. Hedeflerinize giden yolda psikolojik hazır oluşunuz ve tutumlarınız da oldukça önemli.
\nBu zamana kadar belki de birçok kez yukarıdakilere benzer olan hedeflerinizi gerçekleştirmek için yola çıktınız. Bazı zamanlar her şey yolunda gitti, bazı zamanlarda ise tam hedefinize ulaşmışken tekrardan başa döndünüz. Peki sizi ateşleyecek gücün ne olduğunu hiç düşündünüz mü?
\nCevabı aslında çok basit. İhtiyacınız olan şey \"motivasyon\".
\nMotivasyon, yaşam tarzı değişikliği ve yeni alışkanlık kazanma sürecinin hem başında hem de sürecin devamında oldukça yüksek bir öneme sahiptir.
\nMotivasyon düzeyi her aşamada kişiden kişiye farklılık gösterebileceği gibi aynı kişi için sürecin farklı aşamalarında inişler çıkışlar gösterebilir. Örneğin programınıza başlarken ve takip eden ilk birkaç hafta hedefinize ulaşmak için yüksek motivasyona sahipken, ilerleyen zamanlarda motivasyonunuz düşebilir ve programa uyacak gücü kendinizde bulamayabilirsiniz, ya da siz başlangıç için ilk adımı yüksek bir motivasyon ile atabiliyorken, sizinle benzer hedefi olan başka bir birey, o ilk adımı atmak için dahi yeterli motivasyona sahip olamayabilir.
\n\nPeki motivasyonunuzu nasıl yüksek tutabilirsiniz?
\nGelin motivasyonunuzu yükseltmek için yapabileceklerinize bir göz atalım.
\n1.\tMotivasyon kaynaklarınızı içselleştirin
\nKilo vermeye ya da almaya, sağlıklı bir beslenme ve egzersiz alışkanlığı kazanmaya ya da yaşam tarzınızı tümüyle değiştirmeye nasıl karar verdiniz? Sizi harekete geçiren sebep trend beslenme şekilleri ve egzersiz türleri, toplum tarafından kabul görüldüğü varsayılan beden algıları, çevrenizdeki kişilerin bedeniniz ya da yaşam tarzınız hakkındaki eleştirileri veya yaşadığınız bir sağlık problemi mi, ya da dış faktörlerden bağımsız olarak değişime kendi iç sesinizle mi karar verdiniz? Motivasyon kaynağınız ne olursa olsun, süreçte sizin için önemli olan bu kaynağın kendi hayatınızda ve kendi değerlerinizde bir anlam bulması ve içselleştirebilmeniz. Unutmayın, sizin için uzun vadede anlamı olmayan hiçbir karar sürdürülebilir değildir.
\n\n2.\tHedefiniz ulaşılabilir ve gerçekçi olsun
\nMevcut yaşam koşullarınıza uygun olmayan ve ulaşılabilirliği düşük olan çok büyük hedefler, bir süre sonra başarısızlık hissine ve hayal kırıklığına sebep olur. Hedeflerinizi küçük adımlara bölmek ve bu adımları sırasıyla gerçekleştirebildiğinizi görmek, süreçte motivasyonunuzu arttıracaktır.
\n\n3.\tSonuç değil süreç önemli
\nHedefinizi günün sonunda tartıda gördüğünüz rakamlara bağlı olarak belirlemiş olabilirsiniz. Peki belirlediğiniz bu nihai sonuca ulaştığınızda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yapılan araştırmalar, sonuç yerine sonuca ulaşırken edindiğiniz deneyimlerin ve kazandığınız alışkanlıkların, kalıcı bir değişimde daha çok öneme sahip olduğunu gösteriyor. Süreç içerisinde inişler çıkışlar mutlaka olacaktır, inişlerin bir son olmadığını, aksine tekrardan çıkışa geçmek için size bir öğrenme fırsatı sağladığını unutmayın. Süreç içerişinde başarısızlık olarak nitelendirdiğiniz bir durumun motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeyin.
\n\n4.\tBaşarılarınızı kutlayın
\nHedefinize giden yolda elde ettiğiniz minik başarıları ödüllendirmek, motivasyonunuzu korumanıza yardımcı olacaktır. Tabii ki elde ettiğiniz başarıları kutlamak için seçtiğiniz ödüllerin hedefiniz ile uygunluk göstermesi önemli. Bununla birlikte başarılarınızı kutlayıp ödüllendirirken süreçteki tökezlemeleri felaketleştirmek ve bir son olarak görmek motivasyonunuzun düşmesine sebep olabilir, bu sebeple yaşadığınız aksaklıkları tolere etmek için kendinize izin verin.
\n\n5.\tSosyal destek edinin
\nKendinizle ilgili kalıcı değişiklikler yapmak için girdiğiniz yolda motivasyonunuzu yüksek tutabilmek için düzenli bir takip ve destek ile olumlu geri bildirimler almaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu süreçte size destek sağlayacak uzmanlarla çalışmak, ailenizle ve arkadaşlarınızla süreçte deneyimlediğiniz duygular hakkında konuşmak, motivasyon düzeyiniz için oldukça önemlidir.
\n\n6.\tKendinizi affedici olun
\nHedefiniz mükemmele ulaşmak olmamalıdır. Mükemmele ulaşmaya çalışmak, süreç içerisinde kendinizi yıpranmış hissetmenize ve kendinizde devam edecek motivasyonu bulamamanıza sebep olur. Unutmayın, ya hep ya hiç düşüncesi motivasyon düşüklüğünü ve başarısızlık hissini de beraberinde getirir. Hata yaptığınızı düşündüğünüz anlarda kendinize karşı şefkatli ve affedici olun.
\n\nÖzetle, motivasyon düzeyiniz, kalıcı yaşam değişikliklerinde hedeflerinize ulaşırken sizi ateşleyecek en önemli güçtür. Çıktığınız bu yolda sizi motive edecek kaynaklarınızı iyi değerlendirip içselleştirin, hedeflerinizi ulaşabileceğiniz küçük adımlara bölüp başarının keyfini çıkarın, yaşayabileceğiniz aksaklıkların motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeden kendinizi bağışlayıp yola daha güçlü devam edin. Unutmayın motivasyonunuz için önemli olan sonuçlar değil sonuca giden yolda edindiğiniz deneyimlerdir.
\n\n","branch":"Psikoloji","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/motivasyon-nedir.png","__v":0},{"_id":"610101d8aa58ba68ad4719fd","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1627460700448.png","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"duygusal-yeme","title":"Duygusal Yeme ile Başa Çıkma İpuçları","description":"Duygusal Yeme ile Başa Çıkma İpuçları Duygusal Yeme Nedir? Duygusal Yeme ile Nasıl Baş Edilir? Duygusal Yeme Atakları Nasıl Önlenir?","date":"2021-11-04T12:40:19.000Z","body":"Duygusal yeme son zamanlarda oldukça popüler bir kavram. Yaşamın her alanında olduğu gibi, beslenme konusunda da duyguların önemi göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Yemek yeme davranışı psikolojik açıdan değerlendirildiğinde sadece vücuda besin yoluyla alınan enerji olayını ifade etmemektedir. Yani, yemenin biyolojik bir ihtiyaç olmasının yanı sıra psikolojik özellikleri de bulunmaktadır.
\nYapılan araştırmalar duygusal yeme davranışının duygu durumunu düzenleyici davranışlar arasında olduğunu göstermektedir. Yemek yemek yalnızca fizyolojik gereksinimden kaynaklanan ya da alışkanlık olduğu için yapılan bir etkinlik değil, psikolojik ve sosyal etkileri de olan bir davranış olarak ele alınmalıdır. Duygusal yeme davranışı, içinde bulunulan durum ve yaşanan duyguya göre enerji alımını, alınan besinlerin miktarlarını ve çeşitlerini, nerede, ne ile ve ne zaman yenileceğini, yemeyi durdurma ya da başlatmayı etkilemektedir.
\nDuygusal yeme; bireyin kaygı, öfke, stres, depresif duygu durum ve benzeri olumsuz duygularla başa çıkmak için yemek yemeyi tercih etmeleri olarak açıklanabilir. Bunların dışında duygusal yeme; yalnızlık, depresyon, kaygı gibi duygusal değişimlerin oluşmasıyla bireyin normal olandan daha fazla besin alımına neden olan psikolojik yeme şekli olarak da tanımlanabilir.
\nDuygusal yemeyi tetikleyen duygular genellikle olumsuz duygular olarak ön plana çıksa da neşe, mutluluk, coşku... vb. duygu durumlarının da duygusal yeme üzerinde oldukça etkili olduğu görülmektedir.
\nDuygusal yemeyle alakalı en önemli nokta, bireyin besleyici özelliği olmayan, yüksek ve aşırı kalorili yiyecekler yemesidir. Tatlı, yağlı ve tuzlu yiyecekler tüketerek aşırı kilo alımına neden olabilmektedir. Duygusal yeme davranışı gösteren kişiler genellikle duygu durumlarını etkileyen şeyden uzaklaşmak için yemeye yönelmektedir. Bu durum geçici olmaktadır. Duygusal yeme problemi ile karşı karşıya olan bireyler yeme davranışı sonrasında sağlıkları ve kilo kontrolleri ile ilgili kaygı yaşamakta; yaşadıkları kaygı ile yeniden duygusal yeme davranışına yönelmekte ve bir zaman sonra durum kısır döngü olarak kendi içerisinde sürekli tekrarlanmaktadır.
\nFiziksel olarak acıktığı için yemek yiyen bir insan ya da arkadaşının ikramını kabul ettiği ve öğün zamanı geldiği için yemek yiyen bir insan duygusal yeme kapsamına girmemektedir. Duygusal yeme için kişisel farkındalığın düşük olması ve duyguların tanımlanması, kontrol edilmesinde yaşanan problem nedeniyle yemek yenilmesi gerekmektedir.
\nSıklıkla kendinizi “tok olsam da yemek yeme ihtiyacı hissediyorum”, “yoğun duygular yaşadığımda kendimi kaybedercesine yemek yiyorum”, “kendimi iyi hissetmediğim zamanlarda çok yiyip ardından pişmanlık duyuyorum” cümlelerini kurarken buluyorsanız duygusal yeme davranışını göz önünde bulundurmak faydalı olacaktır.
\nDuygusal yeme davranışıyla başa çıkmanın ilk yolu, duygusal yeme davranışına sebep olan stres gibi duygulardan ve durumlardan uzak durulmasıdır. Stresin yanı sıra özellikle şu duygulardan ve durumlardan uzak durulması gerekmektedir
\nSağlıklı beslenme düzeni oluşturmak, kilo vermek, incelmek... vb. Hedef ne olursa olsun son zamanlarda sonuca giden yolda en önemli ve en sıkça duyulan kavram diyet motivasyonu. En katısından en esneğine birçok beslenme programı uygulamış, defalarca spora başlamış, çok farklı yöntemler deneyip bazen sonuca çok yaklaşıp daha sonra başa dönmüş olabilirsiniz. Tüm bu çabanın sonuçsuz kalması ya da kalıcı olmamasının en önemli sebebi diyet motivasyonu kavramıdır.
\nHer defasında yüksek bir diyet motivasyonu ile yola çıkıyorum ama yolda bir şeyler ters gidiyor diyor musunuz? Evet, yalnız değilsiniz! Özellikle ilk haftalarda yüksek bir diyet motivasyonu ile harekete geçer fakat daha sonra yüksek diyet motivasyonunun devamlılığını sağlayamayız. Devamlılığı sağlayamadığımız noktada yavaş yavaş süreçten kopmaya başlar ve yüksek diyet motivasyonu yardımı ile edindiğimiz alışkanlıkları kalıcı hale getiremeyiz.
\nKilo ve görünüm söz konusu olduğunda hedeflediğiniz sonuca ulaşmak için yalnızca diyet ve spor gibi davranışlar değil aynı zamanda psikolojik tutum ve bakış açısı da önemli yer tutmaktadır. Çoğunlukla diyet motivasyonu göz ardı edildiği için sonuca ulaşmak ne yazık ki güçleşiyor.
\nYürüyüş, koşu, fitness, yoga, pilates, dans... vb. türü ne olursa olsun spor sağlığımız için en gerekli olan alışkanlıkların başında gelmektedir. Sağlık için bu kadar önemli bir alışkanlığı kazanma ve sürdürme noktasında sahip olduğumuz spor motivasyonu konusunda ise herkes o kadar şanslı değil.
\nSpora niyetlenip çabucak bırakan, başlamayı sürekli erteleyen ya da spor rutini oluşturamayan spor motivasyonu düşük biri iseniz bu yazımızda spor motivasyonu arttırma ipuçlarından bahsedeceğiz.
\nYüksek bir spor motivasyonu ile egzersize başlamaya niyetlenme aslında işin en kolay kısmıdır. Fakat bir şekilde spora başlamaya niyetlensek bile eyleme geçmeyi bir sonraki pazartesiye ya da önemli bir işin bitimine erteliyor olabiliriz. Peki nasıl oluyor da sahip olduğumuzu sandığımız yüksek spor motivasyonu bir anda bizi terk ediyor? Spor motivasyonunu yüksek seviyede tutabilmek için öncelikle neden spor yapmak istediğinizi yani hedefinizi iyi belirliyor olmalısınız. Sizi spor yapmaya götüren ve daha da önemlisi bunu bir rutin olarak hayatınıza katmanızı sağlayan geçerli bir nedeniniz yoksa spor motivasyonu bir süre sonra azalarak yok olacaktır.
\nKimisi için hırs, rekabet ve kazanma arsuzu spor motivasyonu kaynağı iken kimisi için de daha fit görünme ya da daha sağlıklı olma arzusu spor motivasyonunu kamçılamaktadır. Burada önemli olan kendi isteklerinize ve yaşam biçiminize uygun bir neden belirlemek.
\nSpor motivasyonu harekete geçmemizi sağlayan ve bahanelere tutunmamızı engelleyen bir güçtür ama olduğumuz yerde oturarak bir gün aniden spor motivasyonu geleceğini beklemek oldukça gerçek dışıdır. Motivasyon, kendi kendimize kurduğumuz ve sürdürdüğümüz bir yapı olmak zorundadır. İstediğimiz spor motivasyonu seviyesine ulaşmak için ise ön koşul harekete geçmek ve spor motivasyonunun nasıl kendiliğinden yükseldiğini izlemektir :)
\nYeme bozukluğu blog serimize geçen yazımızda anoreksiya nervoza ile devam etmiştik. Bu yazımızda ise sizlere bir diğer yeme bozukluğu türü olan blumia nervoza hakkında bilgi vermek istiyoruz.
\nBlumia nervoza diğer yeme bozuklukları gibi ciddi bir seyirde devam eden ve potansiyel olarak hayati risk taşıyan psikiyatrik bir bozukluktur. Genellikle halk arasında kusma hastalığı olarak tanınan blumia nervoza; bireyin gizli şekilde, kontrolünü kaybetmişçesine , aşırı miktarda ve kendisini durduramayarak besin tüketiminin ardından alınan bu fazla kaloriden kendini kusturarak, laksatif (müshil ) ve diuretikleri (idrar arttırıcı) kötüye kullanarak, uzun süre yemek yemeyerek ya da aşırı egzersiz yaparak kurtulmaya çalışması şeklinde kendisini gösteren bir hastalıktır.
\nBlumia nervoza mağduru bireyler genellikle kilolarına ve dış görünüşlerine takıntıldır ve çoğu zaman normal kiloda olsalar da şişmanlamaktan korkarlar. Bu kişiler kendilerinde kusur bulmaya ve bundan dolayı da kendilerini cezalandırmaya meyillidirler. Aşırı yeme ardından telafi edici davranış döngüsü sebebiyle blumia nervoza görülen bireyler normal kilolarını korurlar. Bu durum blulima nervoza ve anoreksiya nervoza arasındaki temel farklardan biridir.
\nToplum içinde her 100 kişiden 1'inde blumia nervoza görülmektedir fakat blumia nervozanın tek tek semptomlarının görülme sıklığı çok daha fazladır. Genellikle kadınlarda özellikle de geç kızlarda görülme sıklığı daha fazladır. Blumia nervoza vakalarının %90'nını kadınlar oluşturmaktadır. Fakat son zamanlarda kilo ve dış görünümüne takıntılı olduğunu, kalori kısıtlaması yaptığını, aşırı yeme ataklarından sonra telafi edici davranışlar sergilediğini ve egzersize normalden fazla zaman ayırdığını belirten blumia nervoza tanısı almaya yatkın erkek sayısı da hızla artmaktadır.
\nBlumia nervoza nedenleri tıpkı anoreksiya gibi henüz net olarak bilinmemektedir. Vücudun görüntüsü, aile içi ya da diğerleri ile ilişkiler, genetik yatkınlık, geçmiş travmatik yaşantılar, gelişimsel faktörler ve sosyal tutumlar blumia nervoza gelişiminde birlikte rol oynamaktadır.
\nNedenler birbirinden çok farklı olabilir ancak bireyde blumia nervoza görülme olasılığını arttıracak bazı risk faktörleri mevcuttur. Birinci derece yakınında herhangi bir yeme bozukluğu olan bireyin blumia nervoza geliştirme riski de yüksektir. Bununla beraber bireyin erken çocukluk ya da ergenlik döneminde fazla kilolu olması da blumia nervoza için yaygın bir risk faktörüdür. Depresyon ve anksiyete gibi diğer psikiyatrik hastalıkların varlığı da psikolojik risk faktörleri arasındadır. Birçok blumia nervoza vakasında travmatik yaşantılar ve yolunda gitmeyen sosyal ilişilerden kaynaklı stres risk faktörü olarak görülmektedir.
\nBlumia nervoza, tıkınırcasına yeme atağı ve ardından telafi davranışı şeklinde bir örüntüye sahiptir.
\nTıkınırcasına yeme atağını başlatan en yaygın faktör genellikle bireyin yaşadığı olumsuz duygu durumudur. Bunun yanında ev, iş, okul gibi ortamlarda yaşanılan yoğun stres de tetikleyicidir. Bireyin vücudundan memnun olmaması ve sürekli besinlerle, kilo üzerine düşünmekten bunalması da blumia nervoza içindeki tıkınırcasına yeme atağını tetiklemektedir. Genellikle tıkınırcasına yeme atağından sonra birey kendisinden iğrenme, suçluluk, pişmanlık ve öfke gibi duygular yaşamaktadır.
\nBu duygularla baş edebilmek ve aldığı kaloriyi hızlıca verebilmek için birey yukarıda örneklendirdiğimiz telafi davranışlarını tıkınırcasına yeme atağından hemen sonra uygulamaya başlar. Böylelikle blumia nervoza davranış örüntüsü işler.
\n\nBlumia nervoza beraberinde birçok komplikasyona sebep olabilmektedir. Bunlar:
\nDoğrudan blumia nervoza tanısı koymaya yardımcı olacak bir ölçek bulunmamakla beraber öncelikle hekim hastanın tıbbi geçmişini öğrenir ve fiziksel muayene gerçekleştirilir. Vücut-kitle indeksi, kalp ve sindirim tetkikleri, hormon ve kan değerleri başlıca bakılması gereken fiziksel durumlardır. Fiziksel muayenenin ardından kişinin tıkınırcasına yeme ve telafi davranış örüntüsünün olası psikolojik alt yapısını anlamaya yönelik mutlaka psikiyatri muayenesi gerekmektedir.
\nVakanın geçmiş öyküsü ve hastalığın şiddetine göre blumia nervoza tedavisi değişkenlik gösterebilir. Blumia nervoza tedavisinde fiziksel semptomlar için ilgili hekimlerle beraber bir ruh sağlığı uzmanı, beslenme uzmanı ve bireyin yakınları birlikte hareket etmelidir.
\nBulumia nervoza tanısı almış bireylerde iyileşme oranı anoreksiya nervozadan daha yüksektir ancak tıpkı anoreksiyada olduğu gibi dönemsel nüksler görülebilir. Bu durumda tetikleyiciler üzerinde çalışmak ve blumia nervoza ile baş edebilmek için tedavinin mutlaka tekrarlanması gerekmektedir. Tedavi sonlandıktan sonra seyrek de olsa mutlaka kontrol seansları gerçekleştirilmelidir.
\n\n\n\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61839283956bf1f4aa81f315","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"tukenmislik","title":"Tükenmişlik ile Başa Çıkma Stratejileri","description":"Tükenmişlik nedir? Tükenmişlik Belirtileri Nelerdir? Tükenmişlik ile Nasıl Başa Çıkılır? ","date":"2021-11-04T12:38:11.000Z","body":"Beyniniz ve bedeniniz yalnızca belli bir süre aşırı çalışma ve tükenmişlik kaldırabilir. Uzun süreli, yönetilemeyen ya da azaltmak için adım atılmayan yüksek düzeyde stres bir süre sonra yerini yorgunluğa devreder, sizi duygusal ve fiziksel olarak tükenmişlik hissi ile baş başa bırakır. Bu tükenmişlik hissi yaptığınız hiçbir şeyin bir önemi yokmuş gibi düşünmenize sebep olduğu için yapacaklarınıza karşı daha az motive olmaya başlayabilirsiniz.
\nTükenmişlik kademeli olarak gerçekleştiği için belirtileri hemen fark etmeyebilirsiniz. Ancak tükenmişlik sizi bir kez ele geçirdiğinde hayatın her alanında işlev görme yeteneğinizi etkileyebilir.
\nYapılan araştırmalar, özellikle hizmet sektöründe çalışan bireylerin çok daha fazla tükenmişlik hissine eğilimli olduğunu göstermektedir. Bunun yanında toplum içerisinde çalışan kesimin %4-7 oranında hayatının bir döneminde tükenmişlik yaşadığı da bulgular arasındadır.
\nTükenmişlik, genellikle geniş kapsamlı bir etkiye sahiptir. İş performansınızı olumsuz etkilemekle beraber sizi hobilerinizden ve sevdiklerinizle keyifli vakit geçirmekten de alıkoyar. Tüm bunların yanında kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet, depresyon ve intihar da dahil olmak üzere sağlık sorunları içinde artan bir risk oranına sahiptir.
\nTükenmişlik hissi ile mücadele için harekete geçmek gereklidir. Çünkü harekete geçilmezse genellikle çok daha kötüleşir ve olumsuz sonuçlara yol açar. Önereceğimiz 10 adım tükenmişlik ile mücadeleniz için size fikir verebilir.
\nNeyin değişmesi gerektiğini tam olarak bilmediğinizde değişiklik yapmak zordur ancak yaşamınızda sizi tükenmişlik hissine iten stres kaynaklarını keşfetmek yardımcı olabilir. Tükenmişlik genellikle giderek daha zorlu hale gelen bir işin stresi gibi profesyonel tetikleyiciler ile ilgili olabilmektedir. Sıkı bir akademik programa sahip olmak, çözümü olmayan bir döngü gibi gözüken ilişki sorunları, ciddi ve kronik bir sağlık sorunu, kendi başınıza çok fazla şey yapmaya çalışmak tükenmişlik için ideal bir ortam hazırlamaktadır.
\nDiyelim ki tam zamanlı bir işi olan, çevrimiçi dersler almaya çalışan ve aynı zamanda arkadaşlarınızla ve sevdiklerinizle iletişim kurmaya çalışan bir ebeveynsiniz. Her bir faktöre eşlik eden stres kendi başına yönetilebilir olabilir ancak destek almak için adım atmazsanız kombinasyon sizi kolayca tükenmişlik hissine sürükleyebilir.
\nYükünüzü hemen hafifletmenin birkaç yolunu tanıyabilirsiniz. Kariyerlerinde başarılı olmak için çok fazla hırsı olanlar için her şeyi yapmaya çalışmak cezbedicidir. Ancak hiçbir şey için enerjiniz kalmadığında bu geri tepebilir ve tükenmişlik hissine sebep olabilir. Bunun yerine, her şeyi yapmanın gerçekçi olmadığını kabul etmeye çalışın.
\nİş ve kişisel taahhütlerle bunaldınız ama yine de sevdiklerinizden gelen talepleri geri çeviremiyor musunuz? İnsanları memnun etme eğilimleri olanlar genellikle kimseyi hayal kırıklığına uğratmaktan kaçınmak için çok fazla şey üstlenirler. Kesinlikle yapmanız gereken şeyler için gün içinde zaten saatleriniz tükeniyorsa daha fazla görev eklemek yalnızca daha fazla hayal kırıklığı ve tükenmişlik katacaktır. Mevcut taahhütlerinizi değerlendirin ve birkaçını iptal etmeyi veya yeniden planlamayı düşünün. Bunun getirdiği ani rahatlama sizi şaşırtabilir.
\nTükenmişlik nedenlerini sıralamaya nasıl başlayacağınızdan emin değilseniz ve stresinizi azaltmanın yollarını arıyorsanız, bu normaldir. Tükenmişlik o kadar bunaltıcı hale gelebilir ki nasıl ele alınacağını belirlemek hala yorucu görünüyor olabilir. Tamamen tükenmiş hissettiğinizde potansiyel çözümleri belirlemek de zordur.
\nGüvenilir bir sevileni dahil etmek desteklenmiş ve daha az yalnız hissetmenize yardımcı olabilir. Arkadaşlar, aile üyeleri ve partnerler olası çözümler konusunda beyin fırtınası yapmanıza yardımcı olabilir. İnsanlara yaşadığınız sıkıntı hakkında açılmak biraz cesaret gerektirebilir. Özellikle de sizi aciz veya tembel olarak göreceklerinden endişe ettiğinizde. Ancak tükenmişlik ile tek başına mücadele etmek, bunun üstesinden gelmeyi daha da zorlaştırabilir. Ve asla bilemezsiniz, sevdikleriniz de tükenmişlik yaşamış olabilir ve paylaşacak değerli içgörüleri olabilir.
\nİyileşmek için kolay bir yol göremeyebilirsiniz ancak küçük bir keşif bir tür yolu ortaya çıkarabilir. Belki de patronunuz, iş arkadaşlarınızdan yardım talep etmenize veya mevcut projeleri önce bitirmek için zaman ayırmanıza rağmen işleri yığmaya devam ediyor.Yeteneklerinize saygı duyan yeni bir iş aramaya başlamanın zamanı gelmiş olabilir. İlişki zorlukları nedeniyle tükenmişlik hissediyorsanız bir danışman ilişkinizi ve sizin çıkarlarınıza hizmet edip etmediğini daha yakından incelerken size destek sunabilir.
\nBazen, sadece başka yolların var olduğunu bilmek bile umudu tazeleyebilir ve bu değişiklikler hemen gerçekleşmese bile değişiklik yapma gücünüz olduğunu hatırlamanıza yardımcı olabilir.
\nTükenmişlik sizi güçsüz hissettirebilir. Hayatınız hızla geçiyormuş gibi hissedebilir ve buna ayak uyduramayabilirsiniz. Dış faktörler tükenmişlik hissine katkıda bulunduysa, bu koşulları suçlayabilir ve durumu değiştirmek için neler yapabileceğinizi görmekte zorlanabilirsiniz. Sizi bu noktaya getiren şey üzerinde kontrolünüz olmayabilir ancak kontrolü geri alma ve yeniden şarj olmaya başlama gücünüz var.
\nBaşkalarına ayırdığınız zamana sınırlar koymak, tükenmişlik hissinden kurtulurken stresi yönetmenize yardımcı olabilir. Birine yardım etmeyi veya bir daveti kabul etmeden önce aşağıdakileri gözden geçirin:
\nSınır belirlemenin bir kısmı da hayır demeyi öğrenmeyi içerir.
\nBir tükenmişlik noktasına ulaşmak, başarısızlık duygularını ve amaç ya da yaşam yönünü kaybetmeyi beraberinde getirebilir. Hiçbir şeyi düzgün yapamıyormuş veya hedeflerinize asla ulaşamayacaksınız gibi hissedebilirsiniz.
\nSizin durumunuzdaki bir arkadaşınıza ne derdiniz ? Büyük olasılıkla onlara ne kadar başarısız olduklarını söylemek yerine empati ve nezaket sunarsınız. Kendinize de aynı sevgiyi ve desteği verin. Kendinize mükemmel olmak zorunda olmadığınızı ve ara vermenizde bir sakınca olmadığını hatırlatın.
\nFiziksel ve zihinsel sağlığınızın sorumluluğunu almak tükenmişlik hissinden kurtulmanın anahtarıdır. Bu ipuçlarını deneyin:
\nŞiddetli tükenmişlik sizi yorabilir ve eskiden zevk aldığınız şeyleri hatırlamanızı zorlaştırabilir. Bir zamanlar sevdiğiniz bir kariyere olan tutkunuzu kaybetmiş olabilirsiniz ve her gün işe geldiğinizde kızgın ve kırgın hissedebilirsiniz. Belki de artık en sevdiğiniz hobilerinizi umursamıyorsunuz ya da sohbet için enerjiniz olmadığı için arkadaşlarınızdan gelen mesajlara cevap vermeyi bıraktınız. Bu duygulara karşı koymak ve tükenmişlik ile mücadele için size neşe getiren şeylerin bir listesini yapın. Her hafta bu aktivitelere zaman ayırın ve kendinizi daha iyi hissettikten sonra bile bu alışkanlığınızı sürdürün.
\nTükenmişlik ile yüzleşmek kolay değildir, özellikle de zaten kişisel ilişkileriniz ve yaşam kaliteniz üzerinde bir etki yarattıysa. Bir terapist, nedenleri belirlemenize, olası başa çıkma yöntemlerini keşfetmenize ve tükenmişlik hissine katkıda bulunan yaşam zorluklarının üstesinden gelmenize yardımcı olarak profesyonel rehberlik sunabilir.
\nTükenmişlik, çaresizlik duygularını tetikleyebilir ve ayrıca depresyon olaslığında da rol oynayabilir. Bu nedenle aşağıdaki durumlarda bir terapistle konuşmanız özellikle önemlidir:
\nTükenmişlik sonrası kendinizi sıfırlamak uzun bir süreç olabilir ancak bunu ele almayı seçerek zaten ilk adımı atmış olursunuz.
\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1636012674856.png","__v":0},{"_id":"61823e31956bf1f4aa81ce4c","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1635925764203.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"eve-alinabilecek-spor-aletleri","title":"Eve Alınabilecek Spor Aletleri","description":"Eve alınabilecek spor aletleri nelerdir? Evde hangi spor aletleri kullanılabilir? Evde egzersiz için hangi spor aletleri gereklidir?","date":"2021-11-04T07:48:41.000Z","body":"Sporu bir alışkanlık haline getirmek ve bu alışkanlığı sürdürmek herkes için hem fiziksel hem de ruhsal birçok fayda sağlamaktadır. Özellikle pandeminin etkisi ile de evde spor yapmak çok daha yaygın bir hal almaya başladı. Hal böyle olunca eve alınabilecek spor aletleri konusunda bilgiye ihtiyaç da arttı. Bu yazımızda sizleri eve alınabilecek spor aletleri konusunda bilgilendirmek istiyoruz.
\nHerkesin ilgi duyduğu spor türü birbirinden farklı olabilir. Bireyin hangi spora ilgi duyduğu, maddi durumu, sağlık durumu, kondisyonu, sporu yapabileceği zaman aralığı hem yapacağı sporu hem de eve alınabilecek spor aletleri çeşitliliğini etkilemektedir.
\nHangi spor türünü seçerseniz seçin öncelikli olarak spor esnasında sağlığını ve güvenliğini ön planda tutmak gereklidir. Özellikle spor aletlerinin yanlış kullanılması sakatlıklara sebep olabilmektedir. Bu bağlamda eve alınabilecek spor aletleri seçimi büyük önem taşımaktadır.
\nEve alınabilecek spor aletleri seçeneklerine birlikte bakalım:
\nEve alınabilecek spor aletleri başında pilates ve yoga matı gelmektedir. Mat spor için konforlu bir alan sağlamaktadır. Mat ile yalnızca pilates değil birçok spor türü yapma şansınız vardır. İdeal bir kalınlık ve yumuşaklıkta üretilen mat ile sırt üstü ve yüz üstü birçok hareket yapabilirsiniz.
\nSpor ile kas kütlesi arttırmak, şekillenmek ve direnç kazanmak istiyorsanız rutininize mutlaka ağırlık antrenmanları da eklemelisiniz. Ağırlık antrenmanları için eve alınabilecek spor aletleri başında dumbell seti gelmektedir. Özellikle sakatlıkları önlemek için antrenmanlarda ağırlıkları kademeli olarak arttırmaya dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde kaslara çok fazla yük bineceği için sakatlık kaçınılmaz olacaktır.
\nEve alınabilecek spor aletleri denince akla gelen temel ekipmanlardan biri de pilates topu çeşitleridir. Büyük pilates topu vücudu güçlendirmek, küçük pilates topu ise fonksiyonel hareketlerde yardımcı ekipman olarak kullanılmaktadır. Yumuşak dokulu pilates topunun büyüklüğü bireyin boyuna uygun olmalıdır. Örneğin; 1.55-1.60 boyundaki bir birey için ideal olan top 55 cm'dir.
\n\nEve alınabilecek spor aletleri başında pilates çemberi de gelir. Özellikle kolları ve bacakları güçlendirmek için kullanılan pilates çemberi birçok harekette yardımcı ekipman olarak kullanılabilir. Esnek bir malzemeden üretilen ve kasları zorlamayacak bir pilates çemberi seçmeye dikkat etmelisiniz.
\nPilates lastikleri farklı esnekliklerde ve her esneklik için farklı renklerde üretilen eve alınabilecek spor aletleri arasında en temel olan ekipmanlardan biridir. Özellikle kol ve bacak egzersizlerinde etkili olarak kullanılmaktadır. Spora yeni başlıyorsanız düşük dirençli lastik ile başlayıp kaslarınız güçlendikçe daha yüksek dirençli lastiklere geçmeye dikkat etmelisiniz.
\nEve alınabilecek spor aletleri arasında atlama ipi de bulunmaktadır. Atlama ipini özellikle kısa süreli bir antrenmandan yüksek verim almak istiyorsanız kullanabilirsiniz. İp atlamak vücuttaki birçok kası aynı anda çalıştırdığı için oldukça etkili bir ekipmandır.
\nDüzenli spor yapmanıza olanak sağlayacak eve alınabilecek spor aletleri arasında kondisyon bisikleti de yer almaktadır. Kondisyon bisikleti özellikle yağ yakımını destekleyen kardiyovasküler egzersiz imkanı sağlamaktadır. Kondisyon bisikleti bacak, sırt, karın kaslarınızın aynı anda çalışmasını sağlar. Eğer dizinizde bir sağlık sorunu varsa kondisyon bisikleti kullanmadan önce hekiminize başvurmayı unutmayın.
\nEve alınabilecek spor aletleri arasında son zamanlarda popüler olmaya başlayan ab wheel özellikle karın egzersizlerinde ön plana çıkmaktadır. Ab wheel karın, sırt ve omuz kaslarını çalıştıran etkili bir ekipmandır. Spora yeni başlayanlar için ab wheel ilk etapta tavsiye edilmez ancak spor seviyeniz arttıkça ileri seviye antrenmanlarda bu ekipmanı etkili bir şekilde kullanabilirsiniz.
\nEvde egzersiz konusunda daha fazla bilgi almak için blog yazımıza göz atabilirsiniz.
\nEvde egzersiz yaparken hangi hareketleri uygulamanız gerektiği konusunda daha fazla bilgi almak için blog yazımıza göz atabilirsiniz.
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"617fa910956bf1f4aa81834c","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1635757196042.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"yagdan-kilo-vermek","title":"Yağdan Kilo Vermek İçin Ne Yapmak Gerekir? ","description":"Yağdan Kilo Vermek İçin Öneriler. Yağdan Kilo Vermek Mümkün mü? ","date":"2021-11-01T09:01:02.000Z","body":"Danışanlarımızdan en sık aldığımız “yağdan kilo vermek mümkün mü?” sorusunun yanıtını detaylı olarak açıkladığımız içeriğimize hoş geldiniz.
\nYağdan kilo vermek birçok kişinin ortak hedefi, peki yağdan kilo vermek nasıl olur, yağdan kilo vermek için neler yapmak gerekir gelin birlikte öğrenelim.
\nÖncelikle yağdan kilo vermek nasıl olur, kilo kaybı nasıl ilerler bundan bahsetmek istiyoruz.
\nFazla tüketilen enerji – genellikle yağlardan veya karbonhidratlardan alınan kaloriler – yağ hücrelerinde trigliseritler şeklinde depolanır. Vücudunuz gelecekteki ihtiyaçlar için enerjiyi bu şekilde korur. Zamanla bu fazla enerji, vücut şeklinizi ve sağlığınızı etkileyebilecek bir yağ fazlalığına neden olur.
\nKilo kaybını teşvik etmek için yaktığınızdan daha az kalori tüketmeniz gerekir. Buna kalori açığı denir. Tutarlı bir kalori açığı olduğunda, yağlar yağ hücrelerinden salınır ve vücudunuzdaki mitokondri adı verilen hücrelerin enerji üreten makinelerine taşınır. Burada yağ, enerji üretmek için bir dizi işlemle parçalanır.
\nKalori açığı devam ederse, vücudunuzdaki yağ depoları enerji olarak kullanılmaya devam edecek ve bu da yağdan kilo vermenize sebep olacaktır.
\nTabii bu yalnızca işin teknik kısmı…
\nPeki yağdan kilo vermek için ne yapmak gerekir? Sadece kalori açığı yeterli midir?
\nCevap hayır! Sadece kalori açığı yeterli değildir. Bu kalori açığını yaratırken doğru bir beslenme şekli olması son derece önemli.
\nYeterli miktarda karbonhidrat, protein ve yağ içeren dengeli bir beslenme ile ancak yağdan kilo vermek mümkün olur. Aksi halde biraz yağ kaybederken çoğunlukla kas ve su kaybı da yaşamak mümkün.
\n1. Yağdan kilo vermek için uygun beslenme ve antrenman programı
\nÖncelikle yağdan kilo vermek için hazırlanmış bir beslenme programımızın ve bu süreci destekleyen yağ oranımızı düşürmeye yönelik bir antrenman programımızın olması gerekmektedir. Eğer yağdan kilo vermek için doğru beslenmeyi bilmiyorsak, kesinlikle bir diyetisyenden yardım almak gerekir, çünkü doğru hazırlanmış bir diyet listesine sahip değilsek, çoğu kişide \"yağdan kilo vermek için hiç yemek yememeliyim\" algısı oluştuğundan, yetersiz beslenme sonucu kas kaybı yaşamamız çok büyük bir ihtimaldir.
\n2. Yavaş yemek
\nYavaş yemek yemenin, araştırmalara göre doygunluk hissini arttırdığı ve bizi aşırı yemek yeme eğilimine karşı koruduğu bulunmuştur. Yavaş yemek için lokmalar arasında bir yudum su alabilir, daha çok çiğneyebilir, ya da birlikte yemek yiyebileceğimiz kişiler varsa onlarla sohbet ederek yemek yeme süremizi uzatabiliriz. Yavaş yediğimiz zaman daha tok hissedeceğimiz için beslenme programımıza uyumumuz kolaylaşacak ve yağdan kilo vermek kolaylaşacaktır.
\n3. Egzersiz programınıza ağırlık çalışmaları eklemek
\nAğırlık antrenmanları, kas kütlesini artırmaya yöneliktir ve kas kütlesi ne kadar artarsa, dokular daha çok enerjiye ihtiyaç duyacağı için, metabolizma da o kadar hızlanır. Bu da yağdan kilo vermek için muhteşem bir yöntemdir. Yağdan kilo vermek için, antrenman programımıza ağırlık çalışmalarını eklemeliyiz.
\n4. Uyku ve stres seviyesi
\nUyku esnasında bütün vücudumuz dinlenmeye çekilir. Sindirim sistemimizin ayrıştırdığı besinler organlara gönderilir ve gerek tamir işlemi gerek depolama işlemi bu süreçte yapılır. Kaslarımızın gelişmesi için hormonlar da çok önemlidir. Testosteron ve büyüme hormonu, kas gelişimimizi tetikleyen ve hızlandıran hormonların başında gelir. Büyüme hormonunun en çok salgılandığı zaman ise uyku zamanıdır. Günlük 7 - 8 saat uyumak kas gelişimi için önemlidir. Yeterli uyumadığımızda kas gelişimimiz azaldığı için yağdan kilo vermek de zorlaşacaktır.
\n5. Yeşil çay içmek
\nYeşil çay içindeki aktif bileşen olan epigallocatechin gallate (EGCG), norepinefrini yıkan bir enzimi baskılar, bu nedenle vücuttaki norepinefrin miktarını arttırır. Bu hormon daha fazla yağ hücresinin parçalanacağını ve bunun artık enerji olarak kullanılabileceğini gösterir. Aynı zamanda yeşil çay iştahımızı bastırır, vücudumuzun metabolik hızını artırmak ve yağdan kilo vermek için adrenalin ve diğer bileşikler ile etkileşime girer.
\n\nYağdan kilo vermek genel olarak dengeli bir beslenme ve doğru hareketler ile mümkün olur. Siz de diyet süreçlerine farklı bir açıdan bakmak, yağdan kilo vermek için en doğru metodu arıyorsanız hemen Bewell'i indirin.
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"6177ab80b1b3caffccb25bd5","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1635233115990.png","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"erteleme-davranisi","title":"Erteleme Davranışı Nasıl Önlenir?","description":"Erteleme Davranışı Nedir? Erteleme Davranışının Nedenleri Erteleme ile Nasıl Baş Edilir? Erteleme Davranışı Nasıl Engellenir? ","date":"2021-10-26T13:51:00.000Z","body":"Hepimiz kimi zaman bir işi yapacak gücü kendimizde bulamadığımız için erteleme davranışı sergileyebiliriz. Bu aslında yapabileceklerimizin bir sınırı olmasından dolayı son derece doğal bir durumdur. Bazılarımız erteleme davranışı hiç sergilemezken bazılarımız daha seyrek bazılarımızsa sık sık sergiler. Bu durum bazı sıkıntılara yol açabilmektedir. Sorumlulukların son anda yerine getirilmesi ya da yapılacaklara hiç başlamamak bireyi olumsuz etkileyebileceği için erteleme davranışı negatif bir davranış olarak kabul edilmektedir.
\nErteleme davranışı; şimdiki zamanda başlanması ya da tamamlanması gereken iş ve sorumlulukların sonraki bir zamana bırakılması, geçiştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bazen ertelenen şey önemli bir karar vermek ya da sağlığı ilgilendiren konularda eyleme geçmek gibi önemli konular olabilirken bazen de günlük hayat içerisinde bir odanın toplanması, bir kişiyi arama gibi küçük şeyler de olabilir. Ertelenen her ne olursa olsun erteleme davranışı söz konusu olduğunda ortaya çıkan sonuç işlerin birikmesi ve stres, suçluluk, çaresizlik ve yetersizlik gibi duygulardır.
\nErteleme davranışı; duygusal, davranışsal ve bilişsel olmak üzere üç bileşenden oluşmaktadır.
\nErteleme davranışı yaşamımızın birçok alanında verimimizi düşüren bir davranıştır. Herkes için erteleme davranışı farklı bir sebepten kaynaklanıyor olabilir. Başlıca nedenlere biraz daha yakından bakalım.
\nBunların dışında erteleme davranışı altında yatan diğer sebepler:
\nErteleme davranışı ile başa çıkmak için aşağıdaki basamaklar oldukça önemlidir.
\nÖzellikle son dönemlerde egzersiz yapmak isteyen birçok kişi salonlarda ya da farklı yerde egzersiz yapmak yerine evde egzersiz yapmayı tercih ediyor.
\nEvde egzersiz, evdeki imkânlar kullanılarak, evden çıkmadan uygulayabileceğiniz ekipmanlı veya ekipmansız egzersiz şeklidir. Evde egzersiz yaparken eğer egzersiz programı hazırlamak için yeterli bilginiz ve deneyiminiz yoksa bir eğitmen (kişisel antrenör) tarafından destek almanız gerekir. Çünkü bilinçsizce hazırlanan egzersiz programları duruş bozuklukları, sakatlıklar, zaman ve para kaybı gibi olumsuz şeylere sebep olacaktır.
\nEvde egzersiz denildiğinde en büyük endişe evde egzersizden verim alabilir miyim kaygısı oluyor. Doğru ve size özel hazırlanmış bir program ve destek alabileceğiniz antrenör bir telefon uzağınızda olduğu sürece evet verim alabilirsiniz.
\nÖzellikle doğru bir programa sahip olduktan sonra nerde olursanız olun verim almanız mümkün. Egzersiz yapmak için spor salonuna ya da stüdyoya yazılmak birde oraya gitmek için ekstra vakit harcamak size hem maddi hem de zaman olarak eksisi olacaktır. Bunun yerine size özel hazırlanmış antrenman programı ve her durumda destek alabileceğiniz bir antrenör ile evde egzersiz yapmak her yönüyle faydalı olacaktır.
\nYani birçok yönüyle düşündüğümüzde evde egzersiz yapmak diğer egzersiz türlerine göre çok daha avantajlı ve pratiktir. Ama evde egzersizin başarılı olması için mutlaka doğru ve size özel hazırlanan bir program uyguladığınızdan, herhangi bir durumda destek alabileceğiniz bir eğitmene ulaşabileceğinizden emin olmak gerekir.
\n\nBiz Bewell olarak size evde egzersiz için en uygun programı, antrenör desteğini ve bu süreçte egzersizden ayrı tutulamayacak doğru bir beslenme programını, süreci kolaylaştıracak psikolojik desteğini Premium üyelik tipimiz ile sağlıyoruz.
\nKendinize uygun üyelik şeklini bulmak için mutlaka üyelik tiplerimizi inceleyin, biz egzersiz alışkanlığı edinebilmeniz ve sürdürebilmeniz için minimum 6 aylık üyelik tipini öneriyoruz 😊 Hemen siz de uygulamamızı indirin, hareket etmeye başlayalım 💪🏻
\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"616e96ceb1b3caffccaf7c96","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1634638074700.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"saglikli-beslenme","title":"Sağlıklı Beslenme Nasıl Olmalıdır?","description":"Sağlıklı Beslenmek İçin Neler Yapmalı? Sağlıklı Beslenme İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekir? Sağlıklı Beslenme İpuçları","date":"2021-10-19T10:08:04.000Z","body":"Sağlıklı beslenme nasıl olmalı diye sorduğunuzda, kime sorduğunuza bağlı olarak sorunun cevabı değişir. Aile, iş arkadaşları, yakın arkadaşlar veya bir sağlık profesyonelinin bu konuda görüşleri mutlaka farklı olacaktır.
\nAncak işin uzmanı bir Diyetisyen “Sağlıklı Beslenme” tanımını en iyi yapacak kişidir. Bu yazıda bir Diyetisyen gözüyle sağlıklı beslenme nasıl olmalıdır bundan bahsedeceğiz.
\nSağlıklı beslenmenin temellerinden bahsettik, peki sağlıklı beslenmek için yasaklar olmak zorunda mı? Sevdiğimiz yiyecekleri tamamen beslenmemizden çıkarmalı mıyız?
\nHayır!
\nHer şeyde olduğu gibi “denge” sağlıklı beslenme sürecinde de son derece önemlidir. Haftanın 7 günü var ve günde en az 2 öğün yaptığınızı hayal edin. Bu haftalık 14 öğün eder. 14 öğünün 4’ünde bazen miktarları kaçırmış bazense seçenek olarak “sağlıklı olmayan” bir tercih yapmış olabilirsiniz.
\nAncak geri kalan 10 gün, seçimlerinizden eminseniz, o hafta sağlıklı beslenmişsinizdir demektir 😊
\nMeyve ve şeker ilaveli paketlenmiş ürünler, işlenmiş et, şekerleme, dondurma, kızarmış yiyecekler , fast food ve yüksek oranda işlenmiş, paketlenmiş atıştırmalıkları azaltmak, sağlığınızı iyileştirmenin ve belirli hastalık riskinizi azaltmanın akıllı bir yoludur. Ancak bunları hayatınızdan tamamen çıkarmıyor olmak sağlıklı beslenme önünde bir engel değildir.
\nÖzetlemek gerekirse sağlıklı beslenme için birkaç ipucunu not alabilirsiniz.
\nSağlıklı beslenme herkes için farklı bir şey ifade etse de, dengeli diyetler genellikle besleyici yoğun gıdalar açısından zengindir, yüksek oranda işlenmiş gıdalar bakımından düşüktür ve doyurucu öğünler ve atıştırmalıklardan oluşur.
\nSiz de diyet süreçlerine farklı bir açıdan bakmak, sağlıklı beslenmeyi hayat tarzı haline getirmek istiyorsanız hemen Bewell’i indirin.
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"616939bab1b3caffccae36a3","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1634286356617.png","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"depresyon","title":"Depresyonla Başa Çıkma","description":"Depresyon Nedir? Depresyon Nedenleri Depresyon Belirtileri Nelerdir? Depresyon Tedavisi Depresyonla Nasıl Baş Edilir?","date":"2021-10-18T09:49:26.000Z","body":"Depresyon; bireyin nasıl hissettiğini, olay ve durumlara nasıl anlamlar yüklediğini ve nasıl davrandığını olumsuz bir şekilde etkileyen yaygın bir hastalıktır. Literatürde majör depresyon ve klinik depresyon olarak da adlandırılır.
\nDepresyon, genellikle sürekli bir üzüntü hali ve eskiden zevk veren şeylere karşı ilgi kaybı olarak karakterize edilir. Ciddi ve yaygın olmasına rağmen tedavi edilebilen bir tıbbi durumdur. Depresyon tanısı almış kişilerde çeşitli psikolojik ve fiziksel semptomlar ortaya çıktığı için günlük yaşamın işlevsel bir şekilde devam ettirilmesi mümkün olmayabilir. Depresyon genellikle 20'li ve 30'lu yaşlarda ortaya çıkmakla beraber her yaştan birey depresyon tanısı alabilir. Kadınlarda depresyon teşhisi erkeklere oranla daha fazladır. Bunun sebebi olarak kadınların tıbbi yardım istemeye daha açık olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalar, toplum içinde depresyon görülme sıklığının %8-10 olduğunu göstermektedir. Ayrıca tedavi edilmediği takdirde depresyon kaynıklı ölüm oranının %15 olduğu bilinmektedir. Bu diğer tıbbi hastalıklar kayanaklı ölüm oranları kadar ciddi bir durumdur.
\nDiğer psikolojik rahatsızlıklar gibi depresyon söz konusu olduğunda da çeşitli faktörlerden bahsedilebilir. Depresyon oluşumunda biyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkenler birlikte yer almaktadır.
\nDepresyon bireyin hayatında bir kez görülebileceği gibi aynı bireyde birden fazla tekrarlanabilir. Belirtiler kişiden kişiye göre değişmekle beraber en yaygın olarak aşağıdaki gibidir:
\nBazı vakalarda depresyon hormon dengesizlikleri ya da başka bir hastalık nedenli olabildiği için süreç fiziki muayene ile başlar. Bir sonraki aşamada ise psikiyatrik süreç ile devam edilir. Psikiyatrist sürecin duygusal, bilişsel ve davranışsal nedenlerini tespit edecek klinik bir görüşme gerçekleştirir. Çoğunlukla teşhisi hızlandıracak bir anket de uygulanır.
\nDepresyon tedavisinde iki basamak söz konusudur. Bunlar ilaç tedavisi ve psikoterapidir. İlk olarak bireyin semptomlarının giderilmesi için ilaç tedavisi gereklidir. İlaçlar mutlaka doktor tarafından verilmeli ve doz kontrolü doktor tarafından yapılmalıdır. İlaçların olası yan etkilerine dair gerekli bilgiler doktor ve eczacı tarafından alınmalı ve şiddetli yan etkilerde yardım alınmalıdır. Antidepresan olarak bilinen depresyon ilaçları etkisini genellikle 2-3 hafta içinde göstermektedir. Bu nedenle bu süre içerisinde ilaçların yan etkileri esas etkisinden daha baskın olacağı için ilaçlar kesinlikle bırakılmamalıdır.
\nİlaç tedavisi yanında birey düzenli olarak psikolog ya da psikiyatrist tarafından gerçekleştirilen psikoterapi seanslarına devam etmelidir. Psikoterapi sayesinde hem depresyona sebep olan duygusal ve bilişsel süreçler iyileştirilebilir hem de depresyon sonucu olarak ortaya çıkan semptomlar da rahatlama sağlanabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi depresyonda en sık kullanılan terapi türüdür.
\nDepresyonu önlemenin kesin bir yöntemi olmamakla beraber özellikle stresle başa çıkma ve benlik saygısını güçlendirme çalışmaları depresyonun risk faktörlerini ortadan kaldırmak için önemli bir yere sahiptir. Özellikle psikoeğitim programları ile depresyonun erken belirtilerini öğrenmek, depresif duygu durumu ile nasıl başa çıkılabileceğini görmek oldukça etkilidir.
\nBelirtilerin erken tespiti tedavinin çok geç kalınmadan gerçekleştirilmesini olanaklı kılar.
\nVücudumuzda ki fazla yağlardan kurtulmak istediğimizde genel geçer, kişiye özel hazırlanmamış yağ yakımı programlarına başlarız. Aslında bu uyguladığımız programlar ile hem hedefimize daha zor ulaşırız hem de sakatlıklar veya duruş bozuklukları gibi bazı fiziksel problemlere sahip olmaya zemin hazırlarız. Bu yüzden eğer hedefimiz yağ yakımı ise hem zamanımızdan hem de sağlığımızdan olmamak için kişiye özel hazırlanmış ideal yağ yakımı programları ile ilerlemeliyiz.
\nKardiyo Antrenmanı
\nKardiyo, kalp ritmimizi yükselterek kalbimizi güçlendirmek, kan dolaşımımızı düzene sokmak, metabolizmamızı hızlandırmak ve günlük kalori açığı oluşturmak için uyguladığımız aerobik / anaerobik egzersizlerin genel tabiridir. İdeal yağ yakımı programınızda mutlaka kardiyo antrenmanı olmalıdır.
\nBu aktiviteler: koşu, hızlı yürüyüş , bisiklet , kardiyo makineleri ve aerobik egzersizlerdir…
\n\nAğırlık Antrenmanı
\nAğırlık çalışması öncelikle postürümüzü düzeltmek, vücut kompozisyonumuzu değiştirmek / geliştirmek, güç, hız, patlayıcılık ve kas kütlesi inşaa etmek ve arttırmak için yapılan anaerobik çalışmaların genel tabiridir. Maksimum etki ve fayda görmek için serbest ağırlık ile uygulamamız gereklidir. Ağırlık antrenmanı yapmamız belli bir kas artışını uyararak, metabolizmamızın hızlanmasını sağladığı için yağ yakımımıza katkıda bulunur. İdeal yağ yakımı programı dediğimizde ağırlık antrenmanları doğru ve kişinin ihtiyacına uygun bir şekilde yağ yakımı programımızda yer almalıdır.
\n\nHIIT Antrenmanı
\nYüksek tempo aralıklı kardiyo seanslarına genel olarak hiit antrenmanları denilir. Bu tür antrenman tekrarlanan yoğun eforlu seansları ve bunları takip eden değişen sürelerde dinlenme periyotlarını içerir. HIIT antrenmanı bisiklet , yürüyüş, yüzme gibi bütün egzersiz çeşitleriyle uygulanabilir. Örneğin koşu antrenmanına uyarlanması 30 saniye hızlı koşunun ardından 60 saniye hafif tempo koşu, ardından tekrar hızlı koşu şeklinde devam eder toplam 10-15 dk sürebilir. Bu antrenman çeşidinde kalp ritmi, maksimum kalp atışının yaklaşık %85’i civarındadır. Böyle bir antrenman metodu ise mutlaka yağ yakımı programında olmalıdır.
\n\nSonuç olarak İdeal kişiye özel yağ yakımı programınız nasıl olmalı?
\nÖncelikle yağ yakımı programınız için mutlaka kişisel bilgileriniz detaylıca alınmalı ve en iyi şekilde değerlendirilmelidir. Size özel hazırlanacak yağ yakım programınızda tüm antrenman yöntemleri en iyi şekilde dağıtılmalıdır. Hedefimiz yağ yakımı olduğu zaman programınız kardiyo ağırlıklı olabilir ama normal kardiyo antrenmanlarıyla da hedefinize giden süreç uzayabilir. Bu sebeple en ideal yağ yakımı programı size özel hazırlanmış HIIT (aralıklı) antrenmanı olacaktır. HIIT antrenmanı sonrasında yağ yakımı sürecimiz sporumuz bitse dahi metabolizma hızımız 24-48 saat daha hızlı kalacağı için yağ yakımı sürecimiz de antrenman sonrasında bile devam edecektir. Vücudumuzun gece gündüz durmadan yağlarımızı eritmeye devam ettiğini düşününce hedefimize ulaşmamız diğer antrenman yöntemlerine göre çok daha kolay olacaktır.
\nÖrneğin; yürürken 20-60 saniye koşup nabzımızı yükseltmemiz ve sonra tekrar yürümemiz, sadece yürümekten daha fazla yağ yakar. Ayrıca uzun süreli kardiyo antrenmanları, hücrelere daha fazla oksijen iletilebilmesi için kas hacmimizde bir düşüş gerçekleştirir. Yağ yakarken kas kaybetmek istemiyorsak da yüksek şiddetli aralıklı antrenmanı tercih edebiliriz. Ya da diğer bir yöntem bir ağırlıkla, bir egzersizi sadece 3 set 12 tekrar yapmaktansa, HIIT metodu ile 40 saniye maksimum tekrarda minimum dinlenme ile yapmak yağ yakımı programı için çok daha uygun olacaktır.
\nSize en uygun yağ yakımı programına sahip olmak için kişisel bilgilerinizi en iyi şekilde değerlendiriyor tüm antrenman metodlarına size en uygun şekilde kullanıyoruz. İdeal yağ yakımı programınıza ulaşmak ve hedefinize çok daha sağlıklı, hızlı varmak için Bewell uygulamamızı indirebilirsiniz.
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61601b47378e9e96854d181f","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1633692001240.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"zayiflamak-icin","title":"Zayıflamak İçin Yapılan 5 Hata","description":"Zayıflamak İçin Neler Yapılmalı? Zayıflamak İçin Yapılan Hatalar","date":"2021-10-08T11:19:57.000Z","body":"Ülkemizde obezitenin görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor. Son verilere göre; erkeklerin %20,5’i, kadınların ise %41,0’i obez. Sürekli kısa vadeli kilo verme süreci ve ardından fazlasıyla verdiğiniz kiloyu alma eğilimine giriyor olabilirsiniz. Demek ki bu süreçte zayıflamak için yapılan yanlış bilgilendirmeler, yanlış uygulamalar ciddi anlamda sağlığınızı etkileyip sizi bir döngüye sokuyor.
\nKilo vermek başlangıçta zor gibi görünebilir. Bazen zayıflamak için her şeyi doğru yaptığınızı, yine de sonuç alamadığınızı hissediyorsanız, belli ki bazı noktalarda hatalar yapıyorsunuz. ‘’Zayıflamak için her yolu denedim akupunktur, diyet, egzersiz ama yine de kilo veremedim, ben bir umutsuz vakayım’’ cümlesini çok sık duyuyoruz, eğer bu cümle size de tanıdık geliyorsa yazının devamında kendinizden çok şey bulacaksınız.
\n1) TARTIYA ODAKLANMAK
\nZayıflamak için yaptığınız hamleler ve beslenme programınıza tamamen uymanıza rağmen, yeterince hızlı kilo vermediğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Tartıda gördüğünüz ağırlığınızı etkileyen o kadar unsur var ki; gün içinde tükettiğiniz besinler, tuvalet alışkanlığınız, vücudunuzda tutulan ödem.
\nZayıflamak için denemeleriniz sonucunu takip etmek için tartı yalnızca ölçüm yöntemlerinden biridir. Ağırlığınız sabit kalıyorsa; yağdan kaybederken vücudunuzda hormonal durumunuza, kullandığınız ilaçlara, hatta yaptığınız uçak yolculuklarına bağlı tutulan bir ödem olabilir.
\nZayıflamak için uyguladığınız yöntemlerin etkisini görmek adına tartıya odaklanmak yerine bel çevresi, kalça çevresi, yağ oranı gibi parametreleri dikkate almanızı öneririz.
\n2) ÇOK DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLER YAPMAK
\nZayıflamak için çok düşük kalorili diyetler çok sık tercih ediliyor. Vücudumuz hayati işlemlerini gerçekleştirmek için belli bir enerjiye ihtiyaç duyuyor. Zayıflamak için ihtiyaçtan daha az enerji aldığınızda, metabolizma da ona ayak uydurmak için kendini yavaşlatıyor.
\nZayıflamak için günde 800 kaloriden daha az kalori sağlayan çok düşük kalorili diyetler üzerine yapılan çalışmalar, bu diyetlerin kas kaybına yol açabileceğini ve metabolizmayı kalıcı olarak yavaşlatabileceğini gösteriyor. Ayrıca uzun süre zayıflamak için çok düşük kalorili diyetler uygulandığında ciddi anlamda vitamin ve mineral yetersizlikleri görülebiliyor.
\n3) ÇOK FAZLA KALORİ TÜKETMEK
\nZayıflamak için kalori açığı oluşturmak bir yöntemdir. Bu, tükettiğinizden daha fazla kalori yakmanız gerektiği anlamına gelir. İhtiyaç duyulan kalori açığı kişiden kişiye değişmektedir.
\nÇok fazla kalori almıyormuş gibi hissedebilirsiniz ancak çoğumuzun yediklerimizi hafife alma eğilimimiz vardır. Yapılan bir çalışmada 10 obez birey günde 1000 kalori aldıklarını belirtirken, laboratuar testleri 2000 kalori aldıklarını göstermiştir. Zayıflamak için ihtiyacınız olan kaloriyi tükettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz, ama tükettiğiniz besin gruplarına ve porsiyonlara dikkat etmeniz gerekir. İhtiyacınızdan fazla tükettiğiniz her besin grubu vücudunuzda yağ olarak depolanır.
\n4) POPÜLER DİYETLERİ UYGULAMAK
\nZayıflamak için en sık tercih edilen bir diğer yöntem popüler diyetlerdir. Popüler diyetler çoğu zaman temel besin gruplarından birinin veya daha fazlasının tamamen beslenme düzeninden çıkarıldığı tek yönlü beslenmeye yönelik diyetlerdir. Zayıflamak için, kalıcı olmayan bu diyet listelerinin tercih edilmesi yetersiz beslenmeye ve sağlıkta ciddi hasarlara yol açabilir.
\nYavaşlayan metabolizma ve sağlık sorunları ile sonrasında zayıflamak için uyguladığınız diğer yöntemlerle bile kilo kaybınız zorlaşabilir.
\n5) EGZERSİZ YAPMAMA VEYA ÇOK FAZLA EGZERSİZ YAPMA
\nZayıflamak için, sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı ile yağ oranınızı düşürürken, egzersiz ile kas kazanmak son derece önemli. Zayıflamak için çabalarınız sonucunda vücut katabolik bir sürece giriyor. Yağdan kaybederken, kaçınılmaz olarak bazı kas kütlelerinizi de kaybediyorsunuz, ancak bu miktar birkaç faktöre bağlıdır.
\nZayıflamak için aldığınız enerjiyi kısıtlarken hiç egzersiz yapmazsanız, daha fazla kas kütlesini kaybedersiniz ve metabolizma hızınız yavaşlar. Egzersiz yapmak kaybettiğiniz yağsız kütle miktarını en aza indirmeye yardımcı olur, yağ kaybını arttırır ve metabolizmanızın yavaşlamasını önler.
\nAncak zayıflamak için aşırı egzersiz yapmak da bazı sorunlara neden olabilir. Araştırmalar, uzun vadede çoğu insan için aşırı egzersizin sürdürülemez olduğunu ve metabolik strese neden olabileceğini göstermektedir. Zayıflamak için vücudumuzu aşırı egzersiz yaparak daha fazla kalori yakmaya zorlamak ne etkili ne de sağlıklıdır.
\nZayıflamak için en doğru yöntemi uygulamak, doğru bir egzersiz ve tamamen size özel antrenman programıyla kalıcı sonuçlar almak için siz de hemen Bewell'i indirip Premium'a geçin!
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"615b09fd378e9e96854cc965","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"tikinircasina-yeme-bozuklugu","title":"Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Nedir?","description":"Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Nedenleri Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Belirtileri Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Tedavisi","date":"2021-10-05T10:14:12.000Z","body":"Tıkınırcasına yeme bozukluğu, bireyin aynı zaman dilimi içerisinde tüketebileceğinden çok daha fazla yiyeceği tükettiği, yeme davranışı üzerinde kontrolünün olmadığı ve yeme ataklarının sıkça tekrarlandığı bir yeme bozukluğu türüdür. Blumia nervozadan farklı olarak tıkınırcasına yeme bozukluğu döngüsünde fazla kalori alımını telafi edecek davranışlar (kusma, laksatif kullanımı, aşırı egzersiz... vb.) sergilenmemektedir.
\nTıkınırcasına yeme bozukluğu olan bireylerin herhangi bir yeme bozukluğu olmayan bireylere kıyasla tip 2 diyabet, hipertansiyon ve metabolik sendrom geliştirme riski çok daha fazladır. Bunun yanında %80 oranında yaşamlarının bir bölümünde anksiyete, madde kullanımı, duygu durum bozukluğu... vb. psikiyatrik tanılara sahip olmaktadırlar. Telafi edici davranışlarının bulunmaması sebebi ile de obezite vb. fiziksel komplikasyonlar da tıkınırcasına yeme bozukluğu ile birlikte görülmektedir.
\nTıkınırcasına yeme bozukluğu yetişkinlerde en sık görülen yeme bozukluğu türüdür. Tıkınırcasına yeme bozukluğu görülme sıklığı ortalama %3 oranındadır. Toplum temelli yürütülen araştırmalarda tıkınırcasına yeme bozukluğu başlangıcının yirmili yaşların başına denk geldiği ve kadınların tıkınırcasına yeme bozukluğu geliştirme olasılığının erkeklere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Tıkınırcasına yeme bozukluğu daha çok kadınlarda görülse bile yeme bozuklukları arasında erkeklerde görülme sıklığının en fazla olduğu yeme bozukluğudur.
\nObezite teşhisi almış bireylerde tıkınırcasına yeme bozukluğu görülme sıklığı ortalama %8 iken kilo vermek için hastaneye başvuranlarda görülme sıklığı %25-30'dur. Ayrıca bariatrik cerrahi hastalarının da yarısı tıkınırcasına yeme bozukluğu tanısına sahiptir.
\nTıkınırcasına yeme bozukluğu nedenleri tam olarak belirli değildir. Yapılan gen araştırmalarından elde edilen veriler tıkınırcasına yeme bozukluğu tanısı almış bireylerin birinci derece akrabalarının da tanı alma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Bunun yanında beynin ödül/haz merkezi olan dopamin bölgesinde meydana gelen farklılaşmanın da tıkınırcasına yeme bozukluğu ataklarını arttırdığı düşünülmektedir.
\nPsikolojik açıdan bakıldığında tıkınırcasına yeme bozukluğu ataklarında yeme davranışı bedeni kontrol altında tutmanın en ilkel yoludur. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişiler vücut görünümlerine ve kilolarına fazlaca önem verir ve katı bir şekilde kontrol altında tutulması gerektiğini düşünürler. Anoreksiya nervoza ile benzerlik gösterdiği kısım her iki bozuklukta da beden algısında bozulma olması ve özellikle ergenlik döneminde bedenin kabulü ile ilgili yaşanan çatışmalardır.
\nTıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişilerin dürtüsel ve bağımlı kişilik özellikleri sergilediği görülmektedir. Araştırmalar, özellikle çocukluk çağı ve aile bireylerinde görülen obezitenin, beden görünümüne dair olumsuz değerlendirmelere maruz kalmanın, depresyonun ve özgüven eksikliğinin tıkınırcasına yeme bozukluğu için risk faktörleri olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca erken dönemde bireyin yaşadığı travmatik yaşantılar da kendisine dair olumsuz düşünceler geliştirmesine sebep olur. Bu olumsuz düşünceler kendisini kilo, görünüm ve yeme davranışlarında gösterebilir. Özellikle duygusal sıkıntılarını bastırmak ve haz sağlamak için tıkınırcasına kontrolsüzce yemek yiyen bireyde bu davranış alışkanlık haline gelir ve tıkınırcasına yeme bozukluğu oluşur.
\nTıkınırcasına yeme bozukluğu tedavisinin ana hedefi yeme ataklarının ortadan kalkması ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılmasıdır. Bununla birlikte ideal kiloya ulaşma, obeziteye bağlı komplikasyonlarla ruhsal bozuklukların da tedavisi ana hedefler arasındadır. Tıkınırcasına yeme bozukluğu tedavi planlaması içerisinde farmakolojik destek (ilaç tedavisi), psikoterapi ve gerekli durumlarda bariatrik cerrahi bulunabilir.
\nTıkınırcasına yeme bozukluğu tedavisinde sıklıkla Bilişsel Davranışcı Terapi yöntemleri kullanılmaktadır. Bunun yanında tedavi sürecine mutlaka bireyin yakınlarının da dahil olması gereklidir. Yeme ataklarının altında yatan psikolojik temelleri çözümlemek ve eşlik eden başka psikiyatrik sorunlar var ise bunların tedavisi için farklı terapi ekolleri birleştirilerek kullanılabilir.
\nTerapi sürecinin ardından bir beslenme uzmanı desteği ile sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanma ve ideal kiloya ulaşma süreci ile tedavi devam etmelidir.
\nYeme bozukluklarına genel bakış ile birlikte anoreksiya nervoza ve blumia nervoza hastalıklarına da yakından bakmak için yazılarımıza göz atabilirsiniz.
\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1633356285198.png","__v":0},{"_id":"6156d5c1378e9e96854c882a","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1633081121313.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"egzersiz-motivasyonu","title":"Egzersiz Motivasyonu Nasıl Sağlanır?","description":"Egzersiz motivasyonu nasıl sağlanır? Egzersiz motivasyonu nedir? Egzersizde motivasyon önemli midir? Egzersiz motivasyonum düştü ne yapmalıyım?","date":"2021-10-01T09:39:23.000Z","body":"Egzersiz yaparken motivasyonun önemi unutulmamalıdır. Gerçekten de isteksizlik sık sık egzersiz yapmamaya, egzersizi ortasında bırakmaya veya her şeyinizi ortaya koymamanıza yol açabilir. Egzersiz motivasyonunun önemi hakkında aslında çok az şey biliyoruz. Motivasyon kelimesinin kökeni Latince’de “motivus” kelimesinden gelir. Bu kelime aslında ‘akım’ anlamına gelir. Ayrıca motivasyon, hedeflerimizi ulaşma, ihtiyaçlarımızı karşılama ve keyifli hisler deneyimleme biçimimizi etkiler.
\nEgzersiz yapmayı, kilo vermek, kendini daha iyi hissetmek ya da kas kazanmak gibi pek çok sebeple istiyor olabiliriz. Bu sebeplerin tümü bizi egzersiz yapmaya iten güdülerdir. Sonuçları hissetmeye ve görmeye başladığımızda, bu, devam etmemize yardımcı olur. Bazen yeni bir egzersiz yapmaya başladığımızda, önceleri bundan zevk almaya eğilimli oluruz. Spor kıyafetleri, özel dersler ve spor salonu üyelikleri alırız. Ancak bir süre sonra vazgeçer ve bunları bir kenara atarız.
\nMotivasyon eksikliği iki şeye yol açabilir: başarısızlık veya mecburiyet hissi. Egzersiz yaparken motivasyonun ne kadar önemli olduğundan pek bahsedilmez ama egzersiz motivasyonu, kişinin performansını etkiler. Bir kişinin kendini egzersiz yapmaya mecbur hissetmesi ise motive edici değildir. Hatta bu, motivasyon kaybettiren bir yöntemdir. Tek yaptığı şey, kişiyi yapmak istemediği bir şeyi yapmak üzere kapana kısılmış gibi hissettirmesidir.
\n1. Hatırlayın: Neyi başarmak istiyorsunuz?
\nHedefinizi gün ve gün kendinize hatırlatın. Neyi başarmak istiyordunuz bu yola neden çıktınız ve neden başarmalısınız. Unutmamanız için kendinize hatırlatmak tekrar egzersiz motivasyonunuzu canlandırmaya yardımcı olabilir.
\n\n2. Günlük hayatınıza egzersizle ilişkili şeyleri dahil edin.
\nÖrneğin hafta sonu planı yapacaksanız egzersiz yapılan bir etkinliğe katılabilir, arkadaşlarınızla trekkinge çıkabilir veya yüzmek için bir sahile gidebilirsiniz. Keyif alacağınız egzersizle günlük hayatınızı birleştirin bu egzersiz motivasyonunuzun artmasına yardımcı olabilir.
\n\n3. Gerçekten sevdiğiniz ve keyif aldığınız egzersizleri yapın.
\nİhtiyacınız olan egzersiz programını tamamen bırakın demiyoruz ama bu programa sevdiğiniz türleri de ekleyebilirsiniz. Örneğin pazartesi ve çarşamba egzersiz programınızı, perşembe ve cuma ise sevdiğiniz bir spor türünü uygulayabilirsiniz. Bisiklet sürmek, dans etmek, kick box herhangi bir sevdiğiniz türü mutlaka programınıza dahil edin.
\n\n4. Birlikte egzersiz yapabileceğiniz arkadaşlar edinin.
\nBirlikte egzersiz yapabileceğiniz arkadaşlar edinmek egzersiz motivasyonunu canlı tutmak için en etkili yöntem. Böylece egzersiz yaparken yalnız kalmaz aynı zamanda birileriyle birlikte sosyalleşerek egzersiz yapmış olursunuz. Hatta birlikte eşli ya da takımlı egzersizler bile deneyebilirsiniz
\n\n5. Egzersiz esnasında kullanabileceğiniz yeni kıyafetler alın.
\nEn çok bilinen ve en eski egzersiz motivasyonu arttırma yöntemlerinden biri yeni kıyafetler almak. İster henüz içine giremeyeceğiniz küçük kıyafetler alın isterseniz de egzersiz yaparken kendinizi daha iyi hissettirecek sevdiğiniz tarda kıyafetler. Her yöntem işe yarayacaktır eğer alışveriş yapmayı seviyorsanız bu egzersiz motivasyonunu arttırma yöntemi tam size göre.
\n\n6. Egzersizde kullanacağınız ve öğrenebileceğiniz yeni ekipmanlar edinin.
\nEgzersizde ekipman kullanmak hem daha hızlı ilerlemenize yardımcı olabilir hem de egzersizinizin rutine girmesini engeller. Yeni ekipmanlar edinerek onları deneme ve öğrenme süreci ise egzersiz motivasyonunu arttırmanıza yardımcı olabilir.
\n\n7. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın, kendiniz için yapın, kendiniz için başarın.
\nEgzersiz motivasyonunuzu kendiniz için canlı tutun, başkaları size bunu yapmanızı söylediği için yapıyorsanız bu motivasyona tutunmak etkili olamayabilir.
\n\n8. Hedefleriniz net olsun.
\nHedefleriniz açık ve net olsun. Egzersiz motivasyonunuzu canlı tutmak için ne istediğinizi iyi bilmelisiniz. Böylece hedefinize yaklaşmakta çok daha kolay olacaktır.
\n\n9. Rutininizi kırın ve farklı egzersiz türleri deneyin.
\nÖrneğin belki dans etmek ya da koşmak size daha iyi gelecek denemeden bilemezsin. Farklı egzersiz türlerini deneyin ve beğendiklerini rutininize ekleyin. Bisiklet sürmek için bir bisiklet kiralayabilirsiniz veya koşmak için hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Farklı türler denemek için harekete geçmeniz yeterli çok fazla seçeneğiniz var ve hepsi egzersiz motivasyonunuzu arttırmak için uygun.
\n\n10. Egzersiz motivasyonunuzu kendinize hatırlatın.
\n……… için egzersiz yapıyorum. Sizin için bu boşluğa ne geliyor bunu yaz ve gün içinde sık sık bunu kendinize hatırlatın. Örneğin; Daha sağlıklı olmak için egzersiz yapıyorum diyebilirsiniz.
\n\nEgzersiz motivasyonunuzu kaybetmek egzersiz yapmayı tamamen bırakmak için etkili bir sebeptir. Sonuçta her zaman devam etmenizi sağlayacak yollar aramalısınız. Başlangıçta sizi motive eden sebep bir süre geçtikten sonra aynı kalmayabilir. Bu yüzden bu egzersiz motivasyonunuzu her zaman yenilemek ve taze tutmak çok önemlidir.
\nBiz Bewell olarak hedefinize giden yolda egzersiz motivasyonunun önemini biliyor ve motivasyon destekli programlarımız ile her zaman motivasyonunuzu canlı tutuyoruz.
\n\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"6149a320378e9e96854b8653","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1632814875602.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"saglikli-diyet-listesi","title":"Sağlıklı Diyet Listesi Nasıl Olmalıdır?","description":"Sağlıklı Diyet Listesi Nasıl Olur? Sağlıklı Diyet Listesi Nasıl Hazırlanır?","date":"2021-09-28T07:41:05.000Z","body":"Her gün binlerce kişi sağlıklı diyet listesi nasıl olmalı diye internet üzerinden arama yapıyor. Sağlıklı diyet listesi kilo vermek için en sık tercih edilen yöntem.
\nPeki sağlıklı diyet listesi nasıl hazırlanır, nasıl uygulanır biraz bundan bahsedelim.
\nSağlıklı diyet listesi, her besin grubundan dengeli ve yeterli miktarda besinler içeren, kişiye ve özel durumlarına uygun beslenme programıdır. Sağlıklı diyet listesinde amaç kişinin hedefine doğru beslenerek ulaşmasını sağlamaktır.
\n1.\tSağlıklı diyet listesi ilk olarak size özel olmalıdır. Size özel olmayan bir plan çoğu zaman sağlığınız için faydalı olmaz ve hedefinize ulaşmanıza engel olur.
\n2.\tSağlıklı diyet listesi sürdürülebilir olmalı. Sürdüremediğiniz hiçbir plan kalıcı sonuçlar getirmez, bu yüzden 1 haftada 5 kilo verdiren diyetlere odaklanmak yerine “ bu diyet benim için sürdürülebilir mi?” diye düşünmenizi tavsiye ederiz.
\n3.\tSağlıklı diyet listesi her besin grubunu içermelidir. Detoks veya şok diyet adıyla pazarlanan, yalnızca tek bir besin grubunu içeren diyetler (örn: kabak diyeti) yetersiz besin alımına sebep olacağından ve sürdürülemeyeceğinden hedefinizden sizi uzaklaştırır.
\n4.\tSağlıklı diyet listesi gerçekçi olmalıdır. Hayat tarzınıza hiç uymayan, sadece kilo vermek/kilo almak gibi hedefinize anlık olarak hitap eden gerçekçi olmayan diyetler motivasyonunuzu düşürecektir.
\n1.\tBewell’de ilk olarak mobil uygulamamızı indirdikten sonra sizi daha iyi tanımak adına;
\n-\tRahatsızlıklar
\n-\tÖzel durum ve intoleranslar
\n-\tSüre tercihleri
\n-\tBütçe tercihleri
\n-\tÖğün sıklığı tercihleri gibi detaylı bilgileriniz alınır. Tamamen size özel bir planlama yapılır.
\n2.\tVerdiğiniz bilgiler ışığında sağlıklı diyet listesi diyetisyenimizin kontrolünde planlanır ve size yine uygulamamız üzerinden gönderilir.
\n3.\tSağlıklı diyet listesi haftalık olarak değişmekle birlikte keyifli ve pratik tarifler içerir. Böylelikle hem kendiniz hem de sevdikleriniz için lezzetli tarifler keşfetme imkanınız olur, diyetiniz keyifli hale gelir.
\n\nTüm bunlara ek olarak Bewell uygulamamızda yer alan öğün günlüğüne öğünlerinizi kaydedebilir ve diyetisyenimizin haftalık değerlendirmesini alabilirsiniz. Aynı zamanda Bewell’de sağlıklı diyet listesine ek olarak, diyet yaparken zorlandığınız konulara özel hazırladığımız çözüm içerikleri ile diyet sürecinizde sizi engelleyen durumları çözebiliriz.
\n\n1.\tİlk olarak aşağıda yer alan uygulamayı indir butonundan mobil uygulamamızı indirin.
\n2.\tUygulamaya giriş yapın ve yönlendirmeleri takip edin.
\n3.\tPremium butonuna basarak, yıllık, 6 aylık ve aylık paketlerden size uygun olan paketi seçerek Premium üye olun.
\n4.\tSağlıklı diyet listesinin planlanması için gereken beslenme anketlerini doldurun ve diyet listenizin hazırlanmasını bekleyin.
\n\nİşte bu kadar basit 😊
\nDiyete ek olarak psikolog desteği ve egzersiz programları ile daha kalıcı sonuçlar elde etmek için siz de hemen Bewell’i indirin ve Premium'a geçerek yıllık, 6 aylık veya aylık üyeliklerden size uygun olanı ile hemen başlayın! 😊
\nŞimdiye kadar binlerce üyemizle kazandığımız tecrübelere dayanarak kalıcı sonuçlar için sürenin minimum 6 ay olmasını tavsiye ederiz 😉
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61407477378e9e96854a98df","author":"Psikolog Beliz Baylan","url":"anoreksiya-nervoza","title":"Anoreksiya Nervoza Nedir?","description":"Anoreksiya Nervoza Tedavisi Anoreksiya Nervoza Nedenleri Anoreksiya Nervoza Tanı Kriterleri Anoreksiya Hastalığı","date":"2021-09-24T07:47:01.000Z","body":"Önceki psikoloji konulu blog yazımızda yeme bozukluklarına genel olarak giriş yapmıştık.. Önümüzdeki psikoloji bloglarımızda sırasıyla herbir yeme bozukluğu hakkında sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Bu nedenle bu yazımızın konusu günlük yaşamda karşımıza sıkça çıkan bozukluklardan biri olan anoreksiya nervoza.
\nAnoreksiya nervoza anormal vücut ağırlığı düşüklüğü, kilo almaktan duyulan şiddetli korku ve bozuk bir beden-şekil algısı ile karakterize edilmiş; temelinde yalnızca yeme davranışı sorunu ve yeme bozukluğu değil aynı zamanda psikolojik yönünün kuvvetli olduğu bir bozukluktur. Anoreksiya nervoza kendisini en yoğun şekilde bireyin beden görünümünü ve kilosunu aşırı derecede kontrol etme çabası ile göstermektedir. Anoreksiya nervoza bozukluğu yaşayan kişiler kilo almaktan şiddetli derecede korktukları için kiloyu kontrol altına almak adına yedikleri yiyecek miktarında aşırı kısıtlama yaparlar. Aldıkları kaloriyi telafi etmek ve daha fazla kilo vermek için aşırı egzersiz yapmak, kendini kusturmak, müsil vb. kullanmak, besinlerin kilo aldırıcı etkisini azaltmak için laksatif ve diüretik ilaç kullanmak da anoreksiya nervoza mağduru bireylerin sıkça baş vurduğu yöntemlerdir.
\nAşırı kilo kaybı ile karakterize edilmiş olan anoreksiya nervoza her yaştan ve her cinsiyetten bireyde görülebilir. Ancak, anoreksiya nervoza sıklıkla adolesan kadın grubunda görülmektedir (12-20 yaş).
\nAnoreksiya nervoza mağduru bireyler sahip oldukları vücut ağırlığına ve besinlere karşı değişik obsesyonlar (takıntılar) geliştirirler. Örneğin; özellikle karbonhidratı tamamen beslenmelerinden çıkarırlar, yemek yememek için yemek zamanında ortadan kaybolurlar, sürekli sağlıklı yemek tarifleri toplarlar, başkaları için bolca yemek hazırlarlar ama kendileri yemezler, sırf yemek yeneceği için sosyal ortamlardan kendilerini izole ederler. Bunun yanında anoreksiya nervoza tanısı almış kişiler ciddi oranda kilo kaybına rağmen asla yeterince zayıf olduklarına ikna olmaz, sürekli tartılır ve kilo konusunda kronik bir endişeye sahiptirler.
\nAnoreksiyo nervoza nedenleri henüz tam olarak bilinmemektedir. Diğer bozukluklarda olduğu gibi anoreksiya nervoza da biyolojik, sosyolojik ve psikolojik etkenleri bünyesinde birarada barındırmaktadır.
\nAraştırmalar bazı bireylerin anoreksiya nervoza geliştirmeye genetik olarak daha yatkın olduğundan bahsederken aynı zamanda farklı araştırmalar da çocukluk çağı cinsel istismar, mükemmeliyetçilik, utangaçlık, depresif duygu durum, boyun eğen kişilik yapısı ve obsesif kompulsif kişilik gibi psikolojik etkenlerin de öncü tetikleyiciler olduğundan bahsetmektedir.Genetik ve psikolojik tetikleyicilerin yanı sıra televizyon dünyasında zayıflığın popüler olması ve kabul görmesi, şişmanlığın arzu edilmemek olduğuna dair dayatılan beden algısı da anoreksiya nervoza için çevresel tetikleyicilerdir.
\nAnoreksiya nervoza geliştiren bireyler genellikle hayatlarındaki birtakım başka duygusal sorunları kontrol altında tutmak ve bu sorunlarla başa çıkabilmek için sağlıksız bir biçimde kontrolü bedenlerine yöneltirler. Bu kişiler aynı zamanda zayıflığı öz değer olarak algılarlar.
\nCiddi boyutta kilo kaybı anoreksiya nervoza için öncü semptom olduğu için öncelikle bu kilo kaybına sebep olabilecek başka bir fiziksel hastalığın olup olmadığı kontrol edilmelidir. Soğuğa karşı hassasiyet, düşük tansiyon, sindirim sorunları, nabız düşüklüğü, saç dökülmesi, tırnak kırılması, mide sorunları, kusmaya bağlı olarak gelişen potasyum eksikliği, kalpte ritm bozuklukları, yetersiz beslenmeden dolayı hormonal bozukluklar, adet düzensizlikleri, kemik yoğunluğunda azalma gibi anoreksiya nervoza kaynaklı semptomların arıca tetkik edilmesi gereklidir.
\nFiziksel muayenenin yanında anoreksiya nervoza mağduru kişinin düşünce yapısını, duygularını, bedenine ve besinlere karşı algısını ve geliştirdiği obsesyonları anlamak adına mutlaka bir ruh sağlığı uzmanı tarafından da muayene edilmesi gereklidir.
\nBireyin yaşı, cinsiyeti, tıbbi geçmişi, bireyde görülen semptomlar, psikolojik alt yapı ve öyküsü uygulanacak olan anoreksiya nervoza tedavisinin farklılaşmasına sebep olmaktadır. Öncelikli olarak genel tıbbi durumun hayati tehlikeye girmemesi için mutlaka fiziksel semptomların tedavi süreci ile başlanmalıdır.
\nAnoreksiya nervoza tedavi ekibinde genellikle birden fazla uzman yer almaktadır. Genel tıbbi durumun tedavisinde iç hastalıkları uzmanı ve kardiyoloji uzmanı birlikte çalışma yürütmektedir. Bunun yanında hastanın ideal vücut ağırlığına ulaşabilmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmesi için mutlaka diyetisyen desteği gerekmektedir.
\nTedavinin psikolojik destek kısmı oldukça büyük öneme sahiptir. Psikiyatri muayeneleri ve yapılan psikoterapi ile anoreksiya nervoza mağduru kişiler sahip oldukları duygusal ve düşünsel sorunları anlama ve bunlarla etkili başa çıkma yöntemleri öğrenme fırsatı yakalarlar. Ayrıca yeni beslenme alışkanlıkları beraberinde yeni bir yaşam düzeni getireceği için bireyin değişen bu yaşam düzenine adaptasyon süreci için de psikolojik destek çok önemlidir.
\nAnoreksiya nervoza tedavizi zorluklarla dolu uzun bir süreçtir. Gerek birey gerek ailesi zaman zaman tedavinin başarılı olacağına dair ümitsizliğe kapılabilirler. Bu oldukça doğaldır ancak tedavinin uzun soluklu olduğunu baştan kabul etmek ve sabır göstererek tedaviden kopmamak tedavinin kilit noktasıdır. Gerekli noktalarda bireyin yakınlarının terapi sürecine dahil olması, bireyi ideal kilosu ve yeni yaşam düzenine ikna aşamasında hayati öneme sahiptir.
\nBununla birlikte, anoreksiya nervoza tedavisini tamamlamış olan kişilerde hayatın farklı dönemlerinde stresin ve diğer yaşamsal tetikleyicilerin de etkisiyle bazı nüksler yaşanabilir. Bu tür yaşamsal gerilim dönemlerinde terapinin sürdürülmesi ve periyodik olarak kontrol randevuları önemlidir.
\n\n\n\n\n","branch":"Psikoloji","isActive":true,"image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1631614070709.png","__v":0},{"_id":"61444175378e9e96854b0bc8","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1631863397427.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"kilo-verme-yontemleri","title":"Kilo Verme Yöntemleri Nelerdir?","description":"Kilo Verme Taktikleri Nelerdir? En İyi Zayıflama Yöntemleri Nelerdir?","date":"2021-09-21T13:07:01.000Z","body":"Kilo vermek veya kilo almak vücudumuzun doğal bir döngüsüdür. Buna rağmen ülkemizdeki büyük problemlerden biri obezitedir. Kilo problemlerinin yoğun olduğu ülkemizde bu konuda aynı yoğunlukta bilgi kirliliği sorunu var ve kilo verme yöntemleri en merak edilen konular arasında. Kilo verme yöntemleri arasında, kilo vermek isteyen kişilerin sağlığını tehdit eden işe yaramaz;
\nKilo vermek için önce istek, karar lazım. Sonrasında ise kilo verme yöntemlerinden doğru olanı seçip işin profesyonellerinden yardım almak gerekir. Bugün sizler için kalıcı kilo verme yöntemlerini mercek altına aldık.
\n1.\tKilo vermekle ilgili bilinçlenmelisiniz
\nKilo verme yöntemlerinden ilki farkındalık. Sürekli artan ve bedeninize yük haline gelen sağlıksız bir kiloyu ömür boyu kiloların artacağını bilerek taşımak istemezsiniz. Öncelikle sağlıklı bir kiloda olmalıyım düşüncesine sahip olmalı, bakış açınızı zenginleştirmelisiniz.
\n2.\tSürekli kilo almanızın nedenlerini sorgulayın
\nKilo verme yöntemlerinden bir diğeri kilo probleminin kaynağını çözmektir. Kilo vermenizi ya da kilo verme çabalarınızı engelleyen şeyler nelerdir? Yeme bozukluğu, duygusal açlık gibi sorunlar ne kadar uğraşırsanız uğraşın kilo vermenizi önler. Popüler kilo verme yöntemlerini deneseniz de başarılı olmuyorsa sebebi tam olarak asıl nedene odaklanmıyor olmanızdır.
\n3.\tSürdürülebilir beslenme programına sahip olun
\nKilo verme yöntemlerinden belki de en önemlisi size özel hazırlanmış ve sürdürebileceğiniz beslenme programlarıyla gerçekleşir. Kilo verme yöntemleri denince akla ilk diyet gelse de eğer o diyet sürdüremeyeceğini bir diyet ise ne yazık ki kalıcı bir çözüm olmayacaktır.
\nKilo verme yöntemlerinden sürdürülebilir bir diyet programını seçmek amacıyla uzman desteği almanın en güzel yönü uzun vadede sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmaktır, çünkü diyet bittikten sonra tekrar kilo almanın sebebi yanlış beslenmedir. Doğru ya da faydalı sandığınız birçok şeyin aslında ne kadar gereksiz olduğunu, size gereksiz kilo yüklemesi yaptığını bu süreçte daha iyi anlayabilirsiniz.
\n4.\tEgzersiz yapın
\nKilo verme yöntemlerinden bir diğer önemlisi egzersiz yapmaktır. Eğer tek başına beslenmeye dikkat ediyor ve egzersizi atlıyorsanız süreci eksiz yönettiğinizi söylemek isteriz. Zayıflarken bir yandan da sıkılaşmak, kaslarınızı geliştirmek ve fiziksel zindelik kazanmak için egzersizlere de ihtiyacınız var. Kilo verme yöntemlerinden özellikle egzersiz ve beslenme programı ikilisini ayrı ayrı düşünmeyin deriz 😊
\nEgzersiz yapmak için saatler harcamanız gerektiğini veya illa bir spor salonuna gitmenin şart olduğunu düşünmeyin. Yapacağınız yalnızca 10 dakikalık egzersizler düzenli uygulamada şaşıracağınız kadar güzel sonuçlar verebilir 😊
\nKilo verme yöntemlerinden şimdiye kadar birçok yöntem denemiş olabilirsiniz. Ancak kilo vermek için çok uzaklaşmanıza gerek yok. Evinizde yapabileceğiniz fitness programı, evinizden ulaşabileceğiniz online ve size özel diyet listesi ile tüm kilo verme yöntemlerini bir araya getirdik.
\nKaliteli, kalıcı, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak, ideal kilonuza ulaşmak ve bu kiloyu koruyabilmek için sizler de Bewell’i indirip kilo verme yöntemlerinin hepsini doğru bir şekilde bir arada bulabilirsiniz.
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"6148b8ee378e9e96854b7346","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1632156571797.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"cardio-nedir","title":"Cardio Nedir? ","description":"Cardio nedir? Cardio egzersizi nedir? Cardio nasıl yapılır? Cardio çeşitleri nelerdir?","date":"2021-09-21T07:41:40.000Z","body":"Kardiyovasküler kelimesinin kısaltılmış hali olarak ifade edilen bu egzersiz tipi cardio kalp damar ve akciğerleri yoğun olarak çalıştıran yani kardiyovasküler kapasitemizi güçlendiren egzersizler grubu olarak tanımlayabiliriz.
\nKardiyovaskuler sistemimizin temel görevi başta oksijen olmak üzere dokuların ihtiyacı olan maddeleri o dokulara ulaştırmak, dokularda oluşan başta karbondioksit olmak üzere atık maddeleri ise o dokudan uzaklaştırmaktır. Kardiyovaskuler sistemimizin egzersiz sırasında temel görevi kas dokusunun artan oksijen ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışmak, yani, kas dokusuna gerçekleşen kan akımını artırmaktır. Bu amaçla kardiyovaskuler sistemde egzersiz sırasında egzersize uyum sağlamak amacıyla anlık değişiklikler olur. Bu anlık değişiklikler kardiyovaskuler sistemimiz için yorucudur ve uzun süreli egzersizlerde, uzun süre boyunca bu değişiklikler sürdürülemez. Cardio yapmayı alışkanlık haline getirirsek, bu anlık değişiklikleri daha çabuk ve vücudumuzu yormadan yapabilmek üzere uyumsal değişiklikler gerçekleşir.
\nCardio egzersizinin başlamasıyla birlikte vücudumuzda şu değişiklikler olur:
\nVücudumuzda ki bu değişiklikler sonucunda:
\nAktif olarak çalışmış kaslarda metabolik gereksinim artar ve bunu karşılamak için daha fazla kan akımına ihtiyaç duyarlar, kaslarımızın enerji kullanmasıyla ısı ortaya çıkar ve vücut bu ısıyı dışarıya atmak zorundadır, beyin ve kalbimize kan akımı artar. Ve vücudumuzda cardio egzersizi sırasında olan tüm bu değişikliklere göre kardiyovasküler sistemiz vücudumuzda ayarlama yapmak zorundadır.
\nSık kullanılan iki temel cardio antrenmanı var. Bunlar: hafif tempo düzeyli cardio (LISS) ve yüksek tempo aralıklı cardio (HIIT).
\nHIIT Cardio
\nYüksek tempo aralıklı cardio (HIIT) yüksek ve düşük tempolu aktivitelerin aralıklı olarak yapılmasıdır. Örneğin 30 saniye hızlı yüzmenin ardından 60 saniye hafif tempo yüzme, ardından tekrar hızlı şeklinde devam eder ve toplam maksimum 20-25 dakika sürer. Bu cardio antrenmanında kalp ritmi, maksimum kalp atışının yaklaşık %85’i civarındadır.
\nBirçok spor müsabakasında aslında HIIT çalışmalarına benzer enerji sistemini çalışıyoruz. Örneğin tekvando yapan biri ya da yoğun bir rakip takım atağına karşı savunmada mücadele eden bir futbolcu, sürekli olarak biraz daha yoğun tempo ve ardından daha hafif şekilde nabzını zorlar.
\nHIIT çalışmalarına en benzer salon aktivitesi ve ağırlık sporu aslında Crossfit‘dir. Burada da yüksek yoğunluklu egzersizler belli bir süre yapılarak, ardından kısa süreli dinlenilir. Ancak toplam antrenman süresi klasik ağırlık çalışmaya göre çok daha kısadır.
\n\nLISS Cardio
\nHafif tempo düzeyli cardio (LISS) ise maksimum kalp atışının yaklaşık %65’i gibi bir tempoda, tempoyu sabit tutarak devam eden ve toplamda 45 – 60 dakika süren antrenman biçimidir. Buradaki tempo, çalışırken aynı anda konuşabileceğiniz bir tempodur. Buna örnek olarak tempolu koşuları, bisikleti verebiliriz.
\nArkadaşınızla hafif tempolu bir yürüyüşe çıktınız ve beraber akşam ki dizi hakkında sohbet ediyorsunuz, biraz konuşurken nefesiniz kesiliyor ama 6-7 kilometre durmadan devam ediyorsunuz. İşte bu çok iyi bir LISS cardio antrenmanına örnek olur.
\nHangi cardio egzersiz çeşidi daha iyi ?
\nBu cardio egzersizi yapmakta ki amacınıza göre değişmekle birlikte, en iyi antrenmanın sürdürebileceğiniz ve alışkanlık haline getirebileceğiniz antrenman çeşidi olduğunu Bewell olarak her zaman hatırlatmak isteriz.
\n\nCardio deyince herkesin aklına zayıflamak, kilo vermek gelmektedir. Ama cardio yalnızca bir zayıflama aracı değildir. Aslında cardionun birçok tipinin, diğer egzersizlere göre kilo verme hususunda daha fazla bir üstünlüğü yoktur. Bu sebeple cardio sadece kilo vermemize yardım eder olarak tanımlanması doğru değildir. Cardio kalp, damar ve akciğer üzerinde olumlu ve geliştirici bir etkiye sahip egzersiz tipidir.
\nCardio egzersizinin olumlu etkileri:
\n•\tDepresyon riskini azaltır.
\n•\tUyku kalitesini arttırır.
\n•\tEgzersiz sonrası toparlama süresini kısaltır.
\n•\tKan miktarınız artar. Böylece daha fazla oksijenlenme, daha fazla tampon iyon ile egzersize daha dayanıklı olursunuz.
\n•\tKalp damar hastalıkları riskiniz azalır. Hatta kardiyo damarların tıkanmasını engeller.
\n•\tKardiyo egzersizleri ortalama kan basıncını (tansiyon) düşürür ve yüksek tansiyona bağlı birçok hastalığın oluşmasını engeller.
\n•\tKemik yoğunluğunu arttırır. Bu durum özellikle menapoz sonrası kadınlarda oldukça önemli bir fayda sağlar.
\n\nBewell uygulamamızı ücretsiz indirerek size özel hazırlanacak programlar ile her yerde uygulayabilceğiniz cardio egzersizlerine biran önce başlayabilirsiniz.
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61321f850f7846f85240af82","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1631263943080.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"spor-ne-zaman-yapilmali","title":"Spor Ne Zaman Yapılmalı?","description":"Spor ne zaman yapılmalı? Ne zaman spor yapılmalı? Sabah mı spor yapılmalı? Akşam mı spor yapılmalı?","date":"2021-09-10T08:52:16.000Z","body":"Sağlıklı fit bir yaşam için spor yapmaya karar verdiğimizde aklımızda birçok soru işareti oluyor. Bunlardan en çok konuşulan ve hakkında doğru yanlış birçok bilgi olan konu ise spor ne zaman yapılmalı konusu. Birçok yerde sporun sabah yapıldığında daha çok etkisi olduğu hakkında tartışmalar birçok yerde ise akşam yapıldığında daha verimli olduğuna dair araştırmalar var.
\nSpor sabah mı yapılmalı?
\n\n1) Araştırmacılara spor ne zaman yapılmalı dediğimizde sabah yapılması gerekenlerin ortak fikri genelde şu konu üzerinde oluyor. Sabah sporun metabolizmayı uyandırdığı ve sabah yapılan sporun daha verimli olduğuna dair bazı çalışmalar yapılmakta özellikle öne atılan iddiaysa sabah yapılan sporun daha çok yağ yaktığı fakat bu çalışmaların hiçbirinde ciddi anlamda bunları kanıtlayacak bir sonuç özellikle daha çok yağ yakımını sağladığına dair bir sonuç bulunamamıştır.
\n\n2)Sabah yapılan sporun enerjimizi arttırarak güne daha iyi başlamamızı sağladığı tabi kaçınılmaz bir gerçek. Spor ne zaman yapılmalı sorusuna cevabı sabah olan araştırmacıların fikri özellikle bu maddenin faydalarından dolayı oluyor. Tabi bu da bir gerçek egzersiz yapmak günü daha iyi yönetmemizi ve günden daha çok verim almamızı da sağlayabilir böylece diğer işlere daha çok zaman ayırabilirsiniz.
\n\n3)Kalabalık şehirde yaşayanlar için özellikle havanın temiz olması temiz ve sakin sokaklarda koşuya, yürüyüşe çıkmak büyük bir dert sabah saatlerinde yapılan spor ile kalabalık bir şehirdeyseniz günün en sakin ve temiz havasını değerlendirebilirsiniz. Araştırmacılara spor ne zaman yapılmalı dediğimizde sabah tercih edenler için gerçekten güzel bir madde.
\n\nSpor akşam mı yapılmalı?
\n\n1) Yapılan bazı araştırmalara göre spor ne zaman yapılmalı sorusuna akşam diyenlerin en büyük öne sürdükleri madde bu oluyor. Akşam saatlerinde spor yapanların uyku süre ve kaliteleri sabah spor yapanlara göre daha kaliteli olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla akşam yapılan yoğun egzersizler, kişinin çok daha sağlıklı bir uyku çekmesini sağlayabilir. Sadece kasların gelişmesi ve iyileşmesi için değil, daha derin bir uyku için son derece faydalı olan akşam sporu, güne çok daha dinç ve dinlenmiş bir şekilde başlamanızı sağlayabilir.
\n\n2)Araştırmalara göre spor ne zaman yapılmalı dediğimizde tercihi akşam saatleri olanlar daha yoğun ve uzun bir şekilde spor uygulayabiliyorlar. Çünkü sabah yapılan spora kıyasla akşam yapılan sporda daha geniş bir vaktiniz olabilir. Bu da geceleri çok daha fazla kalori yakmak ve çok daha iyi egzersiz sonuçları almak demek olabilir.
\n\n3)Kan basıncınız sabah saatlerine göre daha düşük olabilir akşam yapılan sporun faydalarından biride daha düşük kan basıncına sahip olmanızı sağlıyor olmasıdır. Araştırmalara göre spor ne zaman yapılmalı sorusunun cevabı akşam olanlar için önemli maddeler arasında yer alıyor.
\n\nSpor ne zaman yapılmalı, hangisi daha faydalı?
\n\nSpor ne zaman yapılmalı dediğimizde eğer profesyonel bir sporcu değilseniz ve bir performans göstermeniz gereken spor yapmıyorsanız sporun ne zaman yapıldığı büyük önem taşımıyor. Asıl önemli olan sürdürülebilir bir şekilde spor yapıyor olmanız. Sporu akşam saatlerinde veya sabah saatlerinde yapabilirsiniz önemli olan devamlı ve sürekli bir şekilde yapmanız. Her gün aynı saatte ya da her gün sabah saatlerinde veya her gün akşam saatlerinde yapmalısınız diye bir şart yok. Eğer sizin için sürdürülebilir olan haftanın 2 günü sabah 2 günü akşam yapmaksa size en uygun zaman dilimi bu şekildedir demektir. Kendinizi spor yapmak için bir kalıba sokmanıza gerek yok sabah diliminde de akşam diliminde de egzersiz size çok büyük verim sağlayacaktır. Özellikle alışkanlık haline getirebildiğin zaman ne zaman yaptığınınız hiçbir önemi kalmayacaktır. Kendinizi spor yapmak için bir kalıba soktuğunuzda kendinizi şartlandırmış ve bu şarta uymadığınızda başarısız olmuş hissedersiniz bu yüzden sabah ya da akşam fark etmeksizin spor yapabilir size en uygun zaman dilimini seçebilirsiniz. Tabi ki program yapmak alışkanlık kazanmanıza daha faydalı olur haftalık programınıza bakarak bazı günler sabah bazı günler akşam hatta bazen gece yatmadan önce bile yapabilirsiniz.
\n\nSpor ne zaman yapılmalı dediğimizde Bewell olarak bizim cevabımız sürdürebileceğiniz zamanlarda yapın olacaktır. Bazen sporun sabah saatlerinde ki verimini bazen akşam saatlerinde ki verimliliğini değerlendirin kendinize şart koymayın ve sporun her saatte verimli olduğunu unutmayın. Bewell ile spor hakkında daha detaylı bilgi edinmek için uygulamamızı ücretsiz indirebilirsiniz.
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"613630cb0f7846f852416ef0","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1630942017431.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"emziren-anne-diyet-listesi","title":"Emziren Anne Diyet Listesi Nasıl Olmalı?","description":"Emziren Anne Diyet Listesi Uygulayabilir mi? Emziren Anne Diyet Listesinde Neler Olmalı?","date":"2021-09-07T06:47:21.000Z","body":"Bir annenin hayatında en önemli zaman dilimlerinden biri olan emzirme döneminde annelerin kafalarında hep aynı soru işareti: “Sütüm artsın niye ne yemeliyim? Emziren anne diyet listesi nasıl olmalı?”. Bugün blog yazımızda emziren anne diyet listesinin nasıl olabileceğinden bahsedeceğiz ancak öncesinde sağlıklı bir emzirme dönemi ve bu dönemde beslenme neden önemli bundan başlayalım.
\nEğer tek bir mucize besin var deseler sanıyoruz bu besin anne sütü olurdu. Anne sütü içerisindeki bağışıklık bileşenleri (immünoglobulinler), vücut proteinine çok yüksek oranda dönüşen protein içeriği, bebeğin ihtiyacı ve büyüme gelişmesi için gerekli tüm bileşenleri içerir.
\nAynı zamanda emzirme dönemi annenin sağlığı, ilerleyen yıllarda kalp ve diyabet rahatsızlıklarına yakalanma risklerinin de düşmesine yardımcı olur. En önemlisi annenin bebeği ile hem fizyolojik hem de duygusal olarak bağlandığı bir an olup, anneyi sakinleştirme ve rahatlama etkisi vardır.
\nEmzirme döneminde süt üretimi için annelerin ihtiyacı olan enerji miktarı artar bu sebeple iştah artışı çok normal bir durum olarak karşımıza çıkabilir. Emziren anne diyet listesinin bu bakış açısı ile hazırlanması son derece önemlidir.
\nAnnelerin aklındaki bir diğer soru ise \" sütüm azalır mı, emziren anne diyet listesi uygulayabilir mi?\" oluyor.
\nBu dönemde detoks, şok diyet, bilinçsizce uygulanan diyet listelerini kesinlikle önermeyiz. Ancak sağlıklı bir emzirme dönemi için, sebze, meyve, protein, doğru karbonhidrat bakımından yeterli ve dengeli bir emziren anne diyet listesine en çok bu dönemde ihtiyaç vardır.
\nAnneler özellikle gebelik ve emzirme döneminde, bu işin uzmanı olan diyetisyenlerden destek almalı, ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan bir emziren anne diyet listesi uygulamalıdır.
\nBahsettiğimiz üzere emzirme sürecinde süt üretimi için annenin enerji ve besin öğeleri ihtiyacı artar. Bu durum iştah artışına sebep olabilir. Ancak dengeli ve yeterli bir emziren anne diyet listesi ile anne hem ihtiyacı olan besin öğelerini karşılar hem de gebelik sürecinde aldığı kiloları rahatlıkla emzirme süreciyle birlikte kaybedebilir.
\nEvet, bunun için bir şok diyete ihtiyacınız yok.
\nEmziren anne diyet listesi bir yandan kilo vermenize destek olurken bir yandan oldukça besleyici olup süt üretimine destek olabilir.
\nEmziren anne diyet listesinde hangi besinlere yer vermeliyiz gelin birlikte inceleyelim…
\nİlk olarak anne sütünün %88 i sudur. Eğer sağlıklı bir emzirme süreci geçirmek istiyor ve sütünüz azalmasın istiyorsanız günlük en az 2-2.5 lt su tüketimini sağlamaya gayret edin
\nEmziren anne diyet listesinde besin değeri açısından zengin ve sağlık faydaları yüksek besinleri tercih edin.
\nEmziren anne diyet listesinde olmasını önerdiğimiz önemli besinlerden bahsettik ancak bunlarla sınırlı kalmadan beslenme rutininizi zenginleştirmek, basit karbonhidratlar ve özellikle şekerden de uzak durmanızı öneririz. Sanılanın aksine sürekli karbonhidrat veya sütlü şekerli tatlılar tüketmek anne sütünün artmasına yardımcı olmaz, annenin yetersiz beslenmesine ve doğrudan sütünün besin kalitesinin azalmasına sebep olur.
\nEmzirme döneminde dikkat edilmesi gereken önemli besin ve besin bileşenleri; kafein, alkol ve gaz yapacak besinlerdir.
\nAnne sütünün etkilenmemesi adına annenin kesinlikle alkol tüketmesi önerilmez. Aynı zamanda fazla kafein tüketimi de bebeğin metabolizma sürecini etkileyeceği için bebekte de annede de uykusuzluğa yol açabilir. Emziren anne diyet listesine günde 2 kupa üzerinde kahve, siyah çay gibi içecekler eklenmez.
\nEmzirme döneminde annelerin en büyük endişelerinden biri de bebeğe ve kendisine gaz yapacak besinleri tüketmemektedir.
\nEmziren anne diyet listesinde sınırlandırılabilecek gaz yapıcı besinler şu şekilde sıralanabilir,
\n•\tÇiğ soğan, sarımsak
\n•\tBrokoli, karnabahar gibi besinler annede ve bebekte gaz problemine sebep olabilir. Aynı zamanda yemeklerin içerisine biraz kimyon ilave etmek gaz probleminin önüne geçmeye yardımcı olacaktır.
\nEmzirme sürecinize destek olacak emziren anne diyet listesi için hemen Bewell'i indirin 😊💪🏻
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61309b0dfa90cb0407abef61","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1630575920305.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"fitness-hareketleri","title":"Her Yerde Uygulayabileceğiniz Kalça Sıkılaştıran Fitness Hareketleri","description":"Her Yerde Uygulayabileceğiniz Kalça Sıkılaştıran Fitness Hareketleri Kalça Bölgesi Üzerinden Etkili Fitness Hareketleri","date":"2021-09-02T09:47:35.000Z","body":"Gluteus olarak bilinen kalça kasımız, genellikle vücudumuzda ki en güçlü kas olarak bilinir. Fakat çağımızın gelişmesiyle azalan hareketliliğimiz, kalça kaslarımızın bilindiği kadar güçlü gözükmesini azaltmış ve yağ oranımızın artması ile bu kaslarımız yağ tabakamızın altında gizlenmeye başlamıştır. Ama bu kasları kuvvetlendirmek için yapacağımız fitness hareketleri hem hatlarımızı daha kıvrımlı gösterip estetik bir vücut yapısına sahip olmamızı, hem de daha sağlıklı ve fit bir görüntü elde etmemiz sağlayacaktır.
\nFitness hareketlerinde en çok ilgi gören bölge kalça kaslarımız ama genel olarak uygulanması zor ve çok ekipman gerektiren fitness hareketleri ile devamlılık sağlamak mümkün değil. Bu fitness hareketleri bilinenin aksine halter, dambıl veya girya gibi ekipmanlarla uygulanmak zorunda değildir. Doğru şekilde uygulanan kalça sıkılaştırcı fitness hareketleri hiçbir ekipman gerekmeden sadece vücut ağırlığımız ile sıkı kalçalara sahip olmamızı sağlayabilir. Burada dikkat etmemiz gereken vücut görüntümüzle ilgili olan her hedefimizde olduğu gibi kalça sıkılaştırma hedefimizde de programımızı, doğru bir beslenme ile desteklemektir.
\n1)DONKEY KICK
\nBu fitness hareketinde dizlerinizin üzerinde elleriniz omuzlarınız altında olacak ve dizlerinizin arası kalça genişliğiniz kadar açık olacak şekilde hizalanın, 1 diz yerde kalmaya devam ederken diğer bacağı diziniz kırık 90 derecelik bir açıyla tekme atar gibi yukarıya kaldırın. Başlangıç pozisyonuna dönün ancak diziniz yere değmeden tekrar kaldırın. Hareketi uygularken, bacağınızı havaya kaldırdığınızda sağa veya sola yatma eğilimi göstermemeye dengede kalmaya özen gösterin, bel boşluğunuzu doğal şekilde tutun ve karın kaslarınızı sıkın. Bu fitness hareketini başlangıçta her iki bacak 12 tekrar 3 set olacak şekilde antrenman programınıza ekleyebilir zamanla set sayısını arttırabilirsiniz.
\n\n2)HIP EXTENCION
\nFitness hareketleri arasında bilinen ama sadece ekipmanla yapıldığını inanılan bu hareketi ekipmansız deneyebilrisiniz. Dizler bükülü, dizleriniz arası kalça genişliği kadar açık, ayak tabanları bir sandalye, koltuk ya da farklı bir diz hizanızda olan eşyanın üzerinde olacak şekilde yere yatın, kalçanızı yerden ayaklarınızı üzerine koyduğunuz eşya ile aynı hizaya gelecek şekilde kaldırın, kalça kaslarınızın sıkılı 2 saniye bekleyip başlangıç pozisyonuna geri dönün. Bu fitness hareketini antrenmanlarınıza 15 tekrar 3 set olacak şekilde ekleyebilir, ilerleyen süreçte set sayılarını arttırabilir veya hareketin farklı varyasyonlarını deneyebilirsiniz. Örneğin; aynı pozisyonda uzanın, bir bacak havada diğer bacak eşyanın üzerindeyken kalçanızı havaya kaldırmaya çalışın, her iki bacağınız içinde uygulayın ya da yine aynı pozisyonda bu sefer ayak tabanlarınız da yerde olacak şekilde kalçanızı dizleriniz hizasında kaldırın ve başlangıç pozisyonunuza geri dönün.
\n\n3)STEP-UP
\nFitness hareketleri arasında az bilinen ama kalça bölgesi üzerinde çok etkili bir hareket. Bu egzersiz için koltuk, sandalye, kutu gibi üstüne çıkabileceğiniz bir eşya kullanın, başınız dik karşıya bakar pozisyonda ayakta durun. Bir ayağınızı tercih ettiniz eşyanın üzerine sağlam bir şekilde basın, sırtınız dik karın kaslarınız aktif bir şekilde üstteki ayağınızdan destek alarak vücudunuzu yukarı kaldırın, başlangıç pozisyonunuza geri dönün ve hareketi ters ayağınızla tekrarlayın. Hareketi uygularken sırtınızı öne eğmemeye, yukarı çıktığınızda bacağınız dik ve destek bacağınız bükülü olmasına özen gösterin. Bu fitness hareketini antrenman programlarınıza 30 tekrar 3 set şeklinde ekleyebilir ilerleyen süreçte set sayılarını attırabilirsiniz. Hareketi evinizde merdiven var ise basamaklarını kullanarakta uygulayabilirsiniz.
\n\n4)PRONE FLUTTER KICK
\nAz bilinen ve etkili fitness hareketleri listesine girebilecek bir kalça hareketi. Elleriniz alnınızın altında, yüz üstü olacağınız şekilde yere uzanın, bel boşluğunuzu arttırmamaya özen göstererek kalça sıkılı bir şekilde bacağınızı düz yerden kaldırın, bunu sağ-sol tekmeler olacak şekilde orta bir tempoda uygulayın. Bu fitness hareketini uygularken belinizin acımaması için aşırı bel boşluğu oluşturmaktan kaçının ve kuvveti kalçanızdan alın. Antrenmanlarınıza bu fitness hareketini 20 tekrar 3 set şeklinde ekleyebilir farklı varyasyonlarını da deneyimleyebilirsiniz.
\n\n5)SQUAT
\nAyaklar kalça genişliğinde açık olacak şekilde dik bir konum alın, ardından yavaşça kalçanızı geriye doğru vererek yere çömelmeye başlayın, oturma pozisyonuna geldiğinizde yani kalçanız ile dizleriniz aynı hizaya geldiğinde bu noktada birkaç saniye durun ve başlangıç pozisyonunuza geri dönün. Bu hareketi uygularken mümkünse aynadan yardım alarak postürünüzü kontrol edin, oturma pozisyonuna geldiğinizde gövdeniz ile alt bacaklarınızın paralel olduğuna ve kalçanızın yeterince geride durarak dizlerinize aşırı yük bindirmediğinizden emin olun. Dizlerinde ya da belinde sakatlık olan kişiler bu hareketi dikkatli ve tam çömelmeden uygulayabilir. Antrenman programınıza bu fitness hareketini eklerken 10 tekrar 2 setten başlayabilir zamanla set sayınızı arttırabilir ya da bu hareketin farklı varyasyonlarını deneyimleyebilirsiniz. Örneğin; pulse squat gibi oturma pozisyonunda daha uzun bekleyerek tamamen ayağa kalkmadan kısa kısa squatlar yapabilirsiniz.
\nAntrenman programınıza ekleyeceğiniz bu 5 fitness hareketini doğru şekilde uygulamaya özen gösterin, olası sakatlıkların önüne geçmek için hareketlerden önce iyice ısınmayı ve sonrasında iyice soğumayı ihmal etmeyin. Ve çok tekrar daha fazla verim getirir inanışına kapılmayın, fazla çalıştırılan bölgenizde daha fazla sıkılaşma yerine kas dengesizlikleri ve dolayısıyla bedeninizde de duruş bozuklukları oluşabilir. Dengeli bir antrenman ve birlikte götüreceğiniz bir beslenme programı çok daha iyi sonuç getirecektir Bewell ile aradığınız programlara tek bir uygulamadan ulaşabilirsiniz.
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"611e5bb0d2b0da3766cce71b","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1629448456628.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"fitness-programi","title":"Fitness Programınızda Mutlaka Olması Gereken 6 Etkili Hareket","description":"Fitness programınızda mutlaka olması gereken 6 etkili hareket Fitness programına ekleyebileceğiniz 6 hareket Fitness programında olması gereken 6 etkili ha","date":"2021-08-20T08:33:45.000Z","body":"Fitness yapan ya da fitnessa yeni başlayacak olan birçok kişi, kendisine uygun olup olmadığını bilmediği standart fitness programlarıyla egzersiz yapmaktadır. Bu durum da doğal olarak sakatlıklara, yorgun bir vücuda, zaman ve sağlık kaybına yol açabilmektedir.
\nDoğru ve etkili bir fitness programı ile hem keyifle sporda devamlılığımızı sağlayacak, hem de minimum çaba ile yaptığımız eylemlerden, maksimum fayda alacağız. Etkili bir fitness programına sahip olmak için önereceğimiz bu hareketleri mutlaka programınıza ekleyin.
\n1) Overhead Squat
\nSquat kadın ya da erkek fitness yapan herkesin bildiği ve her yerde yapılabilecek fitness programının temel hareketlerinden biridir. Bir yere oturup kalkarken bile yaptığımız bu hareket, insan doğasının en temel hareketidir. Ancak ne yazık ki bilinçsizlikten dolayı bu harekete gereken önem verilmiyor ve bu da birçok sebepten problem yaratıyor.
\nOverhead squat fitness programlarında genellikle az yer alan ve squat etkili bir çeşidi olan hareketlerden biri dumbell, barbell vb. serbest ağırlık ekipmanlarıyla yapılabileceği gibi direnç bandı, pilates topu, sağlık topu gibi ekipmanlarla da etkili olacaktır. Bu harekette normal squattan farklı olarak vücudun üst ekstremitesi de etkili çalışır.
\n\n2) Sliding Push-up
\nŞınav itme hareketi olarakta bilinen Push-up hareketi fitness programlarında sıklıkla yer alan temel fitness hareketlerinden biri fakat bu versiyonunu henüz hiç denemediyseniz mutlaka fitness programınızda yer vermeniz gerekiyor.
\nNormal şınav hareketinden farklı olarak vücudumuzun itme kuvveti dışında çekiş kuvvetini de çalıştıran etkili bir versiyon. Bu hareketi yapmak için normal şınav pozisyonunuzda elinizin yanına bir serbest ağırlık ekipmanı alarak şınav hareketine ek her gövdeyi yerden kaldırışta ağırlığı sağa ve sola hareket ettirmek gerekiyor. Bu hareketi mutlaka fitness programınıza ekleyerek uygulayın.
\n\n3) Pull-up
\nBarfiks hareketi olarakta bilinen temel hareket vücudumuzun çekme kuvvetini güçlendiriyor. Eğer hiç barfiks çekemiyorsanız bu hareketi fitness programınıza eklerken makineli barfiks çekme aletlerini kullanabilir ya da bir direnç bandı yardımıyla daha kolay barfiks çekebilirsiniz. Barfiks çekebiliyorsanız bu hareketi fitness programınıza ağırlık kullanılan versiyonu ile ekleyin. Ağırlık kullanılan barfiks versiyonunda bele bağlanabilen ya da ayak bileklerine bağlanabilen serbest ağırlık kullanılabilir. Evinizde de kolaylıkla uygulanabilen barfiks hareketi için spor malzemeleri satan yerlerden barfiks demiri almanız yeterli olacaktır. Bu hareketi mutlaka fitness programınıza ekleyin.
\n\n4) One Leg Plank
\nPlank hareketi merkez bölgemizde ki kasları kuvvetlendiren etkili bir fitness programı hareketidir. Bu hareketi düzenli uygulamak vücudumuzda ki duruş bozukluklarını düzeltir ve daha güçlü bir bedene sahip olmamızı sağlar. Herkes tarafından tercihe edilen ve her yerde uygulanabilen plank hareketi için bir sürü seçenek var ama az bilinen ve etkili olan versiyonlarından biri ise tek ayakla plank denemek.
\nFitness programınıza bu hareketi eklerken mutlaka bu versiyonunu da eklemeyi unutmayın. Hareketi normal plank hareketiden farklı olarak tek bacağınız havada uygulayın eğer hareket size kolay gelirse birde sırtınıza ağırlık koymayı deneyebilirsiniz.
\n\n5) Overhead lunge
\nBu hareket sık bilinen ve duyulan lunge (adımlama) hareketinden farklı olarak hem vücudun üst hem de alt bölgesini etkili bir şekilde çalıştırır. Overhead lunge dumbell, barbell vb. serbest ağırlık ekipmanlarıyla yapılabileceği gibi direnç bandı, pilates topu, sağlık topu gibi ekipmanlarla da etkili olacaktır. Fitness programınıza lunge hareketini eklerken daha etkili bir versiyonunu istiyorsanız mutlaka bunu denemelisiniz.
\nNormal lunge hareketinden farklı olarak bu fitness programı hareketinde kullanılan ekipman baş üstünde tutulur böylelikle hem adımlamak hem de ağırlığı sabit bir şekilde baş üstünde tutmak gerekir. Bu da hareketi daha etkili kılar. Bu harekete henüz fitness programınızda yer vermediyseniz mutlaka biran önce deneyin.
\n\n6) Deadlift
\nFitness programında mutlaka olması gereken bir harekette deadlift hareketi. Sırt, bel, kalça ve bacak bölgesindeki kas gruplarını çalıştıran bu hareket, kol, omuz ve bunun yanında da birçok küçük kas grubunu aktif hale getiriyor. Deadlift hareketini fitness programınıza eklerken küçük dumbell gibi serbest ağırlıklarla başlayıp daha sonra barbell (halter) gibi ekipmanlara geçmek çok daha etkili olur.
\nFitness programına başlamadan önce programlama işinin bu alanda uzman bir kişi tarafından yapılması gerektiğini unutmamalıyız. Yanlış hazırlanan fitness programları geri dönüşü olmayan sakatlıklara ve zaman kaybına sebep olur bu yüzden biz Bewell ekibi olarak alanında uzman ekibimizle size en doğru programı hazırlıyoruz.
\nSiz de Bewell’e katılarak hedefinize en uygun programa sahip olabilirsiniz 😊
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61177dc0923594caecad6690","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1629187467700.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"diyet-yapmadan-kilo-verme","title":"Diyet Yapmadan Kilo Vermek Mümkün mü?","description":"Diyet Yapmadan Nasıl Kilo Verilir? Diyet Yapmadan Kilo Verme Yöntemleri Nelerdir? Diyet Yapmadan Kilo Vermek İstiyorum","date":"2021-08-17T08:02:09.000Z","body":"Sürekli kısıtlanmak, “ne yiyeceğim, ne kadar yiyeceğim” diye düşünmek diyet süreçlerinin ne yazık ki bir yerde bitmesine sebep olan en önemli faktör. Diyet yapmadan kilo vermek birçok kişinin hayali…
\nPeki, diyet yapmadan kilo vermek mümkün mü? Gelin birlikte bakalım 😊
\nBewell ekibi olarak bizlerin savunduğu en önemli fikir “sağlıklı yaşam alışkanlıkları” oluşturabilmek. Bu sebeple diyet yapmadan kilo vermenin mümkün olacağını düşünüyoruz. Tabii birkaç püf nokta ile.
\n1.\tPorsiyonları küçültün
\nDiyet yapmadan kilo vermek istiyorsanız ilk yapmanız gereken tükettiğiniz miktarlar konusunda kontrolü ele almak. Diyet yaparken 3 kaşık şu besin, 100 gr şu besin gibi kısıtlamalara maruz kalmak istemiyorsanız en azından tabağınıza koyduğunuz miktarlar konusunda kendi kontrolünüzü sağlamalısınız.
\nDaha küçük tabaklar kullanabilir, böylelikle koyduğunuz besinin daha büyük görünmesini sağlayabilirsiniz. Diyet yapmadan kilo vermek için oldukça pratik ve işlevsel bir yöntem gibi görünüyor
\n2.\tFiziksel aktivite düzeyini arttırın
\nDiyet yapmadan kilo vermek isteyen birinin hayatında mutlaka hareketin olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu yalnızca saatlerce egzersiz yapmak olarak düşünmeyin. Diyet yapmadan kilo vermek istiyorsanız ev işlerinden, merdiven çıkmaya, ip atlama veya dans gibi fiziksel aktiviteleri olabildiğince arttırmanızı öneririz.
\nKendinize yapabileceğiniz bir fiziksel aktivite seçip diyet yapmadan kilo vermek adına diğer önerilere ek olarak hareket seviyenizi arttırmalısınız.
\n3.\tYavaş yiyin
\nDiyet yapmadan kilo vermek için bir diğer önemli yöntem ise yavaş yemek. Yavaş yediğinizde beyne doygunluk sinyalinin gitmesi için zaman tanımış olursunuz, böylelikle daha az miktarlarla doyma ihtimalinizi arttırmış olursunuz.
\nÖzellikle bir diğer diyet yapmadan kilo verme yöntemi olan porsiyon küçültmek ile yavaş yemeyi birleştirdiğinizde diyet yapmadan kilo vermenin çok da zor olmadığını göreceksiniz 😊
\n4.\tYeterli protein tüketin
\nProtein vücudumuzun yapı taşı olarak bilinmekle birlikte doygunlukta son derece önemli bir makro besin öğesidir. Diyet yapmadan kilo vermek istiyorsanız proteini eksik tüketmemeye gayret etmelisiniz.
\nProtein denilince akla; et, balık, tavuk geldiğinde her öğün bu besinleri tüketmek mümkün olmayacağı için uzaklaşıyor olabilirsiniz. Yumurta, lor peynir, maş fasulyesi, protein tozu gibi diğer protein kaynakları hemen hemen her öğüne yerleştirilebilecek önemli seçeneklerdir. Hem iştah kontrolünü sağlayan hem de yağ yakımını destekleyen proteinin tüketimini optimum sağladığınızda diyet yapmadan kilo vermek için önemli bir adım atmış olacaksınız.
\n5.\tÖğününüzde her besin grubuna yer verin
\nDiyet listeleri her zaman keyifli görünmeyebilir. Bu sebeple diyet yapmadan kilo verme yöntemlerini araştırıyor olabilirsiniz.
\nÇok basit ancak etkili bir diyet yapmadan kilo verme yönteminden bahsediyoruz. Öğünlerinizde her besin grubuna yer verdiğinizde karbonhidrat ve yağ gibi kalorisi yüksek olan besin gruplarından aşırı miktarlarda tüketimin önüne geçebilirsiniz.
\nYeterli protein, sebze, kompleks karbonhidrat ve yeterli düzeyde yağ içeren bir öğün ile diyet yapmadan kilo verebilir, en önemlisi bu davranışı uzun zamanlar sürdürebilirsiniz.
\n\nÖzetlemek gerekirse; kilo vermenin hem fiziksel hem psikolojik olarak zorlayıcı bir süreç olduğunun farkındayız, bu sebeple diyet yapmadan kilo verme yöntemlerini araştırıyor olabilirsiniz. Ancak hayatınızı kısıtlayıcı ve bir yerden sonra kaldırıp atacağınız diyet listeleri ile geçirmek yerine yeme kontrolünü ve hareketi sağlayarak sürdürmenizi son derece önemsiyoruz.
\nAncak alışkanlık kazandığınız yeme davranışları hayatınızda kalıcı hale geleceği için beslenme programınızın alışkanlık yaratmasını istiyoruz. Bu sebeple kısıtlayıcı öneriler yerine diyet yapmadan kilo vermenize yardımcı olacak beslenme alışkanlıklarını öğretmeyi savunuyoruz.
\nEğer siz de diyet yapmadan kilo vermenin yöntemlerini hayatınıza yerleştirmek istiyorsanız hemen uygulamamızı indirip bize katılabilirsiniz 😊
\n\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"61119c2830bba65c542ea933","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1628588678717.png","author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"kilo-verme-egzersizleri","title":"Hedefine Kolay Ulaşmanı Sağlayacak 8 Kilo Verme Egzersizi","description":"Hedefine kolay ulaşmanı sağlayacak 8 kilo verme egzersizi. Evde uygulanabilecek kilo verme egzersizleri. Kilo verme egzersizleri nelerdir?","date":"2021-08-10T09:44:23.000Z","body":"Kilo vermeye karar verdiğinde doğru bir diyet programı ile destekleyeceğin egzersiz programın seni bu hedefe götürecek en önemli etkenlerden biridir. Beslenmene dikkat ederek ve düzenli olarak doğru hazırlanmış bir egzersiz programını uygulayarak kilo vermek elbette ki mümkün ama eğer bu süreci biraz daha hızlandırmak ve desteklemek istersen sana önereceğim kilo verme egzersizlerini mutlaka programına eklemelisin. Kilo verme egzersizlerini, kilo vermek, yağ oranını düşürmek ve daha fit bir görüntüye kavuşmak isteyen herkes uygulayabilir.
\nHedefin kilo vermek ise programın daha çok kilo verme egzersizleri ağırlıklı olmalıdır ama bu kilo verme egzersizlerini de normal bir tempoda uygulamak hedefine giden süreci uzatabilir. Bu yüzden kilo verme egzersizlerini yapabileceğin en yüksek tempoda ve en düşük dinlenme aralıklarında yapmalısın.
\n1.Burpee
\nKilo verme egzersizlerinden biri olan Burpee için dik dur ve squat pozisyonuna eğilerek ellerini vücudunun önünde yere koy.
\nAyaklarını arkaya savurarak sınav pozisyonuna geç ve hiç beklemeden göğsünü yere değdir.
\nGöğsünü kaldırıp yükseldikten hemen sonra ayaklarını squat pozisyonuna geri çek.
\nHiç beklemeden kollar yukarıda, zıplayabildiğin kadar yükseğe zıpla burada kilo verme egzersizinin en önemli kısmı bu ve bekleme yapmadan başlangıç pozisyonundan hareketi tekrar et.
\nBu kilo verme egzersizi için tek sette yapabileceğin maksimum tekrar yapmaya çalış ve dinlenme aralıklarını kısa tut.
\n\n2.Mountain Climber
\nŞınav ya da klasik plank pozisyonunda kilo verme egzersizine başla.
\nKarnını sıkı bir şekilde tutarak, önce sağ dizini olduğunuz yerde sıçrıyor gibi göğsüne çek ve ayağını yerden kaldırdık sonra tekrar başlangıç pozisyonuna dön.
\nDizleri değiştirerek 1 dakika boyunca olduğun yerde sıçramaya devam et. Bir süre sonra sana en uygun hızı yakalamış olacaksın.
\nKilo verme egzersizini 1 dakikada maksimum tekrar yapmaya çalış ve unutma kilo verme egzersizleri için önemli olan dinlenme aralıklarını kısa tutmak.
\n\n3.Jump Squat
\nKilo verme egzersizi için ayaklar omuz genişliğinde açık olacak şekilde ayakta dik ve düz bir şekilde dur.
\nEllerin göğüs hizasında düz ve ileriye doğru olsun. Kalçan geriye gidecek şekilde yere doğru çömel, dizlerin içe veya dışarı doğru kapanmasın.
\nTopuklardan kuvvet alarak kol ve bacakların ile birlikte yukarı doğru geri zıpla, yukarıda baştan aşağıya doğru düz bir çizgi oluştur.
\nTekrar squat pozisyonuna geri dön.
\nBu egzersizi 30 saniye boyunca maksimum tekrarda uygula. Kilo verme egzersizi için dinlenme süreni kısa tut.
\n\n4.İp atlama
\nBu kilo verme egzersizi için boyuna ve kol uzunluğuna uygun ipi ayarlamalısın. Eğer ipin yoksa elinde ip olduğunu hayal ederek aynı hareketi uygulayabilirsin.
\nEn uygun ipi ayarlama yolu ise ayaklarını omuz hizasında açıp ipe tam ortadan bastığında tutma yerlerinin koltuk altını geçmemesi.
\nSırtını ve boynunu dik olacak şekilde kollarını yanda tutarken dirseklerinden kırarak ayaklarını yerden kesecek şekilde ipi üstünden ve altından geçirmelisin.
\nKilo verme egzersizini doğru uygulamak için ipi çevirirken gücünü dirseklerinizden değil, bileklerinden almalısın.
\n\n5.Hareketli Plank
\nBu egzersizi yaparken, başlangıçta ayaklar bitişik, eller yerde, dirsekler kırılmamış ve kollar dümdüz omuzların altında, kalça ve karın kasları sıkılı şekilde ayaktan başa kadar vücut düz bir çizgi şeklinde durmalısın.
\nDaha sonra vücudun düz çizgisini bozmadan ve sağa sola fazla yatmadan, tek tek dirseklerinin üstüne inmeli ardından tekrar tek tek ellerinin üstüne dönmelisin.
\nKilo verme egzersizini en doğru şekilde yaptığından emin olmak için mutlaka ayna yardımıyla formunu kontrol et.
\n\n6.Jumping Lunge
\nBu kilo verme egzersizi için ayaklarını kalça genişliğin kadar birbirinden ayır, sonra her iki diz de 90 ° açıyla bükülene kadar ileri ve aşağı doğru büyük bir adım at.
\nGövdenin dik durduğundan ve mümkün olduğunca düz olduğundan emin ol.
\nBu pozisyonda zeminden patlayıcı bir şekilde kuvvet al, sıçra ve havadayken bacaklarının pozisyonlarını değiştir, böylece iniş yap ve hemen diğer bacağın öne gelecek şekilde başlangıç pozisyonuna dön.
\nDoğru kilo verme egzersizi uygulaması için mümkün olduğunca yumuşak iniş yaptığından emin ol.
\n\n7.Roll-up Jump
\nHarekete başlamak için yere sırtüstü yat. Bacaklarını ileriye doğru dümdüz bir şekilde uzat ve iki kolunu da başının gerisinde ve avuç içlerin de tavana bakacak şekilde geriye götür. Bel boşluğunun açık olmadığından emin ol, belin mata değsin.
\nBu pozisyondan bacaklarını düz bir şekilde yerden 90 dereceye kadar kaldır, kalçan yerden kalkacak şekilde yukarı doğru bacakları it ve aldığın ivme ile bacaklarını aşağı indirerek ayak tabanlarını yere bas.
\nYere bastığın anda bacaklarından kuvvet al ve yukarı güçlü bir şekilde zıpla. Tekrar yavaşça geriye doğru mata uzan ve hareketi tekrar et.
\nKilo verme egzersizini 30 saniye boyunca maksimum tekrarda yapmaya çalış, birkaç set uygulayabilirsin.
\n\n8.Tuck jump
\nAyakların kalça genişliğinde açık bir şekilde dik dur.
\nHafifçe dizlerini kırarak çömelecek gibi yerden güçlü bir ivme al ve dizlerini karnına çekerek havaya doğru maksimum kuvvet ile sıçra.
\nKontrollü bir şekilde zemine tekrar bas ve hareketi tekrar et. Bu kilo verme egzersizini 30 saniye ile yapmaya başlayabilir ve kısa dinlenmeler vererek birkaç set yapabilirsin.
\n\nKilo verme egzersizlerini en iyi ve en doğru şekilde öğrenmek ve kilo verme hedefine hızlı ulaşmak için Bewell’i ücretsiz indirebilir ve daha çeşitli kilo verme egzersizlerine ulaşabilirsin.
\n\n","branch":"Egzersiz","isActive":true,"__v":0},{"_id":"6102c5a827be8aa643623aea","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1628065710864.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"saglikli-kilo-verme","title":"Sağlıklı Kilo Verme Nasıl Olur?","description":"Sağlıklı Kilo Vermek İçin Ne Yapmak Gerekir? Sağlıklı Kilo Verme Yöntemleri Nelerdir? Sağlıklı Kilo Vermek Nasıl Mümkün Olur?","date":"2021-08-06T08:43:29.000Z","body":"Sağlıklı kilo vermek söz konusu olduğunda her kafadan bir ses çıkıyor ve neye inanacağınızı şaşırmış olabilirsiniz. Bu çok normal.
\nBu yazımızda sizinle bilimsel verilerle kanıtlanmış sağlıklı kilo verme ipuçlarını paylaşacağız 😊
\n1. Yeterli Miktarda Su İçmek (Özellikle de öğünlerden önce)
\nSağlıklı kilo vermek denildiğinde ilk önce suyun öneminden bahsetmek isteriz. Su içmenin metabolizmayı hızlandırdığı artık kanıtlanmış durumda.
\nYemek öncesi su içmek ise suyun midede kapladığı hacim sayesinde, öğününüzde normalden daha az miktarlar tüketseniz bile doygunluğun daha hızlı gelmesini sağlar ve böylelikle de sağlıklı kilo vermeye destek olur.
\n2. Kahvaltıda yumurta tüketmek
\nYumurta proteini anne sütünden sonra gelen en kıymetli, vücut proteinlerine dönüşme oranı en yüksek olan proteindir. Sağlıklı kilo vermek için proteinlerin desteğinden mutlaka faydalanmak gerekiyor.
\nYapılan bilimsel araştırmalar, kahvaltıda yumurta tüketmenin, sağladığı doygunluk etkisiyle, gün içerisinde normalden daha az kalori tüketerek sağlıklı kilo vermeyi hızlandırdığını söylemektedir.
\n3. Yeşil çay içmek
\nGün içerisinde tüketeceğiniz 1 kupa yeşil çay, metabolizmanın hızlandırılmasına yardımcı olarak sağlıklı kilo vermeye destek olacaktır.
\nYeşil çay, içerdiği kateşin adı verilen antioksidan bileşikler ve kafein sayesinde yağ yakımını destekleyici bir etkiye sahiptir. Sağlıklı kilo verme sürecinde diyet listelerinde yeşil çayın yer almasının önemli bir sebebi var gibi görünüyor 😊
\n4. İlave Şekeri Kesmek
\nKilo kaybı sağlayan kişilerin bazılarından şu cümleyi duymuşsunuzdur: “Diyet yapmadım sadece şekeri kestim”. 😊
\nÇay, kahve, süt, maden suyu gibi günlük hayatta sıkça kullandığımız içeceklere ilave edilen şekerler aslında kalori anlamında ciddi yükler yaratıyor. Sağlıklı kilo vermek için ekstra kalorileri hayatımızdan çıkarmak faydalı olacaktır.
\nÇay ve kahvede şeker kullanmamak, meyveli ve ilave şekerli yoğurt veya maden suları içmemek, meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmek, marketten aldığınız paketli ürünlerin içeriğini okuyarak “şeker, glikoz, früktoz, sakkaroz” gibi isimler gördüğünüz ürünleri tercih etmemek ilave şekeri kesmenin ve sağlıklı kilo vermeyi sağlamanın önemli bir yolu gibi görünüyor.
\n5. Daha küçük tabak kullanmak
\nAslında çok basit ancak gözden kaçan bir yöntemdir daha küçük tabaklar tercih etmek. Sofralarınızda yer alan tabaklarınız ne kadar büyükse koyduğunuz besinler tabağın içerisinde küçük kalıp beyninize “ben bununla doymam” sinyali gitmesine neden olacaktır.
\nÖğünlerinizde yemek tabağı yerine pasta tabakları tercih etmek kilo kaybında basit ancak çok önemli bir hayat tarzı değişikliği olup sağlıklı kilo vermenize destek olabilir. Aynı miktarda besini daha küçük bir tabakta gördüğünüzde “göz doygunluğu” dediğimiz durumu yaşayacak ve daha az miktarlarla daha fazla doygunluk yaşama imkanınız olacaktır.
\n6. Yeterli protein tüketmek
\nProtein denince akla ilk spor yapanların gelmesini artık istemiyoruz. Proteinler sağlıklı beslenmenin en önemli besin grubudur.
\nYeterli protein vücudunun işleyişinin normal seyrinde olmasına destek olarak metabolizmayı hızlandırır ve sağlıklı kilo vermeye destek olur.
\n7. Yavaş yemek
\nYeme sırasında beyne doygunluk sinyali yaklaşık 20.dakikadan itibaren gitmeye başlar. Hızlı yediğinizde bu sinyal beyne ulaşmadan belki de ihtiyacınız olan miktarlardan çok fazla yiyor olabilirsiniz.
\nYapılan bilimsel araştırmalar; yavaş yemenin ve fazla çiğnemenin sağlıklı kilo vermeye destek olan hormonların salınımını arttırdığını göstermektedir.
\n\n
Sağlıklı kilo vermek ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri konusunda daha fazla bilgi ve destek almak isterseniz hemen uygulamamızı indirebilir ve sağlıklı yaşama ilk adımı atabilirsiniz. 😊
\nSağlıklı günler dileriz😊
\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"60ffd8a4aa58ba68ad471490","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/1627382848201.jpg","author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"saglikli-beslenme-programi","title":"Sağlıklı Beslenme Programı Nasıl Olmalıdır?","description":"Sağlıklı Beslenme Programı Nasıl Olmalıdır? Sağlıklı Beslenme Programı Nasıl Planlanır? Sağlıklı Beslenme Programında Nelere Dikkat Etmek Gerekir?","date":"2021-07-27T11:19:11.000Z","body":"Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tanımına göre, fiziken, ruhen ve sosyal anlamda tam bir iyilik halidir.
\nSağlıklı beslenme programı, büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için beslenme rutininizde besinlerin kullanılmasıdır. Optimal sağlık için yaşamın her evresinde yeterli ve dengeli beslenme büyük öneme sahiptir. Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme programı, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini arttırmak için vücudun gereksinimi olan temel besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almayı sağlar.
\nİnsanın, sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve zinde olması için beslenme rutininde makro ve mikro öğelerin her birinden günlük belirli miktarlarda yer alması gerekir. Bu öğelerin herhangi biri alınamadığında, gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur.
\nGereğinden az besin öğesi alındığında yetersiz beslenme oluşurken fazla besin tüketilirse, fazla alınan besin öğeleri vücutta yağ olarak depolanır ve uzun vadede obeziteye ve beraberinde bir çok rahatsızlığa sebep olabilir. Bu duruma dengesiz beslenme denir.
\nHer çeşit besinin bileşiminde değişik miktarlarda besin ögeleri bulunur. Besinler tüketildikten sonra sindirim sisteminde besin ögelerine parçalanır ve vücutta öyle kullanılır.
\nBugüne kadar sağlıklı beslenme bilimi üzerindeki araştırmalar, insanın büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını sürdürmesi için 50'den fazla türde besin ögesine gereksinim duyduğunu göstermiştir.
\nSağlıklı beslenme programı, günlük gereksinim duyulan besin ögelerini, temel besin gruplarını yeterli ve dengeli düzeyde karşılar.
\n1. Proteinler
\nSağlıklı beslenme programının en önemli besin gruplarından olan bu grupta yer alan besinler:
\nSığır, koyun, kümes ve av hayvanları, balıklar; yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek; süt ürünleri sayılabilir.
\nEt, yumurta ve kurubaklagiller; hücre yenilenmesi, doku onarımı, kan yapımı, sinir ve sindirim sisteminde görev alması açısından mutlaka yer almalıdır.
\n2. Karbonhidratlar
\nKarbonhidratları sağlıklı beslenme programında yer alması gereken bir diğer önemli besin öğesidir.
\nBu grupta yer alan besinler:
\nTam tahıllar, meyveler, patates, pancar gibi kök sebzeler sayılabilir.
\nSağlıklı beslenme programında karbonhidratlar önemli olsa da doğru karbonhidrat seçimi daha da önemlidir.
\nKan şekerini hızlı yükselten yani glisemik indeksi yüksek olan pirinç, şeker, beyaz un ve beyaz un ile yapılan besinlerin tüketimini sınırlamakta fayda vardır.
\nKarbonhidrat seçimlerini, bulgur, karabuğday, kinoa gibi kompleks ve besleyici karbonhidratlardan yapmak daha doğru olacaktır.
\n3. Yağlar
\nSağlıklı beslenme programının önemli bir diğer öğe ise yağlardır
\nYağların en önemli görevleri: hücre yenilenmesi, doygunluk, hastalıklara karşı direnç, sindirim sisteminin düzenli çalışması olarak sayılabilir.
\nYağların, sağlıklı beslenme programında çeşitlilik ile tüketilmesini isteriz. Hindistan cevizi yağı, avokado, fındık-ceviz gibi kabuklu kuruyemişler, zeytin ve zeytinyağı sağlıklı beslenme programlarında sıkça yer alan sağlıklı yağlardır.
\n4. Sebze grubu
\nSağlıklı beslenme programında olmazsa olmaz bir diğer grup sebzelerdir.
\nBu grubun en önemli görevi ana vitamin-mineral ve lif kaynağı olmasıdır.
\nSağlıklı beslenme programında büyük önemi olan sebzeler; lif yani posa içeriği ile sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlarken ihtiyacımız olan besin öğelerini de sağlar.
\n1.\tSağlıklı beslenme programının öncelikle size ve hayat tarzınıza uygun olması gerekir.
\nÖrneğin; et, tavuk, balık grubu sağlıklı beslenme programında ne kadar önemli olsa da eğer vegan iseniz sizin için böyle bir program uygulamak mümkün olmayacaktır 😊
\n2.\tSağlıklı beslenme programının sürdürülebilir olması gerekir
\nEğer hayatınızın bir döneminde yalnızca kilo vermek veya kilo almak gibi fiziksel hedefler için bir sağlıklı beslenme programı arıyorsanız bu sizin için geçici bir çözüm olacaktır.
\nHayat tarzınıza uygun, sürdürebileceğiniz, öğün saatlerinden seçeneklere kadar hayatınıza yerleştirebileceğiniz bir sağlıklı beslenme programınız olmalı
\n3.\tSağlıklı beslenme programınız size özel olmalı
\nHer bireyin, ihtiyaçları, rahatsızlıkları, hayat tarzı ve özel durumları farklıdır. Bir arkadaşınızdan veya internetten sizin herhangi bir bilginiz alınmadan hazırlanan bir program “sağlıklı beslenme programı” olsa bile sizin için sağlıklı olmayacaktır. Hatta sağlıklı olmanın ötesinde size zarar bile verebilir.
\n\nÖzetlemek gerekirse sağlıklı beslenme programının her besin grubundan dengeli, yeterli ve tüketilmesi mümkün miktarlarda içermesi, sürdürülebilir ve hayat tarzınıza uygun en önemlisi size özel olması son derece önemlidir.
\nSize özel sağlıklı beslenme programı ve sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmenize yardımcı olacak motivasyonel, öğretici ve eğlenceli içerikler için uygulamayı hemen indirin, sağlıklı beslenme programınızı oluşturalım 😊
\n\n","branch":"Beslenme","isActive":true,"__v":0},{"_id":"60f6ffb6b7670d7e1fd7d480","isActive":true,"author":"Antrenör Yağmur Cantekin","url":"evde-egzersiz","title":"Evde egzersiz yaparken hangi hareketleri uygulayabilirim?","description":"Evde hangi egzersizler yapılabilir? Evde egzersiz ne kadar yapılmalı? Spora yeni başlayanlar ne yapmalı? Spor hareketleri nedir?","date":"2021-07-24T09:14:30.000Z","body":"Özellikle son dönemlerde evde daha çok vakit geçirdiğimizden birçok ihtiyacımızı evde halletmeye başladık. Kuaföre gitmek yerine evde bazı çözümler denedik, markete gitmek yerine birbirinden farklı uygulamalar kullanarak evimize sipariş ettik ve belki daha birçok evden çıkmadan halledilmez sandığımız şeyleri evimizden halletmeye başladık.
\nBunlardan biri de tabi ki egzersiz oldu. Böylece bir şekilde herkes evde egzersiz yapmaya başladı ya da başlamaya karar verdi. Evde egzersiz yapmak en başlarda herkes için çok zor ve nasıl olabilir diye düşündürürken deneyen birçok kişiyi kendine hayran bıraktı. Çünkü evde egzersiz yapmak, diğer dışarıda tercih ettiğimiz egzersizlere göre çok daha hesaplı ve çok daha pratik oldu.
\nBelki kilo almak belki de kilo verme hedefimiz için evde egzersiz yapmaya karar verdiğimizde aslında internet ortamında birçok evde egzersiz yapmayla ilgili bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Peki, evde egzersiz yapmak için yayılan onlarca yerde olan bu bilgilerden kaçı doğru, hangilerini uygulamalıyız ve hangilerinden kaçınmalıyız?
\nEğer egzersiz yapmak konusunda bilgili bir eğitmen değilsen kendi başına evde egzersiz yapma videolarını ya da bloglarını okuyarak evde egzersiz yapmaya çalışmak senin için çokta sağlıklı olmayacaktır. Çünkü yanlış yapılan egzersizler ile vücudumuzda olan duruş bozukluğunu daha kötü bir duruma getirebilir, yeni bir duruş bozukluğuna sahip olabilir ya da ciddi sakatlıklar yaşayabiliriz. Bu yüzden mutlaka iyice araştırmak egzersiz ya da özellikle evde egzersiz hakkında deneyime sahip olmayan, alanı bu olmayan yerlerden bilgi almamak ve uygulamamak gerekir.
\nEvde egzersiz yaparken temel hareketlerde başlamakta fayda var. Temel egzersiz hareketlerini geliştirmeden diğer hareketlere geçmek, temelini bilmeden yapacağımız iş fayda getirmeyeceğinden bizim için hiç sağlıklı olmaz.
\n1. Temel çömelme hareketi; Squat
\nEvde egzersiz yaparken squat hareketini uygulayacaksan bir ayna yardımıyla kendini yani bedenini kontrol etmelisin. Ayaklar omuz genişliğinde açık olsun, eller rahatça bedeninin yanında serbest durabilir ya da dengeni sağlamak için ellerini göğsünün önünde birleştirebilirsin. Yavaşça geriye doğru kalçanla çömelmeye başla. Bunu yaparken önce kalçanla geriye git, ayakların sabit bit şekilde aynı yerde durmalı. Göğsün ile dizlerine doğru kapanma, çömelirken sırtının doğal duruşunu korumaya çalış ve bu doğal duruşun bozulmadığı noktaya kadar çömel. Dizlerin çömeldiğinde içeri ya da dışarı kapanmasın. Aynı şekilde yukarı kalk ve hareketi tekrar et.
\n\n2. Evde egzersiz için en uygun itme hareketi; Şınav
\nEvde egzersiz uygularken temel hareketlerden şınav olmazsa olmazlarımızdan. Yere paralel uzanın ve parmak uçlarınız tam karşıya bakacak şekilde ellerinizi omuz genişliğinden biraz daha geniş açarak, avuç içlerinizi hafifçe göğsünüzün yanına yere koyun. Kollarınızdan kuvvet alarak göğsünüzü yerden kaldırın. Tekrar dirsekleri kırarak göğüs yere değene kadar gövdenizi aşağı indirin. Hareketi aynı şekilde uygulamaya devam edin. Şınav hareketini kolaylaştırmak için dizlerinizi yere koyarak uygulayabilirsiniz.
\n\n3. Evde egzersizin olmazsa olmazı; Plank
\nEvde egzersiz yaparken core yani merkez bölgemizi ihmal etmek olmaz. Mat üzerinde yüz üstü şınav çeker gibi pozisyon alarak dirseklerini ve ayak parmaklarını yere koyarak bacaklarını omuz genişliği hizasında açmalısın. Karın kaslarını sıkarak ve belinin içeri doğru göçmesine engel olarak bel boşluğunu arttırmadan bu pozisyonda başlangıçta en az 30 saniye kadar sabit durmalı ve birkaç set halinde hareketi tekrarlamalısın. Plank yapmaya yeni başlayan biriysen bu süreler yeterli olurken zamanla artırabilirsin.
\n\n4. Evde egzersizde sırt için en uygunu; Superman hareketi
\nEvde egzersiz yaparken uygulayabileceğiniz en pratik ve etkili sırt hareketlerinden. Yüz üstü tamamen yere uzanılır, bacaklar düz ve ayaklar birbirine bitişik durumda dizler, kollar, dirsekler bükülmeden ileriye uzatılır. Bu pozisyonda karın bölgesi yerde sabit dururken, gövde, bacaklar ve kollar gergin olarak nefes verilerek mümkün olduğu kadar yukarıya kaldırılır. Bu durumda 1-2 saniye kadar bekleyip kontrollü olarak gövde, bacaklar ve kollar aynı anda nefes alınarak yere indirilir ve harekete devam edilir.
\nEvde egzersiz yapmaya karar verdik ve egzersiz hakkında doğru bilgi aldığımızdan emin olduk peki nelere dikkat etmeliyiz gelin inceleyelim.
\nÖncelikle en doğru egzersiz programını da uygulasanız yanınızda bir antrenör yani spor eğitmeni olmadığından eğer sizde konuya yeterince hakim değilseniz sakatlanma olasılığınız var. Bunu minimuma indirmek hatta yok etmek için bizler Bewell ekibi olarak sizlere en uygun evde egzersiz programını hazırlıyoruz.
\nBewell uygulamamız ile evde egzersiz için gerekli olan tüm bilgileri (sakatlık durumu, yaş, cinsiyet, duruş bozukluğu, hastalık gibi gerekli olan tüm kişisel bilgileri) öğreniyoruz ve size en doğru egzersiz programını sunuyoruz. Evde egzersiz programınız ile evde kendi başınıza egzersizinizi uygularken yaşayabileceğiniz problemleri önceden ön görüyor ve bunlara uygun çözüm yöntemlerini de size evde egzersiz programınız ile birlikte gönderiyoruz.
\nEvde egzersiz programınıza başlamadan önce kendiniz de Bewell egzersizinizde süre, ekipman, bölge, zorluk tercihinizi yapabiliyorsunuz. Böylece hem size özel egzersiz programınız oluyor hem de evde mevcut olan ekipmanlarınızı seçerek ya da hiç ekipmanınız yoksa vücut ağırlığınız ile çalıştırmak istediğiniz bölgenizi, istediğiniz zorlukta ve sürede istediğiniz ekipmanla çalıştırabiliyorsunuz.
\nSağlığımız bizim için en değerli şeylerden biri olabilir. Ve sağlığımızı riske atacak durumlardan mutlaka kaçınmalı evde egzersiz yaparken mutlaka dikkat etmeliyiz.
\nBiz Bewell ekibi olarak sizin sağlığınıza çok değer veriyor ve ekibimizle birlikte en doğru kişisel evde egzersiz programını size sunuyoruz. Sağlığınızı riske atmayın ve evde egzersiz yaparken en doğru desteği alın.
\n\n","branch":"Egzersiz","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/evde-egzersiz.jpg","__v":0},{"_id":"60f6f966b7670d7e1fd7d47f","isActive":true,"author":"Diyetisyen Merve Şahin","url":"kilo-vermek-icin-diyet","title":"Kilo Vermek İçin Diyet Nasıl Olmalı?","description":"Kilo Vermek İçin Diyet Nasıl Olmalı? Kilo vermek için diyet nasıl yapılır? Kilo vermek için diyet yaparken nelere dikkat etmek gerekir?","date":"2021-07-23T13:38:11.000Z","body":"Kilo almak çağımızın yaygın problemlerinden biri kabul ediliyor. Obezite tüm dünyayı ve ülkemizi tehdit eder hale geldi. Bu yoğun kilo sorunu, kilo vermek için diyet programlarını popüler hale getirdi. Ancak kilo vermek için diyet yaparken hızın değil kalıcılığın önemli olduğunu en başından bilmelisiniz.
\n1.\tKilo vermek için diyet yaparken bir profesyonelden destek alın
\nKilo vermek için diyet veya spor yapmaya başlayan birçok birey, “süreci kendim kontrol edebilirim” yanılgısına düşüyor ve kilo vermek için diyet yaparken ne yazık ki asla doyurucu olmayan, besleyiciliği eksik yanlış programları uyguluyor. En çok da hızlı sonuç almak adına kilo vermek için diyet yapmayı tamamen yanlış yorumlayarak birçok besin grubundan eksik beslenme şekli uyguluyor.
\nKilo vermek için diyet yapmak en çok tercih edilen zayıflama yöntemi olsa da gelişigüzel yapılmamakla birlikte kesinlikle kişiye özel hazırlanmalıdır. Bir arkadaşınızın, komşunuzun ya da akrabanızın kilo vermek için diyet listesi uygulayıp başarılı sonuçlar alması, sizin için de aynı başarıyı getiremeyecektir.
\nSağlıklı kilo vermek kavramının çok iyi özümsenmesi gerekiyor. Kilo vermek için diyet yaparken kilonuzda azalma olabilir ancak bu kilo yağ kaybı sağlıyor mu, kasları geliştiriyor mu yoksa sadece ödem mi atmanıza yardımcı oluyor aradaki farkı görmek, bilmek önemlidir.
\nSağlıklı kilo vermek, yağ kaybetmek ve kas kazanmak anlamına geliyor. Kilo vermek için diyet yaptığınızda bu diyetin kas kaybı yaratmadan yağ kaybını sağlaması amaçlanır.
\n\n2.\tKilo vermek için diyet yaptığınızda, diyetinizin tüm besin gruplarını sağladığına emin olun
\nSadece kabak yemek, lahana tüketmek, kahvaltıda kibrit kutusu kadar peynir yemek gibi kilo vermek için diyet listelerinin ne denli başarısız olduğu ve sağlığı tehdit ettiği artık aşikâr bir gerçektir.
\nEğer kilo vermek için diyet yapma yöntemini tercih ediyorsanız, diyetinizin bir diyetisyen tarafından yazıldığına emin olmalısınız. Bewell’ de diyet programlarınız diyetisyenimiz tarafından, sizlere sorduğumuz soruların cevapları doğrultusunda ihtiyaçlarınızı karşılamak için hazırlanıyor.
\nKilo vermek için diyet yaparken sağlığınızı kaybetmemeniz, zengin mineral ve vitaminlerden faydalanmanız çok önemlidir.
\nZayıflama yöntemleri genellikle yağ yakma ve kas kazanma mantığı üzerine kurulduğundan kilo vermek için diyetinizin de bu yönde hazırlanıyor.
\nDiyet yaparken sevdiğiniz hiçbir besine veda etmek zorunda değilsiniz. İdeal bir diyet programıyla tatlı yiyerek bile kilo vermek mümkün olabiliyor. Ölçüyü kaçırmamak, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak en az kilo vermek kadar önemli.
\n\n3.\tKilo vermek için diyet tek yöntem olarak kullanılmamalı
\nFazla kilolarınızdan kurtulmak, zayıflayarak formda kalmak, tüm bunları sağlıklı bir sürece yaymak için kilo vermek için diyete ek olarak egzersizi de hayatınıza dahil etmelisiniz.
\nTempolu yürüyüşler, evdeki malzemelerin kullanılarak yapılacağı ağırlık çalışmaları zayıflarken sıkılaşmanızı, kaslarınızı artırmanızı sağlar.
\nÇok fahiş ücretler ödemeden diyet ve fitness programlarından yararlanabilirsiniz. Bu şekilde sadece belli bir sürede zayıflamış olmazsınız aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanırsınız. Sağlıklı bir beslenme rutini kazanmak bir ömür kilo vermek için diyet ya da zayıflama yöntemleri araştırmak zorunda kalmamak anlamına geliyor. Bir noktadan sonra işin temel mantığını kavrayıp sonraki yaşamınızı buna göre ayarlayabilir hale geliyorsunuz.
\n\n4.\tHızlı kilo vermek başarı değil
\nKilo vermek için diyet yaptığınızda kısa sürede sonuç almayı bekliyor olmanız normal. Belki de yıllardır birçok yöntem deniyor ve başarısız oluyor olabilirsiniz ve bu durum artık canınızı sıkıyor olabilir.
\nAncak çok hızlı kilo vermek hiçbir zaman övgüler yağdırılacak bir başarı değildir. Hızlı verilen kiloların aynı hızla geri alındığı tecrübelerle ve örneklerle sabittir. Kilo vermek için diyet yapmak bir ay gibi kısa bir süreyle sınırlandırılmamalıdır.
\nFazla kiloya, yağ ve kas miktarına göre kilo verme süreci öngörülebilir ancak iki haftada on kilo vermek gibi bir çabaya asla girilmemeli. Bu şekilde kilo vermek için diyet yapmanız kesinlikle sağlıklı zayıflama yöntemleri arasında kabul görmüyor. Kiloyu zamana yaymak emin olun çok daha sağlıklı ve kalıcı sonuçlar verir.
\nKilo vermek için diyet yapmak ancak verdiğiniz kiloların kalıcı olmasını istiyor, diyet sürecinizi de egzersiz ve motivasyonel içerikler ile desteklemek istiyorsanız hemen uygulamayı indirerek aramıza katılın!
\n\n\n\n","branch":"Beslenme","image":"https://bewell-files.s3.eu-central-1.amazonaws.com/kilo-vermek-için-diyet.jpg","__v":0}]},"__N_SSP":true},"page":"/blog","query":{},"buildId":"5pzW-BitY8iLP3WGm9fkJ","isFallback":false,"gssp":true}